Rosetta (Mustafa Akfak)

Gazeteleri düzenli takip edenler bilir. Belli aralıklarla yayınlanan Stalini karalama, suçlama, onu insanlığın başına gelmiş en büyük felaketlerin müsebbibi olarak gösterilen haberleri. 29 yıl boyunca ilk sosyalist devlete önderlik etmiş, henüz hiçbir devletin rekorunu kıramadığı sanayi hamlesini gerçekleştirmiş(*), bir ülkeyi savaş makinesine çevirmiş Adolf Hitler gibi bir faşisti 25 milyon insanını kaybederek tarihin çöplüğüne atmış bir devrimciyi her gün hayal dünyalarının sınırlarını zorlayarak(!) ortaya çıkardıkları iftiralarla tüketemedikleri burjuva basının haberleri.

En komik olanı 60 milyon insanın ölümüne neden olan Hitler faşistini Stalin ile birlikte sorumlu tutmaları. Hitler’i ve Stalin’i birlikte sorumlu tutmaları aynı zamanda komünizmi ve nazizmi eşitlemek oluyor.

Stalin üzerinden sola, sosyalizme, komünizme yapılan kara çalmalara eşit bir toplum için ödenen bedelleri yok sayarak piyasayı perdahlayan kalemşorlara mülkiyetlerinin ellerinden alınması korkusuyla her türlü ideolojik aygıtları kullanarak fütursuzca saldıran hasmımıza karşı tavrımız tabii ki duymazdan ve görmezden gelmek olmayacaktır. Onlar yazsın çizsin biz de yazıp çizeceğiz.

Züganov’un Gelenek 108’de yayımlanan makalesinden alıntı yapalım “… suça dayalı kapitalist sistemin yaratıcıları ve yandaşları, ki bu sistemle devasa büyüklükte sermayeler elde etmiş ve beceri ve liyakatlerine uygun olmayan siyasi kariyerler edinmişlerdir, fesat, kıskançlık ve bastırılmış korkuyla Stalin’e küfretmektedirler. Stalin ülkemizdeki yolsuzluk ve bürokratik kırtasiyeciliğin tamamen üstesinden gelindiği ve suçun gerçekten kapı dışarı edildiği bir dönemin lideridir. O, kendisinden hem önceki hem sonraki ülke yöneticilerinin çözmeyi başaramadığı sorunların üstesinden gelmiş bir kişidir.”

En son çıkan haberlerden birisi de sözüm ona Stalin’in emriyle Katın Ormanlarında öldürülen Polonyalı askerlerdi. Habere ilgi yine çok yoğun. Rusya Katın Katliamı arşivlerini yayımlamış. Yok efendim Stalin 26 bin savaş esiri kafalarına kurşun sıkılarak toplu mezarlara gömülmesi direktifini vermişmiş. Bu haberlere gereken cevabı Kemal OKUYAN 12/04/2010 tarihinde köşesinde verdi. İlgili haberler aynı şekilde yine servis edilecektir zamanla.

Stalin hakkında önümüzdeki günlerde de asılsız haberler çıkacaktır. Yeni bulunduğu iddia edilen belgeler, fotoğraflar, toplu mezarlar açılan arşivler vs. vs.

Kim ne derse desin kim ne yazarsa yazsın biz kime sahip çıktığımızı çok ama çok iyi biliyoruz. Bırakın her şeyi bir yana Stalin ismi bile burjuvazinin yüreğine korku salıyorsa bu bile bizim için yeterli bir mesnettir.

Faşizmi tarihin çöplüğüne atarak Avrupa halklarını özgürleştiren Stalin önderliğindeki Kızıl Ordunun zaferinin 65. Yılında bu görkemli tarihin kahramanlarına ve bu uğurda mücadele eden tüm insanlara ve tabii ki Stalin’e andımız rosettamızı(**) bulmak olacaktır.

Stalin’e sahip çıktığımızı göstermek için elbette en iyi cevap memleketimizde sosyalizmi kurmaktır. Sosyalizmi kurmamız için rosetta gibi düğümü çözecek bir taşa acil ihtiyacımız bulunmaktadır. Taşı ören yerlerine arkeolog arkadaşları göndererek değil kendimiz yaratarak ortaya çıkarmak zorundayız. Bu taşın, taşımızın, yaratımda üzerine nakşedeceğimiz dil iktidarın ta kendisidir.

(*)Stalin’in gerçekleştirmiş olduğu sanayi hamlesinin eriştiği muazzam büyüklüğü Gelenek’in 108. Sayısında yayımlanan Zyuganov’un Gerçekler ve Rakamlarla Stalin Dönemi yazısı dikkate değer.

(**)Rosetta taşı Napolyon’un askerleri tarafından 1799 yılında bulunmuş. Taşın özelliği üç dilde yazı yazılmış olması. Tarihçiler bu taşın olmaması halinde hiyeroglifin çözülemeyeceğini söylüyorlar. Bu taş sayesinde üç dili karşılaştırarak çözüme giden mısır bilimci Şampolyon hiyeroglifi çözmeyi başarıyor. Altı üstü bir taş parçası gizemli mısır hakkında çok değerli bilgiler elde edilmesinin önünü açıyor.

Emekçi Mustafa AKFAK