'Yeni Türkiye' ve okullar (Hakan Erol)

Okullar açıldı ama…

Bu yıl, önceki yıllara oranla biz öğrenciler için çok daha zor geçecek.

Çünkü dinci gericilik, piyasacılık ve kapitalist-emperyalist saldırılar her geçen gün daha da artmakta. "Yeni Türkiye’’de, mevziler biraz daha farklı…

Durumu biraz inceleyelim

4+4+4 ile gelen ‘’yeni’’ eğitim sistemiyle beraber dinci gericilik ilkokula kadar indi. 2 senedir bu modelin tohumlarını atan AKP, bu yıl meyvesini yavaş yavaş toplamaya çalışıyor. Velilerden habersiz okullar tek tek ‘’İmam Hatip’’e çevriliyor! Yine velilerin haberi olmadan sistem ‘’otomatik’’ olarak öğrencileri İmam Hatip’e yerleştiriyor.

Öğrencilerin önüne ‘’seçmeli ders’’ diye ‘’peygamber hayatı’’ vs. gibi din temelli dersler getiriliyor. Din derslerinin saatlerinin toplamı feni ve matematiği geçiyor.

Anlayacağınız ‘’Yeni Türkiye’’nin bilimle falan işi yok…

Üniversitelerde de durum farklı değil.

-Büyük üniversiteleri bunun biraz dışında tutarak-, ’’Taşra Üniversiteleri’’nde rektörlerin etkisiyle beraber okullar adeta birer dinci-gerici ve piyasacı kampa dönüşüyor. Özellikle son dönemde türeyen ‘’rabia’’cılar okullara gerici isimleri getirerek ‘’konferanslar ve sempozyumlar’’ düzenliyor. Solcu öğrencilere yer tahsis etmeyen rektörlük ise ‘’rabia severlere’’ kapılarını sonuna kadar açıyor.

Hocaların ‘’IŞİD sakalıyla’’ okulda gezmeleri ,
‘’cuma’’yı iple çekmeleri,
Rektör’lere ‘’yamanma’’ çabaları…

Bunlarla da yetinmeyen hocalar dersler de bilimi kötüleyip, hurafeleri, gericiliği övüyorlar. Aydınlanmacılığı, sekülerizmi, laisizmi ‘’Adnan Oktar’’ kafasıyla yermeye çabalıyorlar.

‘’Kılavuzu’’ Rektör olan hocaların durumu perişan…

***

‘’Yeni Türkiye’’de neredeyse her taşra üniversitesinde bir ‘’cami’’ ve ‘’ilahiyat fakültesi’’ var.

’’Yeni Türkiye’’ye, ’’yeni imajlar…’’

Rektörleri atayanın cumhurbaşkanı olması, üzerine öğrencilerin büyük bir bölümünün örgütsüz hareket etmesi yukarıdaki tabloyu meydana getiriyor. Tablo bir ‘’nedeni’’ değil, ‘’sonucu’’ oluşturuyor. Sorgulayan değil,‘’biat’’eden bir öğrenci tipolojisi istemeleri ve yaratma çabaları ise cabası…

Dinci gericilik yanında doğal olarak ‘’piyasacılığı’’ da sokuyor okullara… Türlü türlü ‘’Bankalar’’ okulların içinde stand açarak, ‘’öğrenci avına’’ çıkıyor. Yakaladıklarını bırakmıyorlar.

Yine okul panolarında ‘’kariyer günleri’’ adı altında ‘’kapitalizme hizmet’’ edecek ‘’genç beyinler’’ arıyorlar! Öğrencilere, seminerlere katılmaları karşısında ‘’Sertifika’’da veren piyasa düzeni, ‘’ne kadar öğrenciyi kapsak kardır!’’ mantığıyla hareket ediyor.

80’ sonrası neoliberal saldırılar Özal’la beraber başladı, ‘’Yeni Türkiye’’de de tam gaz saldırılarına devam etmektedir.

Emperyalist Kapitalist saldırılar da bunların birer sonucu olarak okullara ‘’yerleşmeye’’ çalışıyor. Emperyalizmin desteklediği IŞİD (Şu an Emperyalist merkezlerin ‘’operasyon’’ yapılmalı dendiğine bakmayın, ortada dönenler, aslında Afganistan’da dönen oyundur. SSCB’ye karşı Taliban’ın eğitilip desteklenmesi ve sonra yok edilmesi…) yanlıları okullara girerek,stand açıp destek toplamaya çalışmaları ve bildiri dağıtmaları…

Büyük üniversiteler de örgütlülük çok daha fazla olduğu için bu saldırılar boşa düşüyor.

ODTÜ, Anadolu Üniversitesi, Galatasaray, İstanbul Teknik ve Mimar Sinan…

İlericiliğin kalesi olan bu üniversitelerde hem AKP'liler hem ÖSO’cular (Şimdinin IŞİD’çileri) hem de ‘’bankalara’’ gerekli dersler veriliyor… AKP'li bakanlar okullara sokulmuyor, Tayyip Erdoğan üniversitelerden kovuluyor (ODTÜ’yü hatırlayalım…), dinci çetelerin ve cemaatlerin stand açıp bildiri dağıtmaları ise engelleniyor. Geçen sene çokça örneklerini gördük.

Üniversite yemekhanesinde çıkan yemeklerin kötü olması, kantin fiyatlarının pahalı olması veya ulaşıma her dönem başında yapılan zamlar… Büyük üniversiteler bu konularda da ‘’başarı’’ sağlıyor.

Taşra üniversitelerinde, bu konularda ‘’kısmi’’ başarılar elde ediliyor ancak bir ‘’süreklilik’’ sağlanamıyor. Bir dönem ulaşım zamları engellenirken, diğer dönem zamlar karşısında hiçbir şey yapılamıyor.

***

Halk okullarının İmam Hatip’e dönüştürülmesine tepkili… Başta İstanbul’un bir çok semtinde olmak üzere, Türkiye’nin çeşitli illerinde ‘’İmam Hatip istemiyoruz!’’ eylemleri düzenleniyor.

Kadıköy, Kartal, Maltepe, Şişli…

Yapılan bu eylemlere yer yer ‘’gerici’’ saldırılar oluyor(1),eylem yapanlar korkutulmaya çalışılıyor. Her ne kadar şu ana kadar veliler ‘’kararlı’’ bir duruş sergileseler de, uzun vadede, bir ‘’geri düşme’’ yaşanacaktır.

Eşyanın doğası gereği…

Bunun için yapılması gereken şey de belli…

***

Egemen güçlerin saldırılarını engellemek ve geriletmek mümkün.

Üniversitede dinci gericiliğe, piyasacılığa karşı mücadele eden bir öğrenciyle, çocuğunun okulunun İmam Hatip’e dönüştürülmesine karşı duran bir velinin mücadelesi aslında ortak.

Tek sıkıntı bir arada hareket etmemeleri, bir diğer adıyla, ‘’örgütsüzlük!’’ Ve dolayısıyla, örgütlü mücadelede buluşamamak!

‘’Yeni Türkiye’’den kurtulup, ‘’Sosyalist Türkiye’’yi kurmak bu uğraktan, yani ‘’örgütlenmekten’’ geçiyor…

Yeni dönemde, örgütsüzlüğü gidermek için kolları sıvama vakti.

Önümüzde dünün ‘’birikimleri’’, bugünün ‘’siyasal aklı’’, yarının ‘’iktidarı’’ alacak kadroları mevcut.

Unutulmamalı ‘’Yeni Türkiye’’den hesap sormak, ‘’Sosyalist Türkiye’’den geçiyor.