Türkiye sosyalist hareketi neden birleşmemeli? (Özgür Hüseyin Akış)

Türkiye sosyalistleri ve emekçileri yine çok tartışarak 1 Mayıs’ı geride bıraktı. Emekçiler ve sosyalistler için tarihi bir önemi olan bu günde tartışmalar bir hafta öncesinden başlayıp, 2 Mayıs’ta sona erdiriliyor.

Türkiye sosyalist hareketinin ilginç bir kabulleniş özelliği ortaya çıktı. Kürt sorununda akil adamlara güvenip, iktidarın yanında yer almak, sözünü söylerken çekinmek, Kürt hareketinden ve sol kamuoyuyla restleşmemek için yaptığı açık.

Türkiye emekçileri kayıtlı 10 milyon 800 bin kişi, bunların ise 1 milyonu sendikalarda örgütlülermiş.

1 Mayıs’ta sendikaların kararını sorgulamadan kabul etmek, sendikaların tepkisinden çekinmek, ilginç şeyler oluyor. Türkiye’de sosyalistler özgürce inandıkları doğru bildikleri fikirlerini söylemek için çekince gösteriyorlar, sendikalara, derneklere, işçilere, Kürtlere, müdahale etmek, etkileşim kurmak, dönüştürmek yerine içten içe basınç yiyip nerede duracağına karar veremiyor. Yani tartışmaların gündemi belirlemek de onlara düşüyor.

Bir televizyon programında sosyalist partilerden birisinin genel başkanlığını yapmış bir arkadaşın sözü dikkat çekici, sendikalar nerde ise biz de oradayız.

Sosyalist hareket sendikalar nerdeyse ben oradayım diyecek kadar güçsüzleşmiş ise, birleşmek yerine başka şeyleri tartışmak gerekmiyor mu? Yani tartışmaya buradan başlarsak kayıtlı işçi sayısının 10/1’i kadar sendikalı işçi varken, bu sendikaların bazılarının da AKP iktidarının siyasi çizgisi dışında hareket etmediğini düşünürsek, Türkiye’de sendikal hareket ile sosyalist hareket başa başa yarışır durumda topluma nüfus edememek konusunda, ikisinin de birbirine önerisi birleşmek. Mesela Türk-iş içerisinde sendikal güç birliği platformunu oluşturan sendikalara önerilen DİSK’e geçmeleri. Çözüm yolu sendikaların işyerlerinde, fabrikalarda örgütlenmek için uğraş vermeleri ve sendikal alanı sendikal bürokrasiyle kilitlemeden, tabandan tavana örgütlenme çalışmaları yapmak, yerinde örgütlenmek değil de güçsüzleri birleştirip güçlü yapmak.

Sosyalistlere önerilen ise CHP çatısı altında birleşmek nedeni de çok açık güçlü olan o. CHP çatısında birleşmek Türkiye toplumunda kendisini solda tarif eden ve sosyalistlere dayatılan sol birleşmeli mantığı. Sosyalistler bu konuları tartışmaya 1970’lerin ortasında başladı. Sosyalist harekete kimse iktidara gelebilir gözüyle bakmadı. Muhalefette olmak iktidarda olan sermaye partilerinin siyasetine icraatlarına karşı olmak, yani kendi siyasi hattını belirlemeden sadece karşı duruş görevi ile hareket etmek. Yıllarca bu böyle devam etti.

Böyle de devam etsin isteyenler var.

Türkiye sosyalist hareketi bir karar verme aşamasında, siyasetini ilkeleri doğrultusunda mı yapacak, yoksa belirleyicisi hep dışardan mı olacak?

Türkiye sosyalist hareketi bu doğrultuda hareket etmeye başlarsa, emekçiler ne söylediğimizi anlayacak, kararını ona göre verecek anlatmak için ilkelerimiz, siyasetimiz ve en önemlisi örgütümüz, neler yapacağımızı belirleyecektir.

Farz dururken, sünneti yerine getirmek için bu kadar uğraş vermek nafile.