Kocaeli'nde "hesap sorma zamanı"

TKP Kocaeli Örgütü, "Ülkemizi yağmalayan, işimizi ve ekmeğimizi çalan çeteden hesap soracağız’’ başlığı altındaki çalışmaya start verdi.
Çalışmanın başlangıcı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, İl Sekreteri Mehmet İnam içerik, İl Başkanı Barbaros Tantan da, AKP hükümetinin yolsuzluk dosyalarından bazıları hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

Halkın değerlerine saldırıyorlar
AKP’nin, çeşitli başlıklar altında açtığı tartışmaların özünde halkın yarattığı değerlere saldırma anlayışının bulunduğunu savunan Mehmet İnam, şunları kaydetti: "Özelleştirmeler marifetiyle halkın ürettiği değerlerin üzerine çöreklenirken, kamu yararını hiçe sayarak her şeyi sermayeye devrederken Anayasa akıllarına hiç gelmiş miydi? Son yirmi beş yıldır Türkiye tarihinin en büyük yağmasını gerçekleştirirken ne Anayasa dinlediler ne de hukuk. Şimdi yapmak istedikleri ise yağmanın önündeki bütün engelleri kaldırmak! Bir de buna demokratikleşme diyorlar. 12 Eylül’ün getirdiği, daha doğrusu halkımızdan götürdüğü, yalnızca yaptığı anayasa değildir Özal da ve 'vecizelerinde' cisimleşen piyasacı, yağmacı, açgözlü zihniyettir. Halkımızın son otuz yılının üzerine, gerek asker postalıyla gerekse Özal’ın televizyon ekranlarından sallayıp durduğu kalemiyle çöreklenen esas vesayet budur: Bu, sermaye egemenliğinin vesayetidir. Bu vesayetin, Özal’ın yazmaya değil, halkımızın alın teriyle yarattığı değerlerin üzerine birer birer çizik atmaya yarayan kaleminin bugünkü taşıyıcısı AKP iktidarıdır. O kalem, bugün Tayyip Erdoğan’ın elindedir. "

Darbe mirasyedisidir
İnam, AKP’nin, “Darbe Anayasası’yla hesaplaşıyoruz” diyerek ortalığı ayağa kaldırmaya çalıştığını, ancak, özünde tam tersini savunduğunu da dile getirerek, şöyle devam etti: "AKP, en büyük darbe mirasyedisidir. Çünkü şu ana kadar yapılmış bütün özelleştirmelerin yüzde 80’inden fazlasını gerçekleştirenlerin, her fırsatta Özal’a vefa borçlarını dile getirenlerin, halkımızı işsiz, eğitimsiz, sağlıksız bırakanların, ülkeyi pazarlamayı görev bilenlerin verilecek hesabı vardır. Bu hesap en çok AKP çetesinden sorulmalıdır, çünkü AKP sistematik bir şekilde kamunun zarara uğratılması sürecinin son halkası olmakla kalmamış, en büyük aktörü de olmuştur.

Söz konusu çete, halka ait tüm kamu kuruluşlarının neredeyse tamamına yakınını özelleştirerek bu ülkedeki emekçilerin sosyal ücretlerini, iş güvencelerini, sosyal güvencelerini ve emeklilik haklarını, parasız eğitim ve sağlık hizmetinden yararlanma hakkını yok etmiştir."

Engel istemiyorlar
Mehmet İnam, AKP’nin yeni anayasa ısrarının, önümüzdeki süreçte siyasal ve hukuki bir engel istememesinden kaynaklandığını da savunduğu açıklamasının son bölümünde şunları kaydetti: "Yapılmak istenen, demokratikleşme diye adlandırılan çalışmaların, örneğin 4-C adı verilen kölelik düzeninin hiç bir engelle karşılaşmadan yasalaşmasıdır. Limanlarımızın iki yıl beklemeksizin, derhal yandaşlara ve yabancı ortaklara peşkeş çekilmesidir. Otoyolların, köprülerin, enerji santrallerinin önüne bir yazar kasa konulup, zengin dostlara devredilmesine itiraz gelmemesidir. AKP’nin Anayasası’nda özlediği ve olmazsa referandum dediği Türkiye böyle bir ülkedir. Bu çerçevede, halkın işini ve ekmeğini çalanlardan hesap sorma zamanı diyerek bir çalışma başlattık. Bu çalışma kapsamında, ülkemizi yağmalayan çeteyi tarihe gömecek, siyasi ve hukuki mücadeleyi vereceğiz. Tarih, 13 Nisan günü davanın yargıcını ve duruşma yerini belirlemiştir. Yüz binler olup 1 Mayıs’ta alana çıkacak olan Türkiye işçi sınıfı yargıç ve çıkacağımız alan olan Taksim’de duruşma yerimizdir. Haydi dostlar, sıvayın kolları, sıkın yumrukları. Duruşmaya, 1 Mayıs’a!"

Yolsuzluk dosyaları anımsatması
İl Başkanı Barbaros Tantan da, AKP’nin iki hükümet döneminde gündeme taşınan yolsuzluk dosyalarından bazılarını, yerel ölçekli olanları öne çıkararak sıraladı. Bu dosyaların, kamuyu büyük zarara uğrattığını ifade eden Tantan, şunları kaydetti: "TÜPRAŞ ihalesinde, kamunun 1.5 milyar dolar zarara uğratılması söz konusudur. Bu sorumluluğunun kimlere ait olduğu bugün bile merak ediliyor. İktidar, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapmamıştır. Gebze’de yaşanan toplam 5 milyon TL’lik akaryakıt kaçakçılığı olayında ismi öne çıkan dönemin Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, AKP Kurucular Kurulu üyesi ve AKP Kırıkkale eski Milletvekili Kemal Albayrak’ın yargılanması sürüyor. Özelleştirme İdaresi, Yarımca Porselen Arazisi’ni, 30.5 milyon dolara bir özel şirkete sattı. Erdemir, 82 milyon dolara aynı araziyi, bu sefer söz konusu özel şirketten satın aldı. Bunun sonucunda da, devlet, 52 milyon dolar kendi arazisinden zarar etti. Ve daha neler neler."

Tatmin edici açıklama yok
Tantan, diğer bazı yolsuzluk dosyaları hakkında da şu bilgileri verdi: "Piyasa değeri 51 milyon dolar olan SEKA Balıkesir fabrikası 1.1 milyon dolara Albayraklar A.Ş’ye satıldı. Bu satışta, yaklaşık 10 milyon dolarlık bir varlık kaybı tespit edildi. Net Holding’e verilen 30 Milyon dolarlık kredi geri alınamadı. Roche’un, SSK’ya, piyasaya sattığının 2-3 katı fazla fiyatla ilaç verdiği tespit edildi. TEKEL, Tokat Sigara Fabrikası’na tanesi 1,7 milyon Euro’dan paketleme makineleri aldı. Satıcı İspanyol firma, aynı makinalar için Rusya’ya 570 bin Euro fiyat veriyor. TRT’deki izlenilmeyen bazı dizilere 10.5 trilyon lira ödeme yapılıyor. TOKİ’nin 280 trilyon lirası Asya Finans’a kaynak olarak kullandırılıyor. THY’nin 36 adet AİRBUS uçak alımı ve Bingöl deprem konutları işinden pis kokular geliyor. Bu dosyalar hakkında, hükümet tatmin edici bir açıklama yapmaktan kaçınmıştır. Bütün bunları hesabı sorulmalıdır, sorulacaktır."

Çalışma takvimi
Yapılan açıklamada, "Ülkemizi yağmalayan, işimizi ve ekmeğimizi çalan çeteden hesap soracağız" çalışmasının takvimi hakkında da şu bilgilere yer verildi: "22 Nisan Perşembe günü 1 Mayıs’a çağrıyı içeren el ilanları dağıtılacak. 23-24 Nisan’da stant açılarak 1 Mayıs çalışmalarının duyurusu yapılacak. 23 Nisan’da afişleme çalışması gerçekleştirilecek. 24 Nisan’da işçilerle birlikte dışa açık toplantı yapılarak, 1 Mayıs öncesi örgütlenmeye son hali verilecek."
(soL-Kocaeli)