Sol tek ses oldu: 'Hayır' dedi

12 Eylül referandumu öncesi ortak bir 'hayır deklarasyonu' kaleme alan EMEP, Halkevleri, ÖDP ve TKP temsilcileri ile deklarasyona destek veren aydın ve sanatçılar Beyoğlu SES tiyatrosunda bir araya geldi.

SES tiyatrosundaki buluşma Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Yılmaz Demirel'in hazırlanan ortak deklarasyonu okumasıyla başladı. 700'ün üzerinde aydın ve sanatçının imza verdiği deklarasyon metnine ilişkin habere şu linkten ulaşabilirsiniz: http://haber.sol.org.tr/soldakiler/soldan-onemli-hamle-ortak-hayir-dekla...
Metnin okunmasının ardından EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ve TKP Genel Başkanı Erkan Baş birer konuşma yaptılar. Bu konuşmaların ardından akademisyen İzettin Önder, şair-yazar Sennur Sezer, tiyatro sanatçısı Metin Coşkun, akademisyen Hayri Kozanoğlu, akademisyen-gazeteci Atilla Özsever, Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Yılmaz Demirel, Türkiye Birleşik İşçi Partisi'nden Şadi Ozansü ve 12 Eylül’de gördüğü işkencenin ardından sakat kalan Vakkas Özüpak sırasıyla konuşmalarını yapmaya başladılar.


EMEP Genel Başkanı Tüzel: Emekçiye düşmanlık yapmış bir iktidarın güçlenmemesi için çalışmaları sürdüreceğiz

Etkinlikte konuşan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, "Bugün burada ülkemiz emekçilerinin çıkarılarını savunan, barışa, kardeşliğe inanan güçler olarak, bu yönde adım atmış herkesi bu çalışmadan ötürü kutluyorum. Ayrımcı, kışkırtıcı politikalara karşı ortak bir mücadele hattını örmek açısından bu birliktelik önemli bir adımdır. Bunun devamını diliyorum" dedi. Tüzel şöyle konuştu:

"Halkımızın oylarını yalan rüzgarıyla etkilemeye çalışıyorlar. Halk gücünün kendi seçeneğini ortaya çıkarması için ortak bir çalışma başlattık. Önümüzdeki günlerde hem ülkemizdeki örgütlü mücadelenin güçlerinin yansıması açısından devam edecek, yapacağımız mitinglerle AKP ye karşı, 12 Eylül düzenine karşı bir seçenek oluşturacak, halkı biraraya getirecek bir çalışmayı örgütleyeceğiz.

Eşit haklarla barış içinde birarada yaşamak adına ateşkes sürecini destekliyoruz. Bu sürecin iyi değerlendirilmesi için bu sürecin aktif olarak örgütlenmesi için, özerklik, ana dilde eğitim gibi taleplerin iyi değerlendirilmesi gerekir. Neden 'hayır' dediğimiz ortak metinde ifade edildi. Burada gerçek anlamıyla 12 Eylül'le hesaplaşma gibi bir durum yok. AKP iktidarı kendi iktidarını sağlamlaştırmak için bu adımı atıyor. AKP iktidarı hazırladığı broşürde millet konuşacak diyor. Yüzde on seçim barajı aynen duruyor. Hazırladıkları anayasa değişikliğini hoş gösterecek maddeler eklemişlerdir. Emek, barış ve demokrasi güçlerinin, 'yetmez ama evet' diyenlerin kafa karşıklığını gidermeliyiz... Seçime giden bir ülkede her zaman emekçiye karşı düşmanlık yapmış bir iktidarın güçlenmemesi için bu çalışmaları hep birlikte sürdüreceğiz... Yalan perdesini yırtacağız. Bu, 12 Eylül'le bir hesaplaşma değil, iktidarını meşrulaştırmak için atılmış bir adımdır.

