2 yılda 1 milyon kişi işsiz kaldı

DİSK’in raporuna göre 2008’de 2,5 milyon olan işsiz sayısı 3,5 milyona çıktı. Güvencesiz çalışanların sayısı ise 1 yılda 220 bin arttı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun Araştırma Dairesi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yola çıkarak işsizlik sorununu çeşitli yönleriyle ele alan bir rapor hazırladı.

Ulusal İstihdam Stratejisi Taslağı’nda işsizliğin yüzde 10’luk kısmının yapısal bir olgu olarak kabul edilmesini eleştiren raporda “İşsizlik gibi can yakıcı bir sorun karşısında bir kişinin bile işsiz kalmaya devam etmesi ‘yapısal’ bahanesi ile kabullenilemez. Dolayısı ile herkese insan onuruna yaraşır iş sağlamak hükümetler için temel bir sorumluluk olmak durumundadır” denildi.

Raporda, yüzde 13,7 olan Türkiye’deki işsizlik oranının, iflasın eşiğinde olduğu ilan edilen ve Türkiye’nin yardım eli uzatmayı teklif ettiği Yunanistan’ın yüzde 11,7 olan işsizlik oranından yüksek olmasına dikkat çekildi.

Güvencesiz çalışma arttı
2008’de yaklaşık 2,5 milyon olan işsiz sayısının son verilere göre 3,5 milyon civarında olduğu ifade edilen raporda, işsiz sayısının 2 yılda yüzde 35 arttığı kaydedildi. Şubat, Mart, Nisan 2010 dönemini (Mart dönemi) kapsayan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre, işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 2,1 puanlık düşüşle yüzde 13,7 düzeyinde bulunduğu anımsatılan raporda, buna karşın güvencesiz çalışmanın arttığına dikkat çekildi. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “İşsizlik rakamları düşerken güvencesiz çalışanlar ve eksik istihdam edilenlerin sayısı artıyor. Yani istihdamdaki artış, işin nitelik ve süre açısından yetersizliğine işaret ediyor. Herkese insan onuruna yaraşır bir iş talebi dikkate alındığında, krizden güvencesiz ve geçici işlerle çıkmanın çözüm olmadığı görülecektir. Geçici bir işte çalışanların sayısı mart dönemi için 2009’da 1 milyon 35 bin iken, 2010’da 1 milyon 255 bin düzeyine ulaştı. Güvencesiz çalışan ve geleceğinden endişeli olanların sayısı geçen yıla göre 220 bin arttı.”

İşsizlikte geçici işçiler başta
Resmi rakamlara göre işsiz kalanlar arasında ilk sırada güvencesiz çalışan geçici işçilerin geldiği belirtilen raporda “Geçici işte çalışan her bir işçiye karşın, geçici bir işte çalıştığı ve iş sona erdiği için işsiz kalan bir işçinin olması güvencesizliğin işsizliğe nasıl bir boyut kattığının somut ifadesidir” denildi. Her 10 kişiden sadece 1’i geçici bir işte çalıştığı halde, işsizlerin yüzde 31’ini geçici işlerde çalıştığı için işsiz kalanların oluşturduğu ifade edilen raporda “Bu halde olanların sayısı 1 milyon 83 bindir” denildi.

İşsizler arasında işten çıkarılanlar yüzde 19 ile ikinci sıradayken, kendi isteğiyle işten ayrılanlar yüzde 15,7’lik bir yer tutuyor.

Eksik istihdam rakamlarında da artış yaşandığı ifade edilen raporda, esas işinde ve diğer işinde/işlerinde haftada toplam 40 saatten daha az çalışan ve 1 saat çalışmış olsa bile istihdamda sayılanlarla, aynı nedenlerle istihdamda görünen ancak iş arayanların sayısında 154 bin yükselme olduğu belirtildi.

Kronik işsizlik aileler için bir kabus
1 yıldan fazladır işsiz olanların sayısında artış yaşandığı kaydedilen raporda, “İş bulamamanın kronik bir hale gelmesinin yaratacağı etkiler düşünüldüğünde, bu durum aileler açısından büyük bir kabusa dönüşüyor. Geçtiğimiz yıl 820 bin olan kronik işsizlere bu yıl, kriz döneminde işsiz kalmış 124 bin kişi daha katıldı. Kronik işsizlerin sayısı 820 binden 944 bine ulaştı. Toplam işsizler arasında kronik işsizlerin oranı yüzde 21’den yüzde 28’e çıktı” denildi.

Çalışma saatleri düşürülsün!
İşsizliğe çözüm olarak kıdem tazminatlarının kaldırılması, esnek çalışma, kamu emekçilerinin iş güvencesinin kaldırılması, geçici çalışmanın yaygınlaşması, kiralık işçilik uygulamalarının gösterilmesine karşılık DİSK’in işsizlikle mücadelede tek ve somut bir önerisinin çalışma sürelerinin aşağı çekilmesi olduğu vurgulanan raporda şöyle denildi:

“AB ülkelerinde haftalık 35-40 saat arası olan çalışma süreleri ülkemizde resmi olarak 45, fiili uygulamada 50 saatin üzerine çıkmaktadır. Çalışma süreleri düşürülürse bunun istihdama nasıl olumlu yansıyacağını göreceğiz. Ayrıca hükümet kayıt dışı ile mücadeleyi bu sistemden nemalanan işverenlerle çözmeye kalkarsa sonuç alamaz. Bu anlamda kayıt dışı ile mücadele de sendikalara yetki verilmelidir. Bunun dışında işsizliğin çözümü herkese iş güvencesinin ayrımsız bir şekilde uygulanması, sendikal hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, kamu girişimciliğinin ve hizmetlerinin istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınması, Türkiye’nin atıl iş gücü kapasitesinin üretici bir faaliyet içerisinde harekete geçirilmesi ile mümkündür.”

(soL – Haber Merkezi)