Akademisyenler aydınlanma ve özgürlük için buluştular

Üniversite Konseyleri Derneği'nin düzenlediği "Aydınlanma ve Özgürlük Buluşması" panellerinin ilki İzmir'de gerçekleştirildi. İkincisi ise 8 Kasım Pazartesi günü saat 13:00'da İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla Kampüsü'nde düzenlenecek.

Üniversitelerde AKP'nin YÖK eliyle dayattığı gericileştirmeye karşı çıkan Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), üniversitelerde yürüttüğü aydınlanma mücadelesine "Aydınlanma ve Özgürlük Buluşması" başlıklı paneller ile devam ediyor. Aydınlanma ve özgürlük buluşmalarının ilki dün İzmir Nazım Kültürevi'nde düzenlendi. Etkinliğe konuşmacı olarak Prof. Dr. Renan Pekünlü, Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı ve Ege Üniversitesi öğrencisi Senem Doruk katıldı. Moderatörlüğü ise Prof. Dr. İzge Günal yaptı.

"Türbana karşı çıkan ÜKD dışında kimse kalmadı"
Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. İzge Günal, ülkede türbana karşı çıkan kimsenin kalmadığını, kitle örgütleri ve siyasi partilerin dahi bu konuda karşı çıkmaya korkar hale geldiğini söyledi. ÜKD olarak geçtiğimiz Ekim ayı boyunca "Kabullenmiyoruz" başlıklı imza metni ile yaptıkları çalışmayı anlatan Günal, yaklaşık 1170 imza toplandığını ancak bu imzaların bu dönemde toplanmış olmasının çok kıymetli olduğunu vurguladı. İzge Günal, ÜKD'nin YÖK Başkan'ı Yusuf Ziya Özcan'ın İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiği "türban serbestliği" olarak anılan kararın iptali için Danıştay'a ve 6 üniversite rektörüne karşı yapılan suç duyurusunu anlattı. ÜKD'nin gelecek dönem yapacağı çalışmaları da özetleyen Günal, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde eylem yapan ve okul tarafından haklarında soruşturma açılan öğrenciler ile ilgili hukuki sürecin takip edildiğini söyledi.

"Türban baskı aracıdır"
Prof. Dr. İzge Günal'dan sonra söz alan Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, türbanın özgürlük değil dinsel ve siyasi bir simge olduğunu söyledi. Türbanın, türban takmayan insanlara karşı baskı aracı olduğunu söyleyen Kaymakçı, aydınlanma ile ortaya çıkan laiklik kavramının insanları dinsel baskılardan koruması gerektiğini ifade etti. Türbanın Türkiye'de ortaya çıkışının emperyalizmin yeşil kuşak projesi olduğunu söyleyen Mustafa Kaymakçı, reel sosyalizmin çözülmesi sonucunda Türkiye'de türban ve gericiliğin yayılmasının kolaylaştığını belirtti. Bilimin sürekli değişim gösterdiğini söyleyen Kaymakçı, bilim ile türban ve dini yanyana getirmenin mümkün olmadığını ifade etti.

"Türban binalarda değil kampüste yasak"
Prof. Dr. Renan Pekünlü, türbanlı bir öğrencinin kendisine karşı açtığı hakaret davasının ayrıntılarını anlattığı konuşmasında, Ege Üniversitesi Rektörlüğü'nün türbanlı öğrencileri binalara girmekte uyardığını oysa Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarının türban takan öğrencilerin kampüslere girmelerinin önüne geçtiğini belirtti. Kendisine dava açan öğrencinin hem rektörülüğe verdiği şikayet dilekçesinde hem de cumhuriyet savcılığına verdiği şikayet dilekçesinde, kampüs içinde türban taktığını itiraf ettiğini belirten Pekünlü, kendisinin bu öğrenci ile ilgili Ege Üniversitesi Rektörülüğü'ne soruşturma talebi ile başvurduğunu söyledi. Rektörülüğün yasal cevap verme süresinden sonra, kendisinin sıkıştırmasıyla uzun bir süre sonra cevap alabildiğini söyleyen Pekünlü, Ege Üniversitesi Rektörlüğü'nün öğrencinin yasaya karşı çıkmasına rağmen bir cezalandırma almadığını ifade etti. Pekünlü, "Ben türbanlı öğrencilerin peşinde değilim. Üniversite yönetimleri yasayı uygulamıyorlar" dedi.

"Üniversiteleri gericiliğe teslim etmeyeceğiz"
Türban takan öğrencilerin eğitim haklarının ellerinden alındığı iddialarına karşı çıkan, panelin son konuşmacısı, Ege Üniversitesi öğrencisi Senem Doruk, parası olmayan öğrencilerin okuyamadığını ama bu konuda kimsenin konuşmadığını söyledi. Türkiye'de siyasetin insanların inancına göre değil, AKP'nin şekillendirmesine göre belirlendiğini belirten Doruk, türbanı kadın özgürlüğü olarak lanse eden Tayyip Erdoğan'ın bulduğu her fırsatta kadınlar ve erkeklerin eşit olamayacağını söylediğini belirtti. 6 Kasım'da İstanbul'da yapılacak olan eylemin öneminden bahseden Senem Doruk, AKP'nin üniversitelere baskıyı YÖK eliyle yaptığını ve bu baskıya karşı çıkacak ilerici ve aydınlanmacı damarın güçlenmesi gerektiğini söyledi. Doruk sözlerini, "İlerici öğrenciler olarak direnç göstereceğiz, üniversiteleri AKP'ye ve gericiliğe teslim etmeyeceğiz" diyerek sözlerini sonlandırdı.

"Aydınlanma ve Özgürlük Buluşmaları" yayılıyor.
ÜKD, "Aydınlanma ve Özgürlük Buluşması" panellerine 8 Kasım 2010 tarihinde İstanbul'da devam edeceklerini duyurdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla Kampüsü'nde 127 No'lu salonda saat 13:00'da başlayacak olan panelin moderatörü Dr. Nevzat Evrim Önal olacak. Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. İzzettin Önder ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Özgür Keskin katılacak.

(soL - İzmir)