Sosyalistlerin Meclisi: Sosyalistler cesur ve atak davranmalı

8 Aralık’ta Ankara’da genel kurulunu toplayan Sosyalistlerin Meclisi, bir de bildiri yayımladı. Bildiride “sosyalistler toplumsal muhalefetin her iki kanadıyla bağımsız, ilkeli ve yeri gelince dayanışmaya dayalı bir ilişki kurmalı” denildi.

Sosyalistlerin Meclisi ikinci genel kurul toplantısını 8 Aralık’ta Ankara’da yaptı. Toplantının ilk oturumunda “sosyalistler toplumsal muhalefete nasıl öncülük edecekler” sorusunu tartışan Meclis, ikinci oturumda başkanlık sistemi tartışmalarını, yeni YÖK yasa taslağını ve TMMOB yasasında değişiklik yapılmasını öngören yasa taslağını tartıştı. Toplantıda ayrıca “Seçim Bilgi Sistemi’ndeki güvenlik açıkları komisyonu” ve “İzmir’de yerel yönetime AKP’nin müdahalesinin deşifrasyonu komisyonu” raporları sunuldu.
Toplant çeşitli çalışma grupları ve komisyonların tartışmalarıyla devam etti. “Türkiye’nin idari yapısı, yerel yönetimler, kentsel dönüşüm ve sosyalizm”, “Kadının eşitliği, özgürlüğü ve sosyalizm” ve “Sanat ve sosyalizm” konularında çalışma yapan gruplar kendi konularına yoğunlaştılar.

Toplantının sonuç bildirisi
Sosyalistlerin Meclisi İkinci Genel Kurul Toplantısı sonrasında bir de sonuç bildirgesi yayımlandı. Sonuç bildirgesinde şunlar söylendi:

Sosyalistlerin omzunda tarihsel ve ertelenemez bir sorumluluk bulunmaktadır.

AKP’nin, emperyalizmin ve Türkiye burjuvazisinin desteği, paranın gücüne yaslanarak ve her türlü hileli yolu mubah gören bir tarzla büyük bir güç elde ettiğini ama bütün bunlara rağmen bir yönetememe krizine doğru gittiğini daha önce saptamıştık. Ortadoğu’da mazlumdan yanaymış gibi kendini gösteren “Yükselen aktör”ün Suriye’de düştüğü durum ve radikal İslamcı çetelerle yapılan kriminal işbirliği gerçek yüzünün geniş kitlelerce daha iyi anlaşılmasını sağladı. Bir yandan iktisadi durgunluk yalancı halkçılığı imkansız hale getirir ve yağma düzeni alıp başını giderken, diğer yandan AKP kendi içinde kriz yaşamaya başladı ve yerel seçimleri öne alacak yasal düzenlemeyi bile Meclis’ten geçiremedi. Siyasi krizin bir diğer boyutu İkinci Cumhuriyet’in düzenine Cumhuriyet’ten bakiye kalan siyasi eğilimleri asimile edememesi oldu. 29 Ekim’de belki Türkiye tarihinde ilk kez polis kuvvetleri Cumhuriyet bayramını kutlamak isteyen kitlelere gaz sıkarken, Kürt ulusal hareketi binlerce kişinin katıldığı bir açlık grevine gitti.

Sosyalistlerin Meclisi Türkiye’nin içinde bulunduğu bu koşullarda bağımsız sosyalist siyasetin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Türkiye’de Cumhuriyet koşullarında doğan ve AKP’ye karşı kitlesel olarak muhalefet eden kesimlere rağmen tek gerçek projenin sosyalizm olduğunu bir kez daha ilan etmektedir. Emperyalizm ve onun sadece Türkiye için değil, bütün bir bölge için kullandığı önemli bir araç olan AKP, ne Türkiye’nin ne herhangi bir ulusun egemenlik ve bağımsızlığından yana değil, gericiliğe, piyasacılığa, emeğin köleliğine dayanan, asalaklaşmış bir uluslararası sermayenin tam tahakkümü yönünde irade göstermektedir. Sosyalizm bu koşullar altında tek gerçek seçenektir.

Sosyalistlerin Meclisi ülkemiz sosyalistlerini ve sosyalist öznelerini cesur ve atak davranmaya, toplumsal muhalefetin her iki kanadı ile bağımsız, ilkeli ve yeri gelince dayanışmaya dayalı bir ilişki geliştirmeye ve siyasi öncülüğün gereklerini yerine getirmeye davet etmektedir. Bu kendi içine kapanarak değil, toplumun bütün damarlarında dolaşarak, her noktaya temas etmeye çalışarak yapılacak bir iştir.

Son olarak Anayasa çalışmalarında kriz yaşayan ve bunu başkanlık sistemiyle aşmaya çalışan AKP’nin hiçbir yasayı yapmak ve yürütmek için gerekli meşruiyete sahip olmadığını ilan ederiz. Üniversiteleri sermayenin doğrudan boyunduruğu altına alacak olan Yeni YÖK yasa taslağı ve TMMOB’yi etkisizleştirmeye ve iktidara tabi kılmaya yönelik yasa taslağı da bu gayri meşruluğun bir parçası olarak ele alınmalıdır.

Toplumsal gelişmeler Türkiye sosyalistlerinin omzuna tarihsel ve ertelenemez bir görev yüklemiştir.

(soL-Haber Merkezi)