Borca çalışıyorlar

Metal sektörü örnekleminde yapılan araştırmaya göre, işçiler yaşamlarını ve "borçlarını" idame ettirebilmek için çalışıyor.

soL (HABER MERKEZİ) Birleşik Metal İş Sendikası araştırma dairesi tarafından Nisan-Haziran aylarında, 78 fabrikada yaklaşık 1000 işçi ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, metal işçilerinin yüzde 81'nin borçlu olduğu gözlemlendi.

Araştırmaya göre işçilerin hayatlarını borçla kurduğu göze çarpıyor. Araştırmaya göre işçilerin yüzde 6,1'inin konut kredisi, yüzde 5,2'sinin araba, yüzde 25,9'unun tüketici kredisi, 41,2'sinin ise kişisel borcu var.

İşçiler geleceklerini planlayamıyor
Araştırmadaki veriler mülk sahibi olunması ya da ailede birden fazla işçi bulunması durumunda tasarruf yapılabildiğini gösteriyor. Araştırma, bir işçinin ücretiyle geleceğini planlamasının "imkansız" olduğunu yansıtıyor.

Diğer yandan borçlu yaşamın en önemli "gereklilerinden" bir tanesi olan kredi kartları, borçların sürekliliğini sağlıyor. Araştırmada, metal işçilerinin yüzde 77'si kredi kartı sahibi olduğu gözlemleniyor.

Paran yoksa kredin var
Yaş ilerledikçe ve ailedeki birey sayısı, hanedeki gelir azaldıkça kredi kartı sahibi olanların payında da artış göze çarpıyor. Verilere göre, 25 yaş ve altı işçilerde kredi kartı kullanım oranının yüzde 54,4 iken, 26-30 yaş grubunda kredi kartı kullanımının yüzde 73,4 olduğu gözlemleniyor. 31-35 yaş grubunda yüzde79,4 olan kredi kartı kullanım oranı, 36-40 yaş grubunda yüzde 80,3 ve 41 ve üzeri yaş grubunda yüzde 82,9 olarak ciddi boyutlara ulaşıyor.

Araştırmada genç işçilerin, kredi kartı borçlarını sadece asgari düzeyde yatırmaya çalıştığı belirtiliyor. Asgari limit ödeyenlerin en kalabalık olduğu yaş grubu yüzde 17 ile 25 yaş ve altı olarak kayda geçiyor. Asgari limit ödeyenler, en çok 900 YTL ve altı gelire sahip olanlarda gözlemleniyor.

Borçlu yaşam olağan hale getiriliyor
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Birleşik Metal İş Yönetim Kurulu, işçilerin alım gücündeki azalmaya paralel olarak borçlanma oranlarının da artığına işaret ederken, borçlu oranı ile metal sektöründeki verimlilik ve üretim açısından ciddi artışlar arasındaki ters orantıya dikkat çekildi.

Değerlendirmede, işçilerin hayatlarını idame ettirebilmeleri için borçlanmak zorunda kalmalarının anlaşılır bir yanının bulunmadığı belirtilirken, borçlu yaşamının işçi açısından olağan hale getirilmeye çalışıldığı görüşüne yer verildi.