TKP'den Türkiye'yi sarsan halk eylemleri ile ilgili deklarasyon

Türkiye Komünist Partisi tarafından tüm Türkiye'yi sarsan halk eylemleriyle ilgili 14 maddelik bir deklarasyon yayınlandı.

TKP Merkez Komitesi tarafından yayınlanan deklarasyon şu şekilde:

EMEKÇİ HALKIN SEÇENEĞİ MUTLAKA YARATILACAKTIR

1. Türkiye, günlerdir gerçek bir halk hareketine tanıklık etmektedir. İstanbul’da başlayan, Türkiye’nin dört bir yanına yayılan eylem ve protestolar kitlesel, meşru ve tarihsel bir nitelik taşımaktadır. Her şeyden önemlisi, halkın psikolojisindeki çarpıcı değişimdir. Korku duvarı ve atalet aşılmış, özgüven kazanılmıştır.

2. Türkiye Komünist Partisi başından beri bu halk hareketinin parçası olmuş, bütün güçlerini seferber etmiş, hareketin emekçi ve devrimci karakterini güçlendirmek için çaba harcamış, gelişkin bir disiplin anlayışının yayılması için uğraşmış, sayısız eylem ve gösteriyi örgütlemiştir. Bu süreçte partimizin genel merkez binasına Ankara polisi tarafından ağır bir saldırı düzenlenmiştir. Türkiye’nin her tarafında yüzlerce parti üyemiz yaralanmış, gözaltına alınmıştır. Bazı yöneticilerimizi kaçırma girişiminde bulunulmuş, partimize dönük provokasyon girişimleri boşa çıkarılmıştır.

3. TKP’nin süreçteki rolüne ilişkin vurgularımız, halk hareketinin baskın kendiliğinden karakterini ve diğer siyasi öznelerin çabalarını hafifsemek amacını kesinlikle taşımamaktadır. Tersine TKP başından beri, bu hareketin şu ya da bu siyasi öznenin etkisini fazlasıyla aşan bir yönü olduğunu, kimsenin sürece küçük hesaplarla yaklaşmaması gerektiğini vurgulamıştır.

4. Halk kitlelerinin “Hükümet İstifa” talebi, bu hareketin açık bir gerçeğidir. Şu andaki mevcut hükümete karşı sol bir seçeneğin “hemen bugün” yaratılamayacağı açık olsa da, bu talep daha da yükseltilmelidir. Emekçi halk için bu seçenek, ancak yaşadığımız tarihsel dönemin yarattığı enerji değerlendirilerek yaratılabilir. TKP buna odaklanacak, düzen unsurlarının krizi aşmak ve halkı aldatmak için çare olarak ileri sürebileceği “milli hükümet” ve benzeri arayışları emekçi kitleler nezdinde teşhir edecektir.

5. Kuşkusuz, siyasi iktidar türlü manevralarla halkın tepkisini yatıştırmaya, kontrolü sağlamaya, hatta bunu bir fırsata çevirmeye çalışacaktır. Bunda geçici başarılar elde etmesi de mümkündür. Ancak halk hareketi böyle bir olasılıkta da asla boşa gitmemiş olacaktır. TKP inatçı, sabırlı ancak yoğun bir çalışma dönemine hazırdır.

6. Türkiye’de sosyalist hareketin benzer hedef ve kaygılarla hareket eden kesimlerinin ortak hareket etmesi için şimdiye kadar sürdürülen çabaların halk hareketinin yükselişini hızla değerlendirmesi gerekmektedir. TKP, güncel görev ve çalışmaları sekteye uğratmayacak biçimde bu konuda sorumlu davranacak, aşağıda yer verilen güncel talepler doğrultusunda bir ortak zeminin yaratılması için çaba gösterecektir.

