Teşekkürler (!) Türkiye ( Şewn Sahirini)

Adımlandı yalnızlığım, annemin loğusa yatağına düşerken. Genlerini aktarmışlardı babamla birlikte. Kaçınılmaz bir ilke imza atmıştım düşerken Kü(r)t diye. Artık kanlı bir coğrafyada büyüyecek, boy verecektim. Boyumun ölçüsünü aldığınız için teşekkürler...

Her akşam kendini sabaha devrederken bir kurşun daha geçirdiniz gözlerimden, şimdi bir toz lafına bile yaşarması bundandır. Gözlerimi kanla beslediğiniz için teşekkürler. Çok delik deşik edilmiş bedenler gördüm. Aklıma moda tasarımı ile ilgilenmeyi getirmediğiniz için teşekkürler...

Kürt olduğumu gizleme gücünü bana aşıladığınız için, dilimi divan altlarında, sessizce öğrenmek zorunda bıraktığınız için teşekkürler...

Ağrıdan nasıl kıvrılacağını işkence tezgâhlarında tecrübe ettirdiğiniz için, ayakaltlarımızın kalın, yaralı ve nasırlı halini her görüşümüzde minnet duygumuzu şiddetle arttırdığınız için teşekkürler...

Ölüm kutsanmış kanlı bir bebektir... Çocuklarımızın öldürülmesini bize seyrettirdiğiniz için teşekkürler... Enes Ata'yı kalbinden vurduğunuz zaman, sesimizi de çığlıklarımızı da acımızı da yaşatmayıp, bir güzel copladığınız için teşekkürler...

Bir yudum su ne ki? Kirli sularda yüzdürtüp, kendimizi koruma gücünü istemeden de olsa bize bahşettiniz, teşekkürler...

Köylerimizi, ormanlarımızı yaktınız... Bizi kentlerin varoşlarına sürüp aşsız, işsiz bıraktığınız için teşekkürler...

Çağ kendini yenilese de bizi hep sayfaların altında bırakıp tüm gücünüzle ezdiğiniz için... Meydanlarda, gazetelerde, sinemalarda, tiyatrolarda, evinizde, bakkalınızda ve en önemlisi kendi içinizde bizi yok saydığınız için teşekkürler...

Başımızı azıcık kaldırıp barış dediğimiz için kafamıza dipçik ile vurduğunuz için teşekkürler...

Hayat mı tuhaf, biz mi, siz mi?

Kurtuluş savaşı, Çanakkale ve ne aklınıza gelirse... Size böyle öğretilmiş olması gerekirdi... Türkler ve Kürtler beraber kurdular Türkiye'yi. Ne mutlu Türküm diyene deyip, bizi cehenneme göndermek istediniz.

Kürtler kimliğini korumak adına bir savaş verdi, veriyor, verecek...

Çünkü hep kendini tanıtma, kabul ettirme savaşını reva gördünüz, bunun için de teşekkürler...

Dağlar, adımın altından akan derin bir akarsudur. Gök benim görmek isteğimin dışında hep kırmızıdır. Toprak, ölülerimizin taşlarıyla çoğaldıkça içimin ağırlığına yenilip bir kez daha teşekkür edeyim.

Ben Türk değilim... Ne mutlu Türküm diyene'den nasiplenmeyenim.

Kürdüm... Beni kabul etmediğiniz için, işkence ettiğiniz için ve öldürdüğünüz için mutsuzum...

'Ne mutlu Kürdüm diyene 'diyecek kadar faşist değilim. Mutsuzluğumun faturasını size keserken, hesabıma yeni ölüler, yeni yıkımlar ekleyeceğinizden emin olarak son teşekkürü etmek isterim.

Beni Kürt olduğum için sevmiş olsaydınız, şimdi ben bunları değil, hayatın güzel olabilen taraflarını yaşamış olup onları yazıyor olacaktım... Ama ben her gün çoğalıyorum, her gün inatla yazıyor ve yaşıyorum...

Bana bu yazıyı yazdırdığınız için teşekkürler...

Şewn Sahirini