TKP'den İstanbul'da coşkulu kutlama

10 Eylül 1920'de kurulan Türkiye Komünist Partisi'nin 88. yıl etkinliklerinin en kalabalığı İstanbul'da yapıldı.

soL (HABER MERKEZİ) Türkiye Komünist Partisi 88. yaşını İstanbul, Ankara ve İzmir'de gerçekleştirdiği etkinliklerle kutladı. Partililerin yanı sıra, yurtiçi ve dışından dost siyasi parti ve yapılardan temsilcilerin, bazı sendika temsilcileriyle, Yurtsever Cepheliler ve parti dostlarının katıldığı etkinliklerde, TKP'nin memleketi liboşa, yobaza ve yankiye bırakmama kararlılığı vurgulandı.

TKP'nin 88. kuruluş yıldönümü dolayısıyla planlanan etkinliklerin İstanbul ayağı, dün Bostancı Gösteri Merkezi'nde gerçekleştirildi. Binlerce partilinin ve parti dostunun yanısıra geceye, ÖDP, Halkevleri, DİSK ve BMİS yöneticileri ile pek çok sanatçı ve yazar konuk olarak, Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro üyesi Kostas Paraskevas, Küba Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal ve yazar Kaan Arslanoğlu ise konuşmacı olarak katıldı.

Ambarlı Limanı'ndaki Arser Aş.'de çalışırken, Liman-İş'de örgütlenmeleri nedeniyle işlerine son verilen ve sendikal örgütlenme hakları için mücadele eden işçilerle, direnişteki Telekom çalışanlarının da destek verdiği gecede, Nazım Kumpanya büyük beğeni toplayan bir müzik dinletisi sundu.

Bütünlüklü mücadele vurgusu
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan yaptığı açılış konuşmasında gericilik, işbirlikçilik ve liberalizme karşı verilecek mücadelenin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini vurguladı. "Nasıl gericilik olmadan piyasacılık mümkün olmuyor, nasıl işbirlikçiler aynı zamanda piyasacı oluyorlarsa, bunlara karşı mücadele edenler de kamucu, bağımsızlıkçı ve aydınlanmacı olmak zorunda" diyen Okuyan, sermaye diktatörlüğünün cumhuriyet fikrini terk ettiğini ileri sürdü. Ülkenin felaketin eşiğinde olduğunu hatırlatan Kemal Okuyan, en büyük yanlışın felaketin boyutlarını küçümsemek olacağını da söyledi.

Okuyan konuşmasının sonunda Kürt sorunu ve Ergenekon operasyonuna değinerek Kürt sorununda da bütünlüklü mücadele çağrısı yaptı. "Kürt halkının çözümsüzlük anlamına gelen, emperyalist ya da burjuva çözümlere teslim edilmesini kabul edemeyiz" diyen Okuyan, Ergenekon operasyonunun sola çekilmesinin olanaksız olduğunu belirtti.

Küba'dan ve Yunanistan'dan konuklar
Okuyan'dan sonra Küba Komünist Partisi adına söz alan Büyükelçi Ernesto Gomez Abascal, Küba'nın "bugüne dek tanık olunan en büyük imparatorluk" olarak tanımladığı ABD'nin hemen yanı başında dünyaya sosyalizmin bir alternatif olduğunu kanıtladığını ifade etti. Abascal, batı basınının iddialarının aksine, Küba halkının sosyalizmin kazanımlarına bağlı olduğunu ve yıllardır sürdürülen ekonomik ambargo ve terörist faaliyetlere karşın, sosyalist sistemin inşasında ilerleyeceklerini belirtti.

Yunanistan Komünist Partisi adına geceye katılan YKP Siyasi Komite üyesi Kostas Paraskevas ise TKP ve YKP'nin ABD emperyalizmine ve AB emperyalist bloğuna karşı verdiği ortak mücadelenin sosyalist enternasyonalizmin örneği olduğuna dikkat çekti. AB'nin emperyalist karakterine değinen Paraskevas, AB üyesi ülke halklarının giderek daha büyük bir çoğunluğunun AB'nin sermaye birliği olduğunu kavradığını, birliğin emekçiler açısında yoksullaşma, kazanılmış sosyal ve demokratik hakların kaybı anlamına geldiğinin anlaşıldığını vurguladı.

Liberalizm psikolojik savaş uyguluyor

Liberalizmin yaklaşım ve işleyiş mekanizmalarını detaylı olarak ele aldığı konuşmasında yazar Kaan Arslanoğlu, liberalizmin sistemin temel mekanizmalarının hiçbirini değiştirmeyen sihirli bir operasyonla demokrasiye kavuşma, üç günde halkların kardeşliğini inşa etme gibi ulaşılması mümkün olmayan hedefleri gerçekleşebilirmiş gibi sunarak halkı yanıltmayı denediğine dikkat çekti. Gerçek bir demokrasi ve eşitlik, özgürlük ve kardeşlik için sosyalizm mücadelesinin gerekliliğinin kavranmasının önemine değinen Arslanoğlu, geniş halk kitlelerine umut verebilecek yegane çözümün böylesi bir mücadele olduğunu söyledi.

"Düzenin aksesuarı olmayacağız"
Solu leninizmden ve devrim programından koparmak isteyenlere izin vermeyeceklerini söyleyen TKP Örgüt Bürosu üyesi Kurtuluş Kılçer "Liberal sol, bundan böyle kendi çizgisine çekilmeli, yerini sağın bir bileşeni olarak almak durumundadır. Bunun yapılabilmesi için en önemli yollardan bir tanesi ideolojik ve teorik mücadelenin yanı sıra sosyalist hareketin bir bütün olarak yeni bir çıkışı örgütlemesidir" şeklinde konuştu. "Türkiye Komünist Partisi ülkemize ve dünyamıza baktığında umudu, olanağı ve gerçekliği görüyor" diyen Kılçer, emekçi sınıfların kitlesel mücadelesini yaratma hedefinde Yurtsever Cephe'nin Türkiye'de laik, sol, aydın bir toplumsallığın yön arayışına seslenmek ve bir şeyler yapma isteğine çatı örmek durumunda olduğunu vurguladı.

TKP Merkez Komite Üyesi Kamil Kinkır da konuşmasında, 10 Eylül 1920'de Mustafa Suphi ve yoldaşlarının bugünün TKP'lilerine bir miras ve sorumluluk bıraktıklarına değinerek, "bıraktıkları sorumluluk işçi sınıfının iktidarını kurmak, mirassa partimizdir" dedi. Türkiye'de solun köklerinden kopartılmasına işçi sınıfının siyasetle köprülerini tamamen atması için ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Kinkır, partili solun görevinin işçi sınıfının siyasetle yeniden buluşmasını sağlamak olduğunu vurguladı.

Seçim gündemi
Etkinlikte kapanış konuşması için söz alan TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, konuşmasına "Biz doğum günlerimizi geride kalan yıllara değil ileriye bakarak kutlarız. Geride kalan yılları anlamlandırmanın biricik yolunun geleceğimiz olduğunu bilerek davranırız" sözleriyle başlayarak, TKP'nin 29 Mart 2009 seçimlerine dönük yaklaşımını aktardı.


Seçimlere aylar kala Türkiye egemen güçlerinin bir süredir azalan birlikte davranma yeteneklerini restore ettiklerine işaret eden Güler, egemen güçler arasında sağlanan bu Amerikancı uzlaşmanın siyasal temsilcisinin AKP olduğunu ifade etti.

Güler Türkiye Komünist Partisi'nin, bütün seçim çevrelerinde, ülke genelinde il genel meclisi oylamasında kendi adaylarını göstereceğini belirtirken, il genel meclisi oylaması dışındaki başlıklarda AKP'yi durdurmanın yolunu, ilkeli politikalar ekseninde işbirliklerinde arayacaklarını söyledi.

Nazım Kumpanya büyük beğeni topladı
Aydemir Güler'in konuşmasından önce sahne alan Nazım Kumpanya, değişik türlerde seslendirdiği şarkılarla büyük ilgi çekti. Önümüzdeki günlerde Atina'da bir festivale katılacak olan Nazım Kumpanya, çalışmalarını Nazım Hikmek Kültür Merkezi bünyesinde sürdürüyor.