Mücadele edenlere sorduk: Sosyalizm kazanır mı?

Türkiye'de sosyalist siyasetin önü açık mı? Sosyalizm nasıl kazanır?

Türkiye Komünist Partisi, 29 Ocak'ta Ankara'da "Sosyalizm Kazanacak" isimli bir etkinlik düzenliyor. Etkinliğin isminden hareketle, etkinliğe katılacak sosyalistlere, "Türkiye'de sosyalist siyasetin önü açık mı? Sosyalizm nasıl kazanır?" diye sorduk.

İşte yanıtları:

"DEVRİMCİLER BAĞIMSIZ ÇİZGİLERİNİ GÜÇLENDİRİRSE ÖNÜMÜZ AÇIK"

Erkan Baş (TKP MK üyesi)
Ülkemiz, sermaye diktatörlüğü lehine tarihinin en köklü dönüşümlerinden birisini yaşarken kimilerine "hayalci" gibi görünebilir, buna rağmen son derece net ifade etmekten çekinmeden söyleyebiliriz, sosyalist siyasetin önü açık.

Bu değerlendirme, güncel gelişmelerin kendiliğinden sosyalizm seçeneğini güçlendireceği biçiminde okunmamalı. Siyasi mücadelede, öznelerin "etkisiz eleman" kabul edildiği denklemlerden doğru sonuç çıkarmak pek mümkün değildir. Dolayısıyla sosyalist siyasetin geleceği tartışması mutlaka sosyalist öznenin müdahalesinin de dâhil edileceği bir denklemle ele alınmalı.

Buradan devam edersek içinden geçtiğimiz süreç karanlık gibi görünse de devrimci bir perspektifle okunması, anlaşılması ve müdahale edilmesi mümkündür. Bu önemlidir, çünkü böylesi dönemlerde ucu teslimiyet bayrağı çekilmesine varacak değerlendirmeler yapmak kolaydır. Diğer taraftan sözde çıkış yolu olarak, kendi dışındaki güçlere yaslanarak başarı arayan veya solu buna ikna etmeye çalışan taktikler alıcı bulabiliyor. Teslim olmak ve kısa yoldan köşe dönmek birer tercih olamaz.

Sosyalistler, kafayı dik tutmalı, gördüğü gerçekleri açık ve anlaşılır biçimde ifade etmeli, bunların sonucunda üzerlerine düşen görevleri hayata geçirmek konusunda kararlı olmalılar. Sosyalist hareketimiz birikimlerini doğru değerlendirmeyi başarır, aklını yüreğiyle, inadını arayışlarla, kararlılığını cesur denemelerle, sabrını yaratıcılıkla birleştirebilirse etkili bir güç haline gelecektir.

Özete ülkemiz devrimcileri, bağımsız siyasal çizgilerini güçlendirmede inat ederlerse sosyalist siyasetin önünün açık olduğunu hep birlikte göreceğiz.

"GERİCİLİĞİN, FAŞİZMİN BARİKATLARINA VURA VURA KAZANACAĞIZ"

Nihat Behram (Şair, yazar)
Sosyalizm başka nasıl kazanacak? Tabii ki aydınlığa giden yoldaki molozları temizleyerek, tabii ki emeğin kollarındaki zincirleri kırarak, tabii ki insanlığın önündeki zulmün barikatlarını yıkarak... Tabii ki, "O duvar o duvarınız vız gelir bize vız / Bizim kuvvetimizdeki hız..." duygusuyla soluyarak... Çoğalıp denizleşerek, örgütlenip çelikleşerek... Bu bilinç ve bu duyguyla dolu sosyalistler sosyalizmin zaferi yolunda engel tanımaz. Ve zaten kazanmaktan başka çaremiz mi var?

"YENİ REJİMİN ZAYIF YANI SINIF MÜCADELESİ BİTTİ SANMASI"

Aydemir Güler (TKP MK üyesi)
Türkiye'de burjuva düzeni bir kez daha sosyalist siyasetin bir daha belini doğrultamayacağını zannettiği, işçi sınıfının kafayı kaldıramayacağına inandığı bir döneme girmiş bulunuyor. İkinci Cumhuriyetin sınıf özü budur. AKP'nin öncülük ettiği yeni rejimde sola, sınıf mücadelesine yer yok diyorlar. İnsan hakları demagojisinin ötesine kimse geçemez, yoksullarsa dilenciliğe fit olur... Böyle düşünüyorlar.

Rejimin zayıf yanı da budur. Ne Türkiye işçi sınıfı yok edilmiştir, ne sosyalist hareket "ileri demokrasi"nin parçası olmuştur.

Pek muhkem sandıkları düzenlerinin emek tarafı giderek kırılganlaşmaktadır. Komünist hareketse geride kalan yıllarda İkinci Cumhuriyet gericiliğinin sola demokrasi diye yutturulamayacağını göstermiş bulunuyor. Sosyalist siyaset bir olasılık değil, zorunluluktur.

"SOSYALİST HAREKET BELLİ BİR GÜÇ EŞİĞİNİ AŞARSA YAPACAK ŞEYLERİ YOK"

Kemal Okuyan (TKP MK üyesi)
Türkiye'de sosyalist siyasetin önü bir bakıma açık değil elbette. Coğrafya zorlu, burjuvazi epeycene deney biriktirdi, toplumu çürütücü sayısız müdahalede bulunuldu... Olumsuzlukları sıralamak istemem. Öte yandan, sosyalist siyasetin önünün açık olduğunu da söylemek için bir dizi nedenimiz var. En başta, seçmen bazında bu kadar daraltılmış bir düşüncenin bu kadar geniş bir siyasal etkiye sahip olduğu başka bir ülke yok. Şu açıdan önemli, sosyalist hareketin belli bir güç eşiğini aşması durumunda sermaye sınıfının yapabileceği çok fazla şey yok. Ayrıca siyaseten başarılı olduğu söylenebilecek AKP iktidarının Türkiye'de egemen ideolojinin krizini çözmek bir yana, onu derinleştirdiğini de hesaba katmak gerekiyor. Sosyalist ideolojinin silkinmesi durumunda onun sıkletinde bir rakip çıkamayacak karşısına. Bence burada sosyalist mücadele için sihirli sözcük bir kez daha "sadeleşme"... Bunu uzun süredir vurguluyoruz. Mesele şu ki, Türkiye'de toplumsal dinamikler zayıf, siyaset ise çok renkli... Siyaset renklendikçe işler karmaşıklaşıyor. Tamam, hepimiz siyasal insanlarız ama öte yandan siyaseti basitleştirmeden emekçi kitleleri siyasallaştırmak mümkün değil. Bazen ilerici siyaset izlenemeyecek kadar çorba haline getiriliyor. Burjuva siyaseti bu çorbayla besleniyor, devrimciler içinse bu çorba gerçek bir zehir. Ama'lı, fakat'lı siyaset devrimcilere yaramadığı gibi, fazlasıyla elle tutulur ve çerçevesi belli bir proje olarak sosyalizm, ince hesaplara boğulduğunda inandırıcılığını yitiriyor. Bence sosyalizm propagandası konusunda indirgemecilik suçlamasını gereğinden fazla ciddiye almamak gerekiyor.

"EMEKÇİLERİN AKLINDAN DEMOKRASİ YANILSAMASINI SİLELİM"

Ali Rıza Aydın (Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü)
Türkiye, uzun zamandır, yanılsamalar ile gerçeklerin bir arada yaşandığı, yanılsamaların gerçekleri perdelediği bir dilime yerleşti. Bir yanda, üretim ilişkilerinin yarattığı yönetim ve hukuk, diğer yanda keskinleşen sömürü ve adaletsizlik… Demokrasi, emperyalizmin politikaları için, gericilik için maske ve güvence olarak kullanılıyor. Sosyalistler dışında çoğunluk bu maskenin büyüsüne kapılmış durumda. Büyü, gerçek düşmanı saklayarak, gerçek savaşımı da gölgeliyor, yılgınlar ordusu yaratıyor. 

Buğulanan gözlükleri silmek ve emperyalizmin gerçek ekonomik özünü göstermek, bağımsızlık ve demokrasi yolcularını yüzeysel ve biçimsel yaklaşımlardan ve yanılsamalardan kurtarmak yolunda sosyalist siyasetin önü gerçekten açık. İlkin, öncelikle sosyalistleri, aynı zamanda da demokrasi yanılsaması içinde yaşayan emekçileri el ele yola çıkarmak gerekiyor. Aslında, şimdi kazanmanın tam zamanı…

(soL - Haber Merkezi)