7. Hükümetin halk hareketini meşru ve gayrı-meşru diye bölme çabasını boşa çıkarmak için bütün güçler hareketin toplumsal meşruiyetini azaltıcı davranışlardan kaçınmalıdır. Saldıran siyasi iktidardır. Halk bu saldırılara karşı kendini ve meşru eylemini savunmalı ancak hükümetin provokasyon tuzağına kesinlikle düşmemelidir.

8. Halk kitlelerinin “hükümet istifa” diye haykırdığı sırada, Taksim-Gezi Parkı ile sınırlı pazarlıkların anlamı yoktur. Hükümet bundan bir hafta önceki dengelerin bir daha geri gelmemecesine değiştiğini ısrarla anlamazdan gelmektedir. Herkes biliyor ki, halk hareketi yalnızca Gezi Parkı’ndaki ağaçlarla ilgili duyarlılığın ürünü değildir. Öfke aynı zamanda kentsel dönüşüm politikalarına, piyasacı teröre, yaşam tarzlarına müdahaleye, Amerikancılığa, gericiliğe, Suriye halkına karşı düşmanca girişimlere karşıdır. AKP, “üç ağaca karşı beş ağaç dikeriz” söylemiyle halkı aldatamaz!

9. Bir emekçi halk seçeneğinin yaratılması için kollar sıvanırken, hareket bazı taleplerin arkasında durmalıdır. Bu talepler, bu hükümetin ya da Erdoğan’ın istifası durumunda da geçerli taleplerdir.

a) Hükümet Gezi Parkı ve AKM’nin yıkılması projesinin durdurulduğunu derhal ilan etmelidir.

b) Direniş boyunca gözaltına alınanlar serbest bırakılmalı, hiçbir adli kovuşturmaya izin verilmemelidir.

c) Barolar Birliği ve kent barolarının öncülüğünde kurulacak komisyonların raporları doğrultusunda, halka karşı suç işlediği saptanan yetkililer görevden alınmalıdır.

d) Halkın haber alma hakkını engelleme girişimleri durdurulmalıdır.

e) Toplantı, gösteri ve yürüyüşlere ilişkin her tür yasaklama kaldırılmalıdır.

f) Seçim barajı ve siyasi partiler yasasındaki anti demokratik hükümler dahil, halkın siyasete katılım kanallarını tıkayan her tür yasal ve fiili engel kaldırılmalıdır.

g) Halka tek tip yaşam tarzını dayatan tüm girişimler durdurulmalıdır.

10. Yukarıdaki acil talepler, siyasi iktidarın kendisine karşı mücadele hak ve görevlerimizi hiçbir biçimde etkilemeyecektir. Halkın hükümete yönelik tepkileri güçlendirilmeli, gerçek bir alternatifin oluşturulması için çabalar yoğunlaştırılmalıdır.

11. 12 Eylül faşist darbesiyle birlikte emekçi halka, sola, Kürtlere karşı gerici ve şoven saldırıların aracı olarak kullanılmak istenen ay-yıldızlı bayrak, halkımız tarafından faşizmin elinden alınmış, bir kez daha Deniz Gezmiş’lerin, yurtsever halkın elindeki bayrağa dönüşmüştür.

12. Halk hareketinin başından beri halkları birbirine düşürmek isteyenleri boşa çıkaran tutum gözlenmektedir. Bu tutum titizlikle sürdürülmeli, şovenizme, milliyetçiliğe asla geçit verilmemelidir.

13. “AKP ile barış olmaz” demiştik. Halkın sırtını döndüğü, ipliği pazara çıkan bir iktidarla barış olmaz. Kürt siyaseti “AKP’ye umut beslemekten” vazgeçmeli, yurtsever, aydınlanmacı birleşik bir emekçi halk hareketinin güçlü bir bileşeni olmalıdır.

14. Siyasi iktidarın kolluk güçlerince öldürülen yurttaşlarımız, haklı ve tarihsel bir mücadeleye yaşamlarını vermişlerdir. Bu halk onları unutmayacak, sorumlulardan hesap soracaktır.

TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ

MERKEZ KOMİTE

4 Haziran 2013