TKP: Şimdilik olmadı

TKP Siyasi Bürosu, bazı siyasi parti ve hareketlerle bir dizi başlıkta sürmekte olan yakın işbirliğinin, emekçi sınıflar nezdinde heyecan yaratacak bir siyasal odak yaratma noktasına gelemediğini açıkladı.

Türkiye Komünist Partisi, solda yeni bir odak yaratılması konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin bir açıklama yaptı. Bazı parti ve hareketlerle çeşitli başlıklarda yakın işbirliği yapmak konusundaki kararlılığın sürdüğü belirtilern açıklamada, seçimleri de kapsayan daha uzun vadeli ve belli ilkelere dayanan bir sol seçeneğin yaratılmasının şu an için olanaklı olmadığının altı çizildi. Açıklamaya bazı örgütlerin yönetimine Ağustos sonunda yollanan mektuptan da bölümler eklendi.

TKP Siyasi Büro imzasını taşıyan açıklama şöyle:

"Partimiz Ağustos ayının sonunda bazı parti ve örgütlere siyasal gelişmelere belli ilke ve hedefler doğrultusunda müdahale edecek ve toplumsal bir iddia taşıyacak yeni bir odağın yaratılması için çağrı yaptı. Çağrı EMEP, Halkevleri, ÖDP ve TKP’nin belli konularda ortak tavır alabildiği ve birlikte eylem ve etkinlikler düzenlemeye başladığı bir döneme denk geldi. Bir açıdan bakıldığında, bu durum kalıcı ve niteliksel olarak daha gelişkin bir ortaklığın önünü açabilecek bir gelişmeydi.

TKP, tek tek somut başlıklardaki işbirliğine büyük önem vermekle birlikte, Türkiye’de emekten yana, devrimci bir seçeneğin yaratılması kaygısıyla hareket edenlerin zaman yitirmeden işe koyulması gerektiği düşüncesindeydi.

Aradan geçen süre boyunca sözünü ettiğimiz siyasi yapıların birbirini daha iyi anlaması ve ortak hareket etme becerilerini geliştirmesi sevindiricidir. Partimiz bu sürecin ilerlemesi için elinden geleni yapacak ve gelen önerilerin her birini büyük bir dikkat ve yapıcılıkla değerlendirmeye devam edecektir.

Sürecin daha ileri noktalara taşınabileceğine dair umudumuzu da elbette koruyoruz. Bununla birlikte, önümüzdeki seçimleri de içine alan ve emekçi sınıfları bugünkü çaresizlikle baş başa bırakmayacak bir “siyasal çıkış” konusunda sözü edilen siyasi yapıların yakın gelecekte ortak bir sorumluluk üstlenemeyeceği sonucuna ulaşmış durumdayız.

Parti olarak bu yıl gerçekleşen Dokuzuncu Kongre’nin ardından başlattığımız kimi çalışmaları derinleştirmek ve onları ayrıntılandırmak konusunda zamanı iyi kullanma gereksinimi içindeyiz. Bu bağlamda partimiz emekçi sınıfların umudunu yeşertecek devrimci bir toparlanma konusunda bir süredir üzerinde çalışılan kapsamlı bir hareket planını uygulamaya sokma kararı almıştır.

TKP bütün militanlarını ve sempatizanlarını Türkiye’nin “sosyalist” seçeneğini güçlendirmeye çağırken, piyasacılığa, gericiliğe ve emperyalizme karşı bu coğrafyanın direncini oluşturan tüm güçlere dost elini uzatmaya devam edeceğini de hatırlatmak ister."

TKP tarafından bazı parti ve örgütlere yollanan mektuptan

“Türkiye’nin nasıl bir dönemden geçtiğine ilişkin farklı şeyler söylenebilir, farklı değerlendirmeler yapılabilir, farklı noktalara işaret edilebilir. Ancak yüreği emekten yana, halktan yana atan kimse Türkiye’nin emperyalizm ve gericilik tarafından yeniden yapılandırılmakta olduğunu inkar edemez. Oysa Türkiye’nin kaderi emekçi kitlelerin elinde olmalıdır. Ne yazık ki, şu anda adına ister ilerici, ister yurtsever, ister devrimci, ister sosyalist, ister sol diyelim, emekçi sınıfları temsil çaba ve iddiasındaki siyasi aktörlerin ülke ve bölgedeki gelişmeleri etkileme gücü son derece sınırlıdır.

Bu koşullarda Türkiye Komünist Partisi, emekten yana siyasi güçleri, yine emekten yana aydın, sendikacı ve bilim insanlarını da kapsayacak biçimde, yaşamsal önem taşıyan bazı ilke ve hedefler etrafında ortak hareket etmeye çağırmaktadır. Siyasi oluşumların kendi programları etrafında sürdürecekleri faaliyetleri engellemeyecek ama tek tek belli başlıklarda gerçekleştirilen işbirliklerinin ötesine geçmesi gereken bu ortaklığın örülmesi için çalışmalara derhal başlanması gerektiğini düşünüyoruz.

Bu ortaklığın kurumsallığından çok, hareket yeteneğini önemsiyoruz, bu bağlamda yeni bir örgüt değil, değişik toplumsal alanlarda aynı ilkeler etrafında tavır koyup, mücadele eden bir odak yaratmayı öneriyoruz.

İlkelerimizin çok açık, net, sade ve az sayıda olmasından yanayız.

En geç 1 Mart 2010’da böyle bir ortak hareket zemininin emekçi halkımıza müjdelenmesi gerektiğine inanıyoruz.

Türkiye’deki bütün sorun ve tartışma başlıklarında emekçi sınıfların güncel ve tarihsel çıkarlarını kılavuz edinen

ABD emperyalizmine, NATO’ya, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlara, Avrupalı emperyalistlerin örgütü Avrupa Birliği’ne, emperyalist ülkelerin işgal, yağma, talan ve bölgeyi yeniden şekillendirme girişimlerine tereddütsüz karşı çıkan

Sömürücü sınıfların temsilcileriyle, parti ve örgütleriyle işbirliğine kapıları kapatan ama bu partilerin tabanında ya da yerelliklerde emekçi halktan yana tavır sergileyenlerle buluşmayı gözeten

İnanç özgürlüğünü savunmakla birlikte dinin siyasal ve toplumsal yaşamı giderek daha fazla belirlemesi biçiminde kendini gösteren gericiliğe karşı mücadeleyi önemseyen

Halklarımızın eşit ve özgür bir ülkede birlikte yaşamasının önündeki bütün engellere, ırkçılığa, her tür milliyetçiliğe, militarizme, faşist uygulamalara karşı duran bir tavır ve mücadele ortaklığı öneriyoruz.

Türkiye Komünist Partisi, hangi formülasyonla olursa olsun, bu ilkeleri açık bir biçimde savunan her siyasi güçle bu ortaklığı geliştirmeye, hiçbir çevreye herhangi bir çekince koymaksızın, hazırdır.”