Halit Çelenk ve mücadele geleneği konuşuldu

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde Halit Çelenk’in ölümünün ikinci yıl dönümü nedeniyle dün bir panel düzenlendi. "Adalet İçin Hukukçular" tarafından düzenlenen panelde, devrimci avukat Halit Çelenk ve arkasında bıraktığı mücadele geleneği konuşuldu.

Moderatörlüğünü Adalet İçin Hukukçular Sözcüsü Bilgütay Hakkı Durna’nın yaptığı panelde konuşmacı olarak ÇHD İstanbul Şube Sekreteri Güray Dağ, soL gazetesi yazarı Serpil Çelenk Güvenç, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ve Yargıçlar Sendikası Başkan Yardımcısı Nuh Hüseyin Köse katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Bilgütay Hakkı Durna şunları dile getirdi:

“Denizlerin idamının 41. yılı ve Halit Çelenk’in ölümünün ikinci yılı nedeniyle buradayız. Çelenk’in idam geceleri anılarını anlattığı Yargıda Devrimci Duruş kitabı o günlerin hatırlarda kalmasını sağlamıştır. Çelenk bir avukat olarak örgütlü mücadeleyi hiçbir zaman bırakmamıştır. Kendisi bize bir gelenek bırakmıştır. Şu anda Türkiye’de 40 civarında hukukçu tutuklu. Bir karşı-devrim gerçekleşiyor, yargıda büyük bir saldırı var, 2010’dan itibaren yargı tasfiyeye uğramıştır. HSYK yapısı değiştirilmiştir. Fakat en tehlikelisi bütün bu hukuksuzlukları sıradan ve olağan kabul etmemizdir. Savunmanın teslim olamayacağını biliyoruz ve bunun içinde örgütlü olmamız gerekiyor.”

“Hukukla bilimsel sosyalizmi örtüştüren bir insandı”
"Adalet İçin Hukukçular"a teşekkür ederek sözlerine başlayan Serpil Çelenk Güvenç, “Halit Çelenk hem babam hem yoldaşım. Devrimci olmak kolay değil, hele hele devrimci avukat olmak hiç kolay değildi. Çok değişik bir kişilikti kendisi, örgütün gücüne inanan, bilimsel sosyalizme inanan bir insandı” dedi. Çelenk’in dönemin sosyalist aydınlarıyla beraber mücadele ettiğini ifade eden Güvenç, Halit Çelenk’in hukukla bilimsel sosyalizmi örtüştüren biri olduğunu belirtti. Güvenç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne zaman sınıflar ortaya çıktı, ezen-ezilen diye bir ayrım oluştu, o zaman devlet ortaya çıktı ve ezenin adaleti başka oldu, ezilenin adaleti başka. Ne zaman sınıflar ortadan kalkarsa, devlet o zaman ortadan kalkar. Halit Çelenk’e göre bugünkü hukuk, patronların hukukudur. Hukuk ve adalet kendi sınıfın çıkarlarına göre kullanılıyor. Buna karşı örgütleneceğiz, emekçilerin iktidarını kurana kadar örgütlenmeliyiz. Bu düzene başkaldıranı Halit Çelenk hep savunmuştur, Denizleri savunmuştur. Denizleri baroda binlerce avukat arasında sadece 11 avukat savunmuştur. Bunlardan biriside Halit Çelenk’tir. Çelenk paranın saltanatına teslim olmamıştır. Biz gençliğimizde ‘tek yol devrim’ derdik, bize hayal derlerdi. Ama ben bugünkü gençliğe güveniyorum, umudumu hiçbir zaman kaybetmedim. Yeniden ‘tek yol devrim’ diyorum. Yaşasın bağımsızlık, yaşasın demokrasi, yaşasın sosyalizm. “

“Çelenk’in mücadele geleneğini yaşatmaya devam edeceğiz”
Güvenç’ten sonra söz alan Güray Dağ, Çelenk’in ezilenlerin, muhaliflerin avukatı ve Çağdaş Hukukçular Derneği’nin kurucusu olduğunu (ÇHD) kaydetti. Çelenk’in bıraktığı mücadele geleneğini yaşatmaya çalıştıklarını dile getiren Dağ, cezaevinde bulunan avukatları anımsattı. Devrimci avukatların tasfiye edilmeye çalışıldığını belirten Dağ, şunları ifade etti:

“Şu anda 9 arkadaşımız cezaevinde, onlarla gurur duyuyoruz. Biz iktidarın baskılarına boyun eğmedik, eğmeyiz. Kimlerin avukatlığını yapacağımıza onlar değil, biz karar veririz. İktidar yalan haber yapıyor, bize yapılan operasyonlarla ilgili 15 çelik kapı ardından baskın yapıldı deniyor, yalan söylüyorlar. Halit Çelenk’in bıraktığı onurlu mirası sürdürmeye çalışıyoruz.”

“Savunmanın bu kadar zor olması yürütme organının çok güçlü olmasından kaynaklanıyor”
Dağ’dan sonra söz alan Nuh Hüseyin Köse ise Çelenk’i üniversitede tanıdığını kaydetti. Demokratik bir ülkede savunmanın bu kadar zor olmasının yürütme organının çok güçlü olmasından kaynaklandığını belirten Köse, Yargılama kurumunun saldırı altında olduğunu vurguladı.

“Yargı özelleştiriliyor, savunma ikincilleştiriliyor”
Hukukun özellikle AKP’li yıllarda neoliberal bir dönüşüm yaşadığının altını çizen İlhan Cihaner, Türkiye’de hukuksuzluğun en çok metropollerde yaşandığını kaydetti. “Yargı özelleştiriliyor, savunma ikincilleştiriliyor” diyen Cihaner, yargıdaki emek sömürüsüne dikkat çekti. Yargıçlar, avukatlar ve stajyerler için derin bir emek sömürüsünün olduğunu belirten Cihaner, hukukun bileşenlerinin söz konusu sömürü karşısında tercihini özgürlükten yana kullanması gerektiğini ifade etti. Yargının yaşadığı güncel sorunlardan birinin de kadrolaşma olduğunu burgulayan Cihaner, yargı üzerindeki cemaat baskısına da dikkat çekti.

Son olarak söz alan sanatçı Hilmi Yarayıcı, “Bugün emekten ve emekçiden yana durabiliyorsak, yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği diyebiliyorsak bu mücadele etmiş Deniz’lerin, Mahir’lerin sayesindedir” dedi. Yaraycı’nın Şarkışla türküsü seslendirmesinin ardından panel sona erdi.

(soL- İstanbul)