Gorbaçov'u anmak! (Emrah Öztürk)

11 Mart 1985 Mihail Gorbaçov'un