Doğan Medya'ya ait yayın organlarında "ODTÜ kalesi düştü mü?" başlığı ile duyurulan haberin içeriğinde, birkaç ODTÜ öğrencisinden alınan kısa görüşere de yer verilerek "artık bunlara karşı çıkmak çağdışı" demeye getiren cümleler yer almıştı.

Bu haberlere karşı TKP'li Öğrenciler tarafından yapılan "ODTÜ, kahve ya da köfte ile düşecek bir kale değildir!" başlıklı açıklama şöyle:

"Geçtiğimiz günlerde Doğan Medya grubu tarafından “ODTÜ kalesi düştü mü?” başlığı ile servis edilen haber, ODTÜ’de Starbucks ve Burger King adındaki fast-food zincirlerinin birer şubesinin açılmasını gündeme getirerek ODTÜ’nün ilerici birikimine yönelik açık bir saldırı malzemesi
ortaya çıkartmak istemektedir. Doğan Medya grubu başta olmak üzere her fırsatta üniversitelerimizin ilerici ve yurtsever değerlerine saldırmak için fırsat kollayanlar hiç merak etmesin ODTÜ onların sandığının aksine kahve ya da köfte ile düşecek bir kale değildir.

Tüm dünyada emperyalizmin simgesi olarak anılan McDonald’s 1997 yılında ODTÜ’de şube açmasının ardından ortaya konulan uzun ve kararlı mücadele sonucu şubesini 2001 yılında kapatmak zorunda kalmıştır. ODTÜ’de şube açan McDonald’s çok sayıda üniversite öğrencisi ve akademisyenin desteğini arkasına alarak başlayan “ODTÜ McDonald’s’ı hazmeder mi?” kampanyası sonucunda üniversitemizden kovulmuştur. ODTÜ’de örgütlenen bu kampanya yalnızca “yerleşke korumacılığı” başlığına sığdırılamayacak bir içeriğe sahiptir.

McDonald’s'a karşı o yıllarda ODTÜ'de ortaya koyulan mücadele, ülkemizin emperyalizme peşkeş çekilmesinde yeni bir eşiğe geçildiği zaman diliminde belirli bir siyasi köşeyi tutmuş, üniversite gençliğinin tepkisini ortaya koymuştur. Anti-emperyalist mücadele, sembollerle ifade edilmek zorunda olmamakla birlikte bahsedilen dönemde ODTÜ’de McDonald’s’ın temsil ettiği değerlere karşı verilen kavgada somutlanmıştır. Bahsedilen dönemi yalnızca McDonald’s’a karşı verilen bir mücadele ile sınırlıymış gibi gösteren haberler açıkça gerçekleri çarpıtmaktadır.

ODTÜ’nün tarihsel birikiminde önemli bir yer tutan anti-emperyalist mücadele bahsedilen dönemde bir kez daha öne çıkmıştır. Kurulduğundan bu yana ilerici, aydınlanmacı yurtsever ve devrimci değerler ile anılan ODTÜ, tarihindeki başı dik duruşu sayesinde bu değerleri kazanmıştır.

Bugün, ODTÜ’nün bahsedilen değerlerinin kaybolmaya başladığını belirtenler yıllardan beri anti-komünist propagandacılığı meslek edinenlerdir. Uzun yıllardır sola ait olan değerleri duyduklarında tüyleri diken diken olanlar büyük bir balık tutmuş edasıyla ODTÜ’nün değerlerinin kaybolduğunu iddia etmektedir.

ODTÜ’de kapanan bir devir ya da düşen bir kale yoktur. ODTÜ, devrimci ve komünist öğrencileriyle, ilerici öğretim görevlileri ve çalışanlarıyla her daim muhafaza ettiği ve taşıdığı aydınlık ve sol değerlerle var olmaya devam etmektedir. Emperyalist kasap Kommer'in arabasının yakıldığı, faşist rektör Hasan Tan'a karşı uzun boykotların yapıldığı ODTÜ, bu kimliğinden hiçbir şey kaybetmediğini bugün açık bir şekilde göstermektedir. Yağmacı Melih Gökçek'e haddini bildiren, Tayyip Erdoğan'a ve AKP'ye boyun eğmeyen ODTÜ geleneği sürdürdüğünü göstermiştir ve göstermeye devam edecektir.

Anti-emperyalist ve yurtsever değerlerin taşınmasındaki öncü rolünü derinleştiren ve geliştiren TKP’li Öğrenciler de geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemizin emperyalizme pazarlanmasına, halkımızın boyunduruk altına alınmasına ve tüm ilerici değerlerin tasfiye edilmesine karşı mücadele vermeye devam etmektedir. Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla komünist öğrencilere hakaretler yağdırmasının nedeni de verdiğimiz bu onurlu mücadelede aranmalıdır.

ODTÜ, kimliğinde yazan değerleri verilen onurlu mücadeleler sonucunda bugünlere kadar taşımıştır. Kimsenin bunun tersinin olacağından şüphe duymasına gerek yoktur. ODTÜ, kahve ya da köfte ile düşecek bir kale hiçbir zaman olmamıştır, olmayacaktır."

(soL - Haber Merkezi)