Gelecekteki çalışmalarda, halk toplantılarında birarada olmak dileğiyle... "

Halkevleri Genel Başkanı Birol: AKP'nin organik aydınları ile mücadele etmeliyiz

Tüzel'den sonra konuşma yapan, Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, "12 Eylül'de 'hayır' için sandık başında olacağız. AKP'nin neoliberal politikalarının son bulması için sandık başında olacağız" dedi. Birol konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu değişikliklerde herhangi bir eşitlikçi yan bulunmuyor. 12 Eylül'ün devamı olan değişiklikler oylanacak... Gerçekleri halka anlatmak durumundayız. 12 Eylül'de 'hayır' oyu verecek ilericiler, sosyalistler 12 Eylül'e kadar yürütecekleri çalışmada değişiklikleri anlatmak dumunda. Söylediğimiz ve yaptıklarımız haklıdır. İçimize sızdırılmaya çalışılan, AKP'nin organik aydını olduğunu açıkça ifade edenlere karşı mücadele etmek durumundayız.

Biz 12 Eylül'de 'hayır' demekle işin bitmeyeceğini biliyoruz. 12 Eylül'den sonra da halkların, kadınların ve çevrenin güvence altına alınacağı bir mücadele yürüteceğiz."

ÖDP Genel Başkanı Taş: Hiçbir solcu bu anayasanın özünü savunamaz

Daha sonra sahneye çıkarak konuşan ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, 12 Eylül'ün bir ürünü olan AKP'nin dayatmasına karşı, 12 Eylül'de önümüze getirilen pakete karşı gerekçelerimizi ortaklaştırdık. Ayrıca eşit ve özgür bir ülke için de ortaklaştık. Burada buluşmamız, burada yaptığımız çağrı sonrası için yapılacak mücadeleye çağrıdır. Özgürlük olmadan eşitlik, eşitlik olmadan özgürlük olmaz" diye konuştu. Taş şunları söyledi:

"12 Eylülcüler 24 Ocak kararları ile birlikte sermayenin sınırsız sömürme özgürlüğünü pekiştiriyor. 125. maddedeki değişikliğin içeriği budur. Geçen bir özelleştirmeye karşı EMO’nun yaptığı başvuru, AKP'liler tarfaından terörle suçlandı. Özelleştirmenin önündeki bütün engelleri kaldırıp, sermayenin bu alanlardaki saldırılarının önünü açmaya çalışıyorlar. (...) Altyapıda piyasa diktatörlüğünü inşa etmek, üst yapıda da sivil diktatörlüğü inşa etmektir bu anayasanın özü.

Hiç bir solcu bu anayasanın özünü savunamaz... Bu memleketin devrimcileri, bizler yıllarca anayasayı değiştirme suçuyla yargılandık. Biz bu anayasayı köklü bir biçimde değiştireceğiz. En büyük değişimin, devrimci değişimin önünü bu 12 Eylülcüler ezdi. 12 Eylülcüler meydanlarda, biz olmasaydık bunlar gelecekti dediler. Fatsa'yı ezdiler, bugünkü düzeni yarattılar. Herkesin herkesin kurdu olduğu bir düzen yarattılar. İşte ülkemizin hali... bu ülkeyi yeniden kuracak olan özne memleketin solcularıdır.

Devrim mücadelesi yürütenlere... Sizin mücadeleniz, sizin değerleriniz bize vasiyettir.. Hepinize sevgiler ve saygılar."

TKP Genel Başkanı Baş: İnsan gibi yaşamak isteyenler 'hayır' diyecek

TKP Genel Başkanı Erkan Baş ise "Sevgili arkadaşlar ortaklaştırdığımız metin hepimizin dertlerini ifade eden bir metin" diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Uzunca bir süredir anayasa değişkliğini tartışıyoruz. İktidar sahipleri bunu bir demokratikleşme adımı olarak anlatıyorlar. Bunu bizim açımızdan halka anlatmamız gerekiyordu. Geçtiğimiz hafta TKP'nin açacağı standın yasaklanmış olması, AKP'nin referandum sonrası nasıl bir Türkiye istediğini ortaya koymuştur. Bu tartışma bizim açımızdan bitmiştir.

İstanbul Valiliği 'hayır standını' yasaklama gerekçesinde, 'halkın oyunu etkileyebilirsiniz' diyor. Onlara göre siyasi parti, halkın çıkarlarını savunmaz, ne yapar siyasi parti yandaşlarına destek çıkar, çocuklarına gemi alır... 12 Eylül sonrasından AKP'nin yapmak istediği budur.

Yasaklar ve engellemeler sadece yasalarla gerçekleşmiyor. Medyayı, yandaş kanalları izleyen bir işçi ve emekçi kardeşimiz, aydın ve sanatçıların 'evet' dediğini sanmaktadır. Sadece büyük medyayı takip edenler, solun 'hayır'ını duyamayacaktır. Bizim görevimiz bir gerçeği halkımıza daha fazla taşımaktır. AKP tüm Türkiye'yi teslim alırken, amaç aynı zamanda solu teslim almak ve nihayetinde yok etmektir.

Türkiye solu, Türkiye sosyalisti AKP'ye teslim olmamıştır. Bu toplantı bunu tescil etmiştir.

Hepimiz biliyoruz Pensilvanya'dan gelen çağrıyı. Ne diyor? Ölüler bile 'evet' diyor... Bile'yi atarsak, bugün ölüler 'evet' desin. Yaşamak isteyenler, insan gibi yaşamak isteyenler 'hayır' diyecek.

Tükiye'de siyasi tablo ABD, Brüksel tarafından bir kukla tiyatrosuna dönüştürülmüş durumda. Biz artık bu kukla tiyatrosunu izlemiyoruz. Bu kukla tiyatrosunu başınıza yıkmak için buradayız."

İzzettin Önder: Anayasa ABD’ye gidilip anlatılıyorsa bu eyalet olduğumuzun göstergesidir

Akademisyen İzzettin Önder, şöyle konuştu:

“Ben bir ezberi bozmak istiyorum. Ne AKP’ye ne de ülkede yaşananlara bakıyorum. Eğer anayasa taslağı onu hazırlayanlar tarafından ABD’ye gidilip birilerine anlatılıyorsa bu bağımsız bir ülke değil, bir eyalet olduğumuzun göstergesidir. Bu sadece basit bir sistem içi anayasa değişikliği değildir, sistemin farklı bir yönelim içine girdiğinin göstergesidir.

Sosyalist örgütlerin bir arada olduklarını görmekten ayrıca mutluluk duyuyorum.”

Şair Sennur Sezer: Bu anayasa ile kadınların 2. sınıf vatandaşlığı onaylanmış olacak

Şair-yazar Sennur Sezer şunları söyledi:

“Bu anayasanın ne anlama geldiğini iktidarın başı geçen gün mitingde söyledi aslında. Diyor ki, kadın erkek eşit değildir, kadın erkeğin tamamlayıcısıdır. Bu gösteriyor ki bu anayasa ile kadınların 2. sınıf vatandaşlığı onaylanmış olacak. Benim yalnızca bu nedenle bile referandum da ‘evet’ demem mümkün değil.”

Metin Coşkun: Bu birliktelikten umut duyuyorum

Sanatçı Metin Coşkun şöyle konuştu:

“Bugün Türkiye halkının barındırdığı sosyalizm potansiyelinin sandığımdan daha fazla olduğunu görüyorum. Bu mücadelenin ivmelenmesi için sosyalist örgütlerin bugün birarada olmasından, yaşanan bu birliktelikten umut duyuyorum ve sanatçıların da bu birlikteliğe katkı koyması gerektiğini düşünüyorum.”

Hayri Kozanoğlu: Bu ülke, AKP ezdikçe, sömürdükçe ‘evet’ diyenlerin olduğu garip bir ülke

Akademisyen Hayrı Kozanoğlu şunları söyledi:

“Geçen gün gazetede bir haber okudum. Rekor kırmak için 2 kişi saunada kalma yarışına giriyorlar. Zaman geçtikçe soruyorlar ikisi de ‘evet devam’ diyor. En sonunda biri ölüyor, diğeri aşırı yanıklara sahip oluyor.

İşte buradaki gibi, bu, AKP ezdikçe, sömürdükçe ‘evet’ diyenlerin olduğu garip bir ülke. ‘Hayır’ demek ülkemiz emekçilerinin sorunlarını çözmeyecek belki ama sauna misali ‘evet, evet’ diyerek yanarak ölmekten kurtulacağız.

Yılmaz Demirel: 12 Eylül Anayasası ile AKP Anayasası arasında engelliler için fark yok
Türkiye Sakatlar Derneği Genel sekreteri Yılmaz Demirel şunları söyledi:

”12 Eylül cunta anayasası ile AKP’nin hazırladığı anayasa arasında engelliler için hiçbir fark yok. AKP döneminde özürlülerin hayatını iyileştirecek düzenlemeleri içeren yasal düzenlemeler İMF programına kurban edilmiştir.

Siz hiç ‘çocuğum benden önce ölsün’ diye dua eden anne gördünüz mü? Çünkü eğer kendisi ölürse zihinsel engelli çocuğuna bakacak, sahip çıkacak kimse yok, hani sosyal devlet hani hukuk devleti. Referandum ile getirilen anayasada bunlar değişmiyor. Bu yüzden referandumda biz ‘hayır’ diyeceğiz, siz de deyin.”

Atilla Özsever: AKP toplumun tümü üzerinde hegemonya kurmak istiyor
Gazeteci, yazar Atilla Özsever şunları söyledi:

“Soldaki bazı örgütler ‘evet’ diyorlar. Ben onlara onların dilinden neden ‘hayır’ dediğimizi anlatayım. Bolşevikler Ekim Devrimi öncesinde ‘bütün iktidar Sovyetlere demişlerdi.’ AKP de toplumun tümü üzerinde hegemonya kurarak ordu, yargı, üniversiteyi ele geçirmeye çalışıyor ve ‘bütün iktidar AKP’ye demek için referanduma gidiyor. Bunun için ‘hayır’ demeliyiz.”

Arzu Çerkezoğlu: Anayasa sermayenin ihtiyaçları üzerinden şekilleniyor

Dev-Sağlık İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu şöyle konuştu:

“Referanduma sunulacak anayasa sermayenin ihtiyaçları üzerinden şekilleniyor. Biz emekçiler bu anayasanın hem muhatabı hem de tarafıyız ve karşısındayız. Emekçilerin, devrimcilerin, sosyalistlerin, kadınların buradan çıkardıkları sesin yükseltilmesi çok önemli.”

Şadi Ozansü: Evetçi solun emperyalizm olgusunu hiç dillendirmemesi manidar
Toplantıda Türkiye Birleşik İşçi Partisi adına Şadi Ozansü de bir konuşma yaptı. İzzettin Önder'in vurgusunun çok önemli olduğunu belirten Ozansü, sürekli olarak hegemonyadan bahseden evetçi solun emperyalizmi ağzına almamasının manidar olduğunu söyledi.

Vakkas Özüpak: Tekrar ‘hayır’ diyeceğim
12 Eylül darbesinde işkencede sakat kalmış Vakkas Özüpak ise şunları söyledi:

"12 eylül darbesinde anayasaya ‘hayır’ diyeceğimi bildikleri için kolum başta olmak üzere her yerimi sakat bıraktılar. 12 Eylül'de tekrar ‘hayır’ diyeceğim bakalım bu sefer ne yapacaklar."

Erol Kızılelma: Sosyal demokratlar olarak ‘hayır’ diyoruz
SODEV Genel Başkanı Erol Kızılelma, “sosyalistleri bir arada görmek bizi heyecanlandırdı. Bu eylem birliğini selamlıyoruz” dedi. Kızılelma şöyle konuştu:

"AKP bu anayasa ile soygun düzenini meşrulaştıracaktır. Bazı solcular bir arpa boyu yol alınsa iyidir diyerek ‘evet’ diyeceklerini belirtiyorlar, ancak arkadan götürülen bir çuval buğdayı görmüyorlar. Biz de sosyal demokratlar olarak sosyalistlerin yanındayız ve ‘hayır’ diyoruz."

Levent Yılmaz: Bazıları ‘yetmez ama salağız’ diyor
Sanatçı Levent Yılmaz ise “Çalışma masamın yanında bir resim asılı, Birgün gazetesinden kestim. Bir öğrencinin tuttuğu pankartta ‘Özgürlükçüyüz ama salak değiliz’ yazıyor. Bazı solcu arkadaşlarımız ‘biz salağız’ diyor, bazıları ise ‘yetmez ama salağız’ diyor. Biz de diyoruz ki ‘biz salak değiliz.’"

Etkinlik 29 Ağustos’ta büyük bir ‘hayır’ mitingi yapılacağının duyurulması ve herkesin bu mitinge davet edilmesi ile son buldu.

Fotoğraflar için şu linki ziyaret edebilirsiniz:

http://www.flickr.com/photos/solhaber/sets/72157624728703054/show/

(soL –Haber Merkezi )