TKP: Tayyip’e “ilk hayır” 1 Mayıs’ta

Türkiye Komünist Partisi Siyasi Bürosu’nun yaptığı açıklamada Erdoğan’ın Anayasa değişikliğinden muradının “başkan olmak” olduğunun açığa çıktığı, bu sevdaya ilk “hayır” yanıtının 1 Mayıs’ta verileceği söylendi.

Açıklama şu şekilde:

Erdoğan hiç heveslenmesin!
Tayyip’e “ilk hayır” 1 Mayıs’ta!

Dün bir televizyon kanalında konuşan Erdoğan, Anayasa değişikliği bahanesiyle halkın önüne konulacak sandıkta aslında oylanmasını istediği şeyin ne olduğunu itiraf etti: “Beni Başkan seçin!” Sekiz senedir ülkenin varını yoğunu satan, vaktinin büyük kısmını Batı başkentlerinde, özellikle Vaşington’da geçiren Erdoğan, kurduğu diktatörlük rejimini yasallaştırma peşindedir. Başbakan’ın hevesi kursağında bırakılmalıdır. “Erdoğan rejimi” tarafından yoksulluğa ve işsizliğe mahkum edilen yüz binlerce emekçi 1 Mayıs’ta “padişah” bozuntusuna ilk “hayır” cevabını verecektir.

Sık sık Türkiye’yi “küçük Amerika” yapacağını söyleyen, “Prezidan Bush’la” yakın dostluğuyla övünen Özal’ın en büyük hülyalarından biriydi Başkan olmak… Özal, Başkan olamadı, ama yıllarca ülkeyi “kanun hükmünde kararname” adlı icadıyla bir despot gibi yönetti ve ömrünün son kesitinde de bir oldubittiyle Çankaya’ya çıkarak Cumhurbaşkanı oldu.

Halkımız onun idaresinin, onun ülkeye dayattığı politikaların ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Bu nedenle ona “Çankaya’nın şişmanı” adını layık gördü. Özal, Başkan olma hayali kurdu, “Çankaya’nın şişmanı” olarak öldü…

Tayyip Erdoğan, Özal’ın hülyalarının peşinden koştuğunu hep söyledi. Özal özelleştirmeciydi, piyasacıydı, zenginleri severdi. Erdoğan ve ekibi ülke tarihinin en büyük özelleştirmelerini gerçekleştirdi eğitimden sağlığa her şeyi daha önce görülmemiş ölçüde piyasa vahşetine teslim etti Türkiye’nin “geleneksel” patronlarının yanına din tüccarlığıyla semiren yenilerini ekledi.

Özal, Irak’ı bomba yağmuruna tutan ABD’nin peşine takılmayı, “bir koyup üç almayı” hayal ediyordu. Erdoğan ve ekibi, ABD’nin peşine yalnızca Irak’ta değil, Afganistan’da ve emperyalizm daha nerede yoksul halklara tecavüz ediyorsa orada takıldı.

Erdoğan, Özal’ın hayallerinin peşinden koşmayı kendisine iş edinmiş. Şimdi de selefinin Başkanlık hülyalarını gerçekleştireceğini ilan ediyor. Gazeteciler “siz aday olur musunuz?” diye soruyor, Erdoğan, “7,5 yıldır Başbakanlık yapıyorum, 18 yaşından beri siyasetin içindeyim” diye cevap veriyor. Anlaşılan, ülkeyi bir “şirket gibi” yönetmekle övünen Erdoğan, Başkanlık sistemini de bir şirketin “CEO”luğu sanıyor ve özgeçmiş bilgilerini sıralıyor. Erdoğan göz göre göre, “bu ülkenin patronu benim, şunun resmileştirelim” demektedir.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi konusundaki referandumun da, son Anayasa değişikliği girişimiyle yargının yürütmeye bağımlı hale getirilmesi çabalarının da arkasında bu ihtirasının yattığını itiraf etmiştir. Her şey, ülkeyi bir şirkete çeviren, Özal’ın halefi Erdoğan’ın “ülkenin patronu” olmaya niyet etmiş olmasından kaynaklanmıştır.

Madem Başbakan’ın niyeti patron olmaktır, o halde ona en anlamlı “hayır” cevabı 1 Mayıs’ta Taksim’de Türkiye emekçileri tarafından verilmelidir. “Çankaya’nın şişmanı” gibi Erdoğan’ın da hevesi kursağında bırakılmalıdır. Bunun için halkımızı 1 Mayıs’ta Taksim’de yüz binler olup Erdoğan ve ekibine “hiç heveslenmeyin, hayır!” cevabı vermeye, Taksim’e çağırıyoruz.

Türkiye Komünist Partisi
Siyasi Büro

(soL - Haber Merkezi)