'İktidarı sallanan AKP, savaşa sarılır' (Burak Özdemir)

AKP, bir burjuva partisi. Ancak, sıradan bir burjuva partisi değil. Özel misyonlarla donatılmış, emperyalizm nezdinde taşeronluk üstlenmiş bir parti.

Emperyalizmin bölgeyi yeniden yapılandırma ve hegemonyasını güçlendirme planlarının parçası olarak, AKP, iktidara taşındı. 1. Cumhuriyet’in tasfiyesi bu amaçla gündeme getirildi. Emperyalizm, bu amaçla destekledi, AKP iktidarını, “ulusalcı güçlerle” olan çekişmesinde.

Öte yandan, uluslararası ve ulusal sermayenin önündeki tüm engellerin kaldırılması açısından da, özel bir iktidardı, AKP. Özelleştirmeleriyle, kamusal alanları yağmalamasıyla, ihya etti sermaye sınıfını. Onlar açısından, “biçilmez kaftan” oldu. Pervasız piyasacı, sınırsız işbirlikçi…

Sermaye sınıfının ihtiyaçları ve emperyalizmin planları doğrultusunda, kendi rejimini(2. Cumhuriyet) kurdu, AKP iktidarı. Elbette, başlıca araçları baskı, saldırganlık, yalan idi. Bu araçlarla, muhalefetini susturmaya çalışıyor, misyonunu yerine getirmeye çalışıyordu. Dolayısıyla, iktidarını kurarken, içeride baskıcı, dışarıda saldırgandı. Şimdi, iktidarını korumaya çalışırken, içeride son derece baskıcı, dışarıda fütursuz saldırgan tavrını sürdürüyor, gene.

AKP faşist uygulamalara, savaş yanlısı tutumlara mecbur mudur? Kuşkusuz. Niye böyledir, peki?

Bir neden AKP’nin doğasında, baskıcı ve saldırgan bir karakterin olması. Kendi iktidarını böylece kurdu, çünkü. Kendisine verilen misyonlar, bu araçları kullanmasını zorunlu kılıyor, ayrıca.

Diğer bir neden AKP’nin, haziran direnişiyle birlikte yaşadığı meşruiyet krizini aşma konusunda, baskıyı artırma, saldırganlığı güçlendirme dışında, başkaca yolunun olmaması. Özellikle, emperyalizm nezdinde yıpranan kimliğini tekrar düzeltmek istemekte, AKP. Onlar açısından, vazgeçilmez olduğunu ispatlamak için çırpınmakta. Emperyalizmin, bölgede yaşadığı tıkanıklığı aşmasına yardımcı olmak için, çılgınca işler yapması, bu yüzden. Bu yüzden, Suriye’de en iğrenç yüzünü, ortaya sermesi... Suriye’ye dönük müdahalenin gerçekleşmesi için, en öne atıyor kendisini. Bağnaz karanlığı ile savaş çıkması için can atıyor. Biliyor ki, Suriye’de savaş, kendi iktidarının devamı için zorunlu. Boşuna debeleniyorlar, oysa ki. Suriye’ye dönük müdahale , hem sandıkları gibi kolay değil, hem de, ne yapsalar, iktidarları yıkılacak.

Bilinmektedir ki, emperyalizm nezdinde vazgeçilmez yoktur. Ayrıca, halk nezdinde, meşruiyeti ciddi yara alan bir iktidarın, devamı oldukça zordur. Mısırda yaşananlar, Müslüman kardeşlerin iktidardan düşürülmesi, haziran direnişi, AKP açısından tehlike çanlarının çalması anlamına gelmekte. Türkiye ekonomisinin kırılgan yapısı, uluslararası sermayenin(sıcak para), Türkiye gibi ülkelerden çıkma eğiliminde olması, AKP için ürkütücü tabloyu tamamlamakta. AKP’nin gücü oldukça zayıfladı. Yeni Osmanlıcılık hayalleri suya düştü, bölgede. Ancak, son derece güçlü görünmeye çalışmakta, hala. Buna da mecbur aslında. AKP için, bölgede güçlü Türkiye özlemi, içerde güçlü olmanın koşulu. Bu yüzden, en önde koşmakta, Suriye seferinde.

AKP, kendi iktidarının devamı için, tüm bölgeyi sarabilecek savaş yangının kıvılcımını çakabilecek çılgınlıkta bir partidir. Anlaşılmaktadır ki AKP, iktidardan devrilmeden, emperyalizm ortadan kaldırılmadan, savaş belası yakamızı bırakmayacaktır.