ÖDP'de Olağanüstü Konferans

ÖDP 5. Olağanüstü Konferansı öncesi Genel Başkan Ufuk Uras yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye'de, "yeni sesler ve yeni politikalar"a duyulan ihtiyacın arttığını, ardında önemli deneyler bırakarak tarih olan "sosyalizmin 20. yüzyıl modeli" ile "küreselleşen kapitalizmin neo liberal modeli"nin yıkıntılarının arasından "yeni dil ve örgütlenme modelleri…

soL (HABER MERKEZİ) Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) 5. Olağanüstü Konferansı
bugün saat 10.00'da, Ankara Abidinpaşa'daki Lale Düğün Salonu'nda yapılacak. Konferans delegelerinin önerdiği kararların resmileşeceği ÖDP Olağanüstü Kongresi ise 2 Şubat Pazartesi günü saat 09.00'da, ÖDP Genel Merkezi'nde gerçekleştirilecek.

Türkiye'nin çeşitli illerinden ve partinin yurtdışı koordinasyonlarından bin 500 civarında delegenin katılacağı konferansın ilan edilen programında, genel başkanının konuşması, politik ve örgütsel sorunlar üzerine görüşmelerin yanı sıra Genel Başkanlık, 60 kişilik Parti Meclisi ve 7 kişilik Merkez Disiplin Kurulu için adaylık başvuruları ve seçimler yer alıyor.

5. Olağanüstü Konferans'ta ÖDP'nin mevcut Genel Başkanı Ufuk Uras'ın karşısında ÖDP eski Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu'nun genel başkan adayı olacağı açıklandı. Parti içerisindeki "Özgürlükçü Sol" Platformu Ufuk Uras'ı, "Devrimci Dayanışma" Platformu ise Hayri Kozanoğlu'nu destekliyor.

Olağanüstü konferansa nasıl gelindi?

Daha önce basın-yayın organlarında yer alan açıklamalarında, solun ulusalcılıkla arasına mesafe koyması için Ergenekon operasyonunun önemli bir fırsat olduğunu söyleyen Ufuk Uras'ın sözleri, "ÖDP içinde de Ergenekon'u destekleyenler var" şeklinde yorumlanmış, parti içinde ortaya çıkan tartışmanın ardından Uras'ın part genel başkanlığından istifa ettiği söylentisi yayılmıştı.

İstifa haberlerinin ardından yazılı açıklama yaparak, Türkiye solunun yaşadığı krizden ÖDP'nin de payına düşeni aldığını ileri süren Ufuk Uras, "bu sürecin bir parçası olarak partimiz içinde de uzun süredir var olan tartışmaların yeni bir aşamasında, 4 Ocak Pazar günü yaptığımız Parti Meclisi toplantısında, tüzüğümüzün ilgili maddesine ve delegelerden gelen taleplere dayanarak olağanüstü konferans/kongre çağrısı yapmış bulunuyorum. Kurumlar içi tartışmaların krize dönüştüğü anlarda, demokratik zeminlerin kullanılması önemli bir ihtiyaca cevap verir. Delegelerimiz, partimizin çeşitli kurulları arasında oluşmuş olan güvensizlikleri ortadan kaldıracak demokratik bir irade göstereceklerdir" demişti.

"Özgürlükçü Sol" Platformu'ndan Ahmet Asena, grubunun olağanüstü kongre gerekçesini şu sözlerle açıkladı: "Yerel seçimler sürecinde partiyi en az üç ay sürecek bir olağan konferans sürecine sokmak da, 'çatal kazık' olarak yürümek de mümkün olmadığı için olağanüstü konferans kaçınılmaz olmuştur. Delegasyondan içinde bulunduğumuz tıkanıklığı çözmesi istenmiştir. ÖDP 5. Olağanüstü Konferansı, seçilenlerin seçenlere bu durumu ortadan kaldırmak için başvurmasıdır. Yorum farklarına bağlı ayrımın derinleşmesi, MYK ve PM'de çözüm üretilememesi sonucunda, demokratik bir yöntem olarak olağanüstü konferansa gidilmektedir"

ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş ise Ufuk Uras'ın olağanüstü kongre kararını, "eski delegelerle yapılacak bir olağanüstü kurul hem demokratik olmaz, hem de parti içi krizi çözemez. Parti Meclisi, tüm parti üyelerinin iradesini ortaya çıkaracak bir olağan kongre kararı aldı. Parti Meclisi'nin bu kararı uygulanırsa tıkanıklıklar aşılır" diyerek eleştirdi.

"Devrimci Dayanışma" Platformu'ndan aynı zamanda Parti Meclisi üyesi olan Sema Solaklı da, olağanüstü konferans/kongre çağrısını, Siyasi Partiler Yasası'nın zoruyla ÖDP'nin tüzüğüne konmuş bir maddeye dayanılarak alınmış bir karar olarak nitelendirerek, "yasaldır, ama meşru değildir. Ben bunun, ÖDP'li olma hukukunun hiçbir şekliyle açıklanabileceğini düşünmüyorum" diye yorumladı.

"Olağanüstü kongre kararı Ergenekon tartışmasıyla ilgili değil"

Olağanüstü konferans öncesinde, dün Radikal gazetesine açıklama yapan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, "Ergenekon soruşturması partiyi kamplaştırdı mı?" sorusuna verdiği yanıtta, bu yöndeki izlenime ÖDP dışından üretilen asparagas haberlerin yol açtığını ve parti içinde çetelere, kontrgerillaya karşı tavır alma konusunda herhangi bir sorun bulunmadığını söyledi.

Radikal gazetesi muhabirinin dile getirdiği, kendisinin olağanüstü kongre istediği fakat partide olağan kongreyi beklemek isteyenlerin olduğu ve bu nedenle istifanın eşiğine geldiği iddialarına Uras'ın yanıtı, "ben de istifa haberlerini gazetelerden okudum. Bütün bunların asparagas olduğunu söylüyorum" oldu. Uras, olağanüstü konferans kararının Ergenekon tartışmalarıyla bir ilgisi olmadığını, partinin karar alma sürecinde ortaya çıkan atalet nedeniyle yeni bir yapılanmaya ihtiyaç duyulduğu için gündeme geldiğini ileri sürdü.

Siyaset tarzına dair farklılıklar...
Konferans öncesinde yazılı bir açıklama yapan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, neo-liberal ekonomi politikalarının olumsuz sonuçları ile dinsel ve etnik kimlik sorunlarının, Türkiye'de solun toplumsallaşmasını, güçlü bir umut kaynağı ve bir aktör olarak siyaset sahnesinde rol almasını toplumun önemli kesimleri açısından ihtiyaç haline getirdiğini kaydetti.

Uras, dünyada ve Türkiye'de, "yeni sesler ve yeni politikalar"a duyulan ihtiyacın arttığını, ardında önemli deneyler bırakarak tarih olan "sosyalizmin 20. yüzyıl modeli" ile "küreselleşen kapitalizmin neo liberal modeli"nin yıkıntılarının arasından "yeni dil ve örgütlenme modelleri"nin yükseldiğini ileri sürdü.

Sadece alanları doldurarak ve direniş örgütleyerek muhalefet eden solun güçlü bir merkez olamayacağına işaret eden Uras, solu, içe kapalı bir dil oluşturarak toplumsal dinamiklerin dışında kalmakla eleştirdi. Türkiye solunun mevcut ideolojik, politik ve örgütsel dünyasını "yenileme"ye en yakın adayın, tarihsel kökleri ve birikimleri nedeniyle ÖDP olduğunu öne süren Uras, olağanüstü konferans öncesi yaptığı açıklamasında, sözünü ettiği "yenilenme"deki rolünü yerine getirebilmesi için 13 yıllık siyasal yaşamındaki yetmezlikleri açıkça ortaya çıkan ÖDP'nin de kendisini aşmaya ihtiyacı olduğunu ifade etti.

"Özgürlükçü Sol" Platformu'nun parti genel başkanı adayı Ufuk Uras'ın, olağanüstü konferans/kongre öncesi yaptığı yazılı açıklama ile ortaya koyduğu görüşler karşısında, "Devrimci Dayanışma" Platformu'ndan Sema Solaklı ise, kimlik ve kültür eksenli politikaların 12 Eylül'den sonra solun gündemine girdiği ve solun yenilgi döneminde güç kazandığı, gruplarının, kimlik ve kültür eksenli politikaları da önemsemekle birlikte bizzat küresel kapitalizmin tartışıldığı günümüz koşullarında emek siyasetinin öne geçmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.