9 Aralık'ta tutuklu öğrencilerle dayanışmaya

Boğaziçi Üniversitesi’nde tutuklu öğrencilerle dayanışmak için bir etkinlik düzenlendi. TKP MK üyesi Erkan Baş, Gazeteci İsmail Saymaz ve Tiyatro Sanatçısı Orhan Aydın’ın katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, 9 Aralık’ta AKP saldırılarına karşı Ankara’da buluşma çağrısı yapıldı.

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Kulübü tarafından düzenlenen “Tutuklu öğrencilerle dayanışma” etkinliği TKP MK üyesi Erkan Baş, Gazeteci İsmail Saymaz ve Tiyatro Sanatçısı Orhan Aydın’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte Beyoğlu Kumpanya sanat topluluğu da Hopa olaylarını anlatan bir gösteri sundu.

500'den fazla öğrenci tutuklu
500'den fazla öğrencinin tutuklu olduğu Türkiye'de öğrencilerin birçoğu terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla F Tipi cezaevilerinde bulunuyor. Bu davalardan simge haline gelmiş olanlardan bazıları ise puşi taktığı için aylardır cezaevinde bulunan Cihan Kırmızıgül, Hopa'da öldürülen Metin Lokumcu için eylem yapan 21 öğrenci ve "Parasız Eğitim Pankartı" açtığı için tutuklanıp kısa süre önce serbest bırakılan Berna ve Ferhat davaları. İleri demokrasiden sıkça söz edilen Türkiye'de 500'den fazla öğrencinin tutuklanmasını protesto eden etkinlikte yüzlerce öğrenci bir araya geldi ve tutuklu öğrencilerle dayanışma içinde olduklarını ilan etti.

“Gençlik kararlı ve inatçı olmalı”
Gece, Ender Yiğit'in Nazım Hikmet'ten "Ben içeri düştüğümden beri" isimli şiiri okumasıyla başladı. Etkinlikte ilk olarak söz alan TKP MK üyesi Erkan Baş, Türkiye tarihinde önemli gençlik hareketleri olduğunu ancak bunların hiçbirinde binlerce on binlerce insanın bir araya gelmediğini dile getirdi. 68’in 4-5 yıl öncesinde Zonguldak’ta ölen işçiler için yapılan öğrenci eylemine bir avuç öğrencinin katıldığını ve polisin o dönemin koşullarında katılan herkesi fotoğrafladığını dile getirdi. Öğrenci hareketinin yeniden yükselmesi için kararlı ve inatçı bir mücadele vermesi gerektiğine değinen Baş, bu memleketin geleceğine damga vuracağız demenin çok önemli olduğunu söyledi.

"Devrimci olan kurtuluşu gösterir"
Ülkenin karanlık bir tabloda olduğunu herkesin bildiğini belirten Baş, bu tabloyu çok fazla büyütmenin karşılarında bulunan gücü olduğundan fazla görmek anlamına geleceğini vurguladı. Kendilerinin görevinin karanlığı değil kurtuluşu işaret etmek olduğunu belirten Baş, devrimcileri diğer insanlardan ayıranın da bu olduğunu dile getirdi.

"AKP ve ABD’nin çok güçlü ve değiştirilemez olduğu 500 yıllık bir masal"
AKP ve ABD’nin çok güçlü ve değiştirilemez olduğu söylemini reddetmek gerektiğinin altını çizen Baş, bu masalın daha da geriye gidilmesi gerekirse 500 yıllık bir masal olduğunu dile getirdi. Baş, “Galileo dünyanın yuvarlak olduğunu söyledi. Engizisyon mahkemesi dünya düzdür dedi. Bu AKP’nin ve ABD’nin yaptığı ile aynı. Cüneyt ve tutuklu diğer öğrenciler ise Galileo gibi dünya yuvarlaktır ve dönüyor demeye devam ediyor diyorlar. AKP toplumun yüzde 99,9’unu bile teslim alsa doğru her zaman doğrudur ve yanlış kaybedecektir” dedi.

“TKP MK Cüneyt’in her eyleminin arkasındadır”
Tutuklu öğrencileri tanımadığını sadece Cüneyt Çakır’ı tanıdığını belirten Baş, yoldaşı olan Cüneyt’in NATO’ya karşı çıktığını, yurtsever olduğunu, ODTÜ’den Mc Donalds’ı kovan geleneğin temsilcisi olduğunu söyledi. Cüneyt’in dava arkadaşlarının da kendisinin dava arkadaşı olduğun belirten Baş, TKP Merkez Komitesi olarak yoldaşları Cüneyt’in yaptığı her eylemin arkasında olduklarını dile getirdi.

Şık ve Şener’in tutuklanması Ergenekon’a bakışı değiştirdi
Erkan Baş’ın ardından söz alan Radikal gazetesi muhabiri ve yazar İsmail Saymaz, tutuklu gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ı anlattı. Kendisinin de içinde bulunan bir grubun Ergenekon sürecine önceleri daha farklı baktığını belirten Saymaz, 3 Mart yani Nedim Şener ve Ahmet Şık tutuklandıktan sonra yeni bir noktaya geldiklerini söyledi. Ahmet Şık’ın her zaman otorite ile başının dertte olduğunu belirten Saymaz, onun Manisalı gençler davasında polislerden dayak yiyen, Metin Göktepe’nin tabutunu taşırken ağlayan ve her zaman otoriteye karşı olan bir gazeteci olduğunu dile getirdi. Şık’ın “Dokunan Yanar” adlı kitabının sonunun yazılamadığını hatırlatan Saymaz, bu kitabında cemaate dokunanların yandığının anlatan Şık’ın aynı şekilde onlara dokunduğu için yandığını ifade etti. Nedim Şener’in tutuklanmadan 1 yıl önce tutuklanacağını bildiğini ve bu yüzden dijitallerini veri atılmasın diye tüm dijital cihazlarını evinden uzaklaştığını belirten Saymaz, buna rağmen başka bir yerde bulunan bir dijitalle Şener’in tutuklandığını söyledi.

“Şener ve Şık içeri girdi, Arif Doğan dışarı çıktı”
Şener ve Şık’ın tutuklanmasının ardından ölüm makinesi olan JİTEM ile binlerce faili meçhul cinayete neden olan ve üstelik bunu dile de getiren Albay Arif Doğan’ın aynı davadan serbest bırakıldığını hatırlatan Saymaz, faili meçhullerin nasıl işlendiğini anlatan dosyaların ise devlet eliyle saklandığını dile getirdi.

“Gazeteciler el notlarına sevgili polis yazıyor”
Şimdi yaygın medyada da ilk defa gazetecilerin tutuklanma tehdidini hissettiğine değinen Saymaz, kimi gazetecilerin yazmaya başladığı kitapları rafa kaldırdığını, artık gazetecilerin el notları tutmaktan kaçındığını ya da sevgili polisler diye not tuttuğunu ifade etti.

Saymaz, konuşmasının sonunda tutuklu öğrencilerin ve gazetecilerin şu anda aynı kaderi paylaştığını dile getirdi.

Sanatçılar 9 Aralık’ta Ankara’ya
Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın ise yaptığı konuşmada ülkede yaşananlara karşın sanatçıların tanıklığın bir işe yaraması gerektiğini düşündüğünü ancak bugüne kadar bunda başarılı olamadıklarını söyledi. AKP’nin uygulamalarının kültür sanat alanında da önemli savrulmalara neden olduğunu dile getiren Aydın, son olarak Esin Afşar’ın cenaze töreninde bir araya geldikleri sanatçılarla bu birlikteliği kurma yönünde bir adım atmaya karar verdiklerini söyledi. O konuşmada Rutkay Aziz’in ya sokakta hakkını arayanlarla yan yana olacağız ya da yüzümüze kara bir bez atıp halka küseceğiz dediğini belirten Aydın, 9 Aralık’taki öğrenci davasında sanatçılar olarak yer alacaklarını ve sanatın birliği için ilk adımı o gün atacakları söyledi. Bu ilk birliktelik için tüm aydın ve sanatçılara çağrı yapan Aydın, 9 Aralık’ta herkesi Ankara Adliyesine davet etti.

Beyoğlu Kumpanya'dan Hopa gösterisi
Yüzlerce kişinin katıldığı etkinlikte Beyoğlu Kumpanya Sanat Topluluğu da "Binbir Dere Masalları: Bölüm Bir – Sultanın İntikamı" isimli oyunla büyük beğeni topladı.

(soL - İstanbul)