'Yetti Gari' hareketi (Cenk Giray)

Kendimi uzun bir süre, ergenlikten olgunluğa geçiş yıllarında Haulden Caulfield gibi hissettiğim zamanlar oldu. Haulden Caulfield Salinger`in müthiş romanı Çavdar Tarlasinda Cocuklar`in kahramanı, daha doğrusu anti-kahramanı. Uzun bir süre bu kitap Amerika`nın bazı eyaletlerinde yasaklandı. Şimdilerde ise liselerde klasik kitap olarak okutuluyor. Bizdeki Nazım Hikmet gibi. Sen yıllarca Nazım Hikmet`i yasakla, hapse at, vatan haini ilan et, şimdilerde ise ülkenin 100 temel eser listesine sokuşturuver.

Hayat böyledir iste, bir dönem yasakladığının önünde saygıyla eğilirsin veya eğilirmiş gibi yaparsın. Neyse sadede geleyim. Ben yine bu aralar kendimi Nazım Hikmet gibi, Haulden Caulfield gibi hissetmeye başladım. Haulden Caulfield naiftir, çocuksudur ama aslında çoğunluğa göre daha derin düşünür, karşı çıkar, gıcık kapar, esprilidir, yapmacıklığa, yalana sinir olur, yerli anlamda delikanlıdır yani. Taksim gezi parkında başlayan olaylarda en çok kim öne çıktı? Beşiktaş`ın Çarsı grubu. Zaten sempatiklerdi, daha da sempatikleştiler. Ne mi istiyorlar? Karşılar ve gıcık kapıyorlar, kendine çeki düzen ver diyorlar, karışma bize diyorlar, kim delikanlı gör bakalım diyorlar. Öyle ki Beşiktaş yönetiminden hoşnut olmadıklarında Çarsı Beşiktaş’a karşı bile diyebilmişlerdir. İstanbul`da söylenenlere göre 2 milyon kişi hareket halindeymiş. Ankara’da harekete katılanlar 1 milyonu buldu. Tüm Türkiye’yi düşünürsek hareket bırakın son yılları, eskilerin de onayıyla Türkiye tarihinin en kitlesel hareketi.

Herkesin kendine göre bir sebebi var. Kimi eteğine karışıldığı için, kimi içkisine karışıldığı için, kimi Atasına saygısızlık yapıldığı için, kimi çevreye duyarlı olduğu için, kimi ülkede şerilesme gördüğü için, kimi kazanılmış is haklarını korumak için, kimi boyun eğmemek için sıralasanız yüzlerce madde. Ama ortak slogan `Tayyip istifa`. Sadece gençler mi var? Hayır tabi ki merak eden bulunduğu şehirde arabasıyla şehir turu atabilir. Anneanneler bile gençlerimizin başına bir şey gelmesin Başbakan istifa etsin diye dua etmeye başladılar. Kadınlar hep en önde, en çok dert yananlar onlardı çünkü.
Kucağında bebeğiyle tencere tava çalan kadınlarımız var. Bu olup bitenler sadece bizim ülkemizde mi var. Yani sormazlar mi adama hiç mi tarih okumadın diye. Amerika`da siyahlara karşı yapılan ırkçılıkla ilgili az mı mücadele verildi. Simdi başlarında siyah bir liderleri var. Fransa 68`ini yaşamadı mi, hem de ekonomik olarak en güçlü olduğu donemde. Ne olacaktık yani ekonomik olarak güçlü bir ülke ama halkı baskı altında, Çin gibi, Iran gibi yani. Daha düne kadar herkese tablet dağıtacağız diyenler, şimdi gerekirse interneti keseriz bile diyebilmişlerdir. Sormazlar mı adama ne yapacaktık o tabletleri ayna gibi kullanıp kendimize mi bakacaktık?

Kendimi hem Holden Caulfield gibi hem de Nazım Hikmet gibi hissediyorum demiştim. Nazım Hikmet yurdunu sever, memleketinin peşkeş çekilmesine karşıdır. İnsandır, duyarlıdır. İsçisinin emekçisinin yanındadır. Ortalıkta kamu malına zarar veriliyor diyenler, tamam eyvallah haklisiniz da kamu mali sadece dükkandan, bankamatikten mi ibaret? Bir sürü kimse ülkenin başındakilerin kamu mallarını nasıl peşkeş çektiklerini bilmiyor mu? Rantlarla hileyle hurdayla nasıl zenginleştiklerini bilmiyor mu. Neyse bu ülkede sari saçlı küçük çocuklara ayni Atatürk gibi maşallah denir. Sen böyle yetişmiş bir çocuğun Atasına `iki ayyaşın kurduğu yasalarla mı yoksa dinin emrettiği yasalarla mı` ülkeyi yöneteceğiz dersen işler değişir. Bizim dedelerimiz cumaları Kuran okuyup yılbaşlarında 90 küsur yaşındayken torunlarına şu meretten yarim bardakta bana doldurun demiştir. Sen tüm bunlara küfrettiğin için ayaklandık. Bence herkes ne oluyor deyip ayaklanan insanlarla tanışmalı, onları anlamaya çalışmalı. İnsan ayağa kalktığında insan olur ayni bir bebek gibi. Boyun eğerek değil. Ege`de bir şeyler canına tak ettiğinde insan “yetti gari” der. Bu hareketten Türkiye`ye zarar marar gelmez. Eğer ki baskı, zulüm altında yasamak istemiyorsak. YETTİ GARİ.