Maltepe Nâzım Kültürevi'nde seçimler tartışıldı

Maltepe Nâzım Kültürevi'nde her ay düzenlenen "Memleket Tartışmaları" bu ay TKP Merkez Komite Üyesi Erkan Baş'ın katılımıyla genel seçimler
üzerine "Boyun eğmeyenler genel seçimde ne yapacak?" başlığıyla düzenlendi.

Devrim ve seçim kavramlarının zıtlığına değinerek sunumuna başlayan Erkan Baş, düzen güçlerinin seçim propagandalarıyla vatandaşa "mühür sende, padişah sensin" psikolojisini aşıladığını, bunun da esasında halkınsiyasete katılımına değil dört beş yılda bir sandık başında bu duyguyu yaşattıktan sonra dört beş yıl siyaset alanının dışında bırakılmasına yaradığını belirtti. Bununla birlikte seçim zamanı düzenin yarattığı kirli tablonun devrimciler için seçimi başlı başına zor bir alan haline getirdiğini belirten Erkan Baş, seçim sonuçlarını tahmin etmek için devletin düzen partilerine aktardığı parayı ve patronların partilere aktardığı parayı toplamanın yeterli olacağını belirtti.

Seçim dönemlerinde devrimcilerin omuzlarına binen yükün arttığını belirten Baş, burjuvazinin "vatandaş bana yetki verdi" demesinin ve
yarattığı meşruiyeti kırmak için seçim platformunun kullanılması gerektiğini söyledi. Seçim döneminde insanların siyasete daha fazla ilgi duymalarının ve bunun örgütlenmeye alan açmasının yanı sıra, sermaye iktidarının kendisini yenilemesini, kendisini güçlendirmesini
engellemek için de bir araç olabileceğini belirtti.

TKP'nin seçim çalışmalarına bu kadar erken başlamasının nedeninin ise ülkenin büyük bir dönüşümden geçmesi ve yeniden yapılandırılmasının
devrimcilere yüklediği görev olduğunu belirten Baş, "AKP gemi iyice azıya alıyor, Türkiye'de halk düşmanı, karanlık ve sermaye iktidarının
kuvvetlendiği yeni bir rejim kuruluyor" dedi.

Baş konuşmasına "TKP 'Boyun Eğme' sloganıyla yalnızca AKP'ye boyun eğmemeyi değil, karanlığa, piyasacılığa, emperyalizme boyun eğmemeye çağırıyor. Emperyalizm Türkiye'yi bölgede daha kirli bir role hazırlıyor, emperyalistlerin planları üç günlük beş günlük değil, uzun
vadeli planlar, AKP'yi de böyle değerlendirmemiz lazım. AKP şu anda böyle bir ortamda ilerliyor, soldan, halktan bir direnç oluşmadığı sürece de düzen herhangi bir noktada durmaz" sözleriyle devam etti.

TKP'nin seçim programını oluştururken ideolojik saldırının ilerici, aydın kesimlerin üzerinde oluşturduğu "yandık, bittik" psikolojisini kırılması gerekliliğinden hareket edildiğini belirten Baş, TKP'nin bir çözümü göstermesi gerektiğini ve bu çözümün uzak zamanlara değil seçim
sonrasına referans etmesi gerektiğini söyledi. Bu bağlamda 500 bin oy hedefinin böyle bir çözümü gösterdiğini, seçimlerden güçlenerek çıkmış
bir TKP'nin ülkede çok şey değiştireceğini söyledi.

Baş seçime giderken düzen siyasetinin geldiği noktayı "AKP 2002'de iktidara geldiğinde toplumdaki ağırlığını devlet kurumları içinde
göremiyordu. Ordu, yargı ve akademiyle görüş ayrılıkları yaşıyordu. Bu durumda 'muhalefette' olmanın avantajını kullanarak kendisine
meşruiyet sağlıyordu. Bugün tablo terisne dönmüştür, AKP devlet kurumlarındaki ağırlığını toplumda göremiyor, artık 'muhalefet'
kimliğini kullanamıyor. Bu durum AKP için bir gerilim yaratıyor. Bugün AKP'de iki eğilim var, biri 'gidebildiğimiz kadar gidelim, gaza
basalım' diyor, diğeri ise 'biraz ağırdan alalım diyor. Kılıçdaroğlu CHP'si de bugün AKP'yi durdurmak değil, AKP'nin ikinci yola girmesini
istiyor. İktidarı almanın gerçek yolu hükümeti belirlemek değil muhalefeti belirlemektir. Sermaye bugün bunu yapabildiği için iktidarı
kuvvetlidir. Bu gidiii durdurmak için halkın bir direnç oluşturması şarttır" sözleriyle açıkladı.

Baş, TKP'nin cepheleşme açıklamasına ilişkin olarak "Şu 8 yıllık iktidarı boyunca AKP'yi en çok sıkıştıran TEKEL işçileri ve son dönem öğrenci eylemleriydi. Bunların ortak noktaları düzen dışı ve kararlı olmalarıydı. Bu kararlı duruşun adı cepheleşmedir, toplumdaki direnç odaklarını bir araya getirmeliyiz, bu şekilde bir direnç hattı örmeyi başarırsak AKP'nin dümenini kırmış oluruz. Bunun için referandumdan bugüne gitgide rehavete kapılan yüzde 42'lik kesime umut vermeli, omurga çakmalıyız. Saldırıya saldırıyla karşılık vermemiz gerekiyor. Devrimci siyaset yapacağız ama 13 Haziran'a da işaret edeceğiz. İnsanlara 'TKP iktidar olmadan da sizin hayatınızı değiştirebilir'i göstermemiz lazım. Hatta CHP'yi solculaştırmak isteyenlere 'CHP'yi solculaştırmak istiyorsanız TKP'ye oy vermelisiniz' demeliyiz" dedi.

Baş son olarak TKP'nin seçim çalışmalarına ve seçim komitelerine değindi, "TKP tarihi değiştirebilecek bir şansa sahiptir. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki TKP'nin alacağı alacağı 500 bin oy deprem etkisi yaratacaktır" sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Erkan Baş'tan sonra söz alan TKP İstanbul İl Komitesi üyesi Kemal Parlak da söyleşiye gelen parti dostlarını Kartal'da 27 Şubat Pazar günü
16:00'da ve Maletepe'de 26 Şubat Cumartesi 10:00'da kurulacak olan seçim komitelerine güç vermeye çağırdı. Parlak ayrıca cumartesi günü
saat 13:00'da seçim çalışmasının eş bir zamanda Bakırköy, Taksim, Kadıköy ve Kartal'da seçim bildirgesi dağıtımı ve basın açıklamasıyla başlatılacağını duyurdu. Tüm TKP dostlarını seçim çalışmalarını birlikte örgütlemeye çağrıda bulundu.

(soL - İstanbul)