Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından yayınlanan "TKP Diyor ki" bülteninin bugünkü sayısında şöyle denildi:
Kabahatin çoğu senin
Yıllarca yan yana durduğun, bu ülkenin aydınlarını, gazetecilerini, siyasetçilerini zındanlara tıkarken alkışladığın “cemaat” şimdi cebinden yolsuzluk dosyalarını çıkardığında gözünde münafık oluverdi. Uzun süredir hazırlık yaptıklarını söylüyor ve soruyorsun: Niye şimdi?
Oysa asıl sorman gereken soru şu: Niye 5 yıl önce değil?
Milyarlarca dolarlık yolsuzluk konuşuluyor, “Niye başbakanımı yemek istiyorlar?” diye soruyorsun.
Belki de “Zamanında Kemal Unakıtan'ın yaptıkları ayyuka çıkmışken kimse onu yemedi, sessizce emekliye ayırdılar, niye?” diye sorman gerek.
“Koç Holding'le Beyaz Saray kafa kafaya verdiler, benim Kasımpaşalımı yiyorlar” diyorsun. İyi senin Kasımpaşalı'yı buraya getiren de onlardı.
Kazanın doğurduğuna inandın, öldüğüne niye inanmıyorsun?!
“Müslüman evladıdır, yemez, yerse de helal olsun o yesin” dersen, hırsızın suç ortağı olursun.
Bir de çok unutkansın. “Cilvegözü sınır kapısındaki bombalamayı Esad'ın adamları yaptı, Reyhanlı da öyle” demişlerdi inanmıştın. Şimdi niye sormuyorsun, “yakaladığınız adamlar nerede” diye, niye bağırmıyorsun, “Esad 100 bin lira verip Reyhanlı'yı patlatmışsa niye uluslararası mahkemede yargılanmıyor” diye.
Cilvegözü'nde de Reyhanlı'da da iş başında olanın El Kaideciler olduğu ortaya çıktı. Sen unutkan olduğun için, sen “bize yalan söylemişsiniz” demediğin için Davutoğlu hiç bir şey yokmuş gibi “biz zaten silahlı gruplarla ilişki kurmadık” diyebiliyor. Suriye'de patlatılan roket başlıkları Konya'da Adana'da üretildi oysa.
Şunu da sormuyorsun: Dün kardeşim diye sarıldığı adama ve ülkesine böyle alçakça saldıran birinin yanında, ona ihanet eden cemaatin yaptığı nedir ki?
Söylenecek daha çok şey var! Bugün kulağını kapatır, dinlemezsin ama iş işten geçtiğinde hatırlayıp sorarsın “Neydi o söyledikleriniz?” Çok geç olur.
“Peki ne olacak şimdi, direnir bizim Kasımpaşalı” diyorsan hâlâ...
O iş çoktan bitti. Biz patlattık o balonu.
Hırsızları “yedirtmemekle” uğraşmayı bırak. Aradan çekil, bırak “halk” olmayı becerenler, hesaplarını görsünler.
Görsünler ki, geleceğimiz aydınlansın.