EMEP: Aile içi şiddette Türkiye bir ilke imza attı

AİHM’in Türkiye’yi şiddete uğrayan kadını koruyamadığı için mahkum etmesiyle ilgili bir açıklama yayınlayan EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Şiddete maruz kalan kadınlara yoruma meydan bırakmayacak bir yasal düzenlemeyle kamusal koruma sağlanmalıdır” dedi.

soL (HABER MERKEZİ) Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin eşinin şiddetine maruz kalan ve annesi eşi tarafından öldürülen Nahide Opuz'un başvurusu üzerine, Türkiye'nin şiddet gördüğü için savcılığa başvuran kadını koruyamadığına ve ayrımcılık yaptığına karar vererek 36.500 Avro tazminat ödemeye mahkum ettiği kararı değerlendirdi. Yazılı bir açıklama yapan Gürkan, AİHM'in bu kararının demokratik hak ihlallerine göz yumduğu ve adil yargılama yapılmadığı gerekçesiyle defalarca mahkûm olmuş bir ülke için dahi bir ilk olduğunu belirtti. Gürkan, kararın ülke saygınlığını dünya kamuoyu nezdinde bütünüyle ayaklar altına aldığını kaydetti.

Bu durumun sorumlusunun yıllardır bu ülkeyi yöneten zihniyet olduğunu ifade eden Gürkan, şiddet, taciz ve tecavüze karşı varolma mücadelesi veren kadınların bu mücadelelerinde yasaların da şiddetine maruz kaldıklarını belirtti. Gürkan "Bu ülkede kadınlar 'sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin' diyen hakimlerden, eşi tarafından dövülen, şiddet gören kadınları şikayetlerinden vazgeçirerek evine geri gönderen emniyet güçlerinden adalet ve yardım beklemek durumunda bırakılmışlardır" dedi.

Hunharca öldürülen Münevver Karabulut'un ailesinin, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah tarafından kızlarını koruyamadıkları konuyu gündemde tutan basın organlarının da Başbakan Erdoğan tarafından "cinayet tüccarlığı yapmak"la suçlandığını hatırlatan Gürkan, yasaları uygulamakla görevli olanların zihniyetleri bu olunca, yasal düzenlemelerde yapılan değişikliklerin de makyajdan öteye gidemediğini belirtti.

Gürkan, AİHM kararının şiddete maruz kalan kadınlara "yoruma meydan bırakmayacak bir yasal düzenlemeyle kamusal koruma sağlanması" gerektiğini bir kez daha gösterdiğini dile getirerek kadınları, yoksulluğa, işsizliğe, sağlıksızlığa, eğitimsizliğe, sosyal güvencesizliğe, şiddete ve her türlü cinsler arası eşitsizliğe karşı güçlerini birleştirmeye çağırdı.