TKP MK Sözcüsü Kemal Okuyan: 'Kürtler Suriye'de şimdiye kadar onurlu bir tercihte bulundu'

TKP MK Dönem Sözcüsü Kemal Okuyan, Suriye Kürtleri'nin Suriye'de emperyalist planlara dahil olmayarak şimdiye kadar çok onurlu bir tercihte bulunduklarını ifade etti. Okuyan, Suriye Kürtlerinin emperyalist planlara dahil olmaması gerektiğini vurguladı.

TKP MK Dönem Sözcüsü Kemal Okuyan, Suriye Kürtleri'nin 17 Temmuz'dan itibaren bazı kentlerde yönetimleri ele almasına ilişkin ETHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Suriye'de yaşananların "iç savaş değil, emperyalist müdahale" olduğunu savunan Okuyan, "Bu müdahalenin şiddeti ve harekete geçirdiği bölgesel gericiliğin gücü, Suriye halklarının eşit ve özgür bir biçimde yaşayacakları bir toplumsal düzen arayışının da üzerini örtmekte. Saddam Irak'ında olduğu gibi 'Esad gitsin de ne olursa olsun' denemeyecek bir tablo var önümüzde. Dolayısıyla Suriye ve bölgede öncelikli görev, emperyalist müdahaleyi boşa çıkarıcı bir tavır almaktır. Kürtler Suriye'de emperyalist planlara dahil olmayarak şimdiye kadar çok onurlu bir tercihte bulundular. Bir aşamada, ülkenin belli noktalarında otorite boşluğu meydana geldiği bir sırada, bu boşluğun doldurulma girişimlerine kimse itiraz edemez. Öte yandan belli bir coğrafyada iktidar odağı olarak hareket etmek önemli bir iddiadır. Emperyalist planları bozucu bir konumlanış ve sınıfsal açıdan emeğin, yoksulların ağır bastığı bir yönelim bölge için büyük kazanç olur" dedi.

Ancak bunun tersi belirtiler de olduğunu söyleyen Okuyan, şöyle devam etti: "AKP iktidarının, ABD'nin içinde olduğu pazarlıklar var, Barzani'nin hesapları var… Bütün bunlar dikkatle takip edilmeli, antiemperyalist, devrimci bir konumlanış için her yol denenmeli."

Okuyan, Başbakan Erdoğan'ın Esad'a "halkın iradesini tanıyın" derken, Suriye Kürtlerinin iradesini tanımamasına ilişkin bir soruya ise şöyle yanıt verdi:

'AKP RİYAKAR BİR İKTİDAR'
"Suriye'de Esad'a karşı şimdiki hareket oluşmadı, büyük ölçüde yaratıldı. Bugün söz konusu olan Suriyeli emekçilerin Esad'la hesaplaşması değil. AKP de başından beri bu sürecin içinde. Müslüman Kardeşleri, diğer gerici güçleri, CIA destekli çapulcuları halk hareketi olarak görmek doğru değil. Yine de emperyalizm ve gericilik gelişmeleri tamamen kontrol etme, belirleme yeteneğine sahip olamıyor. Bölgede bir değil, çok sayıda denklem var. Kürt sorununu kendine yontmak, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerini görmezden gelmek konusunda kararlı -ki başka türlüsünü yapamaz çünkü halk düşmanı bir iktidardır- bir hükümetin Kürtlerin inisiyatif almasından rahatsızlık duymasından daha doğal bir şey olamaz. Öte yandan Washington'a Esad'ın gidişi konusunda açık söz veren ve tutamadığı bu söz nedeniyle güç duruma düşen Erdoğan'ın Şam'daki iktidarın otoritesini zayıflatan her gelişmeden memnunluk duyması beklenir. Dediğim gibi, çok denklemli, karmaşık bir süreç bu ve kesin hükümler verilemez. Kürtlerin inisiyatif almasını sınırlı bir askeri müdahale için gerekçe olarak bile kullanabilecek kadar riyakar bir siyasi aktörden söz ediyoruz."

Okuyan, sözlerini "Emperyalizme ve gericiliğe karşı ortak hareket zamanıdır" diye sonlandırdı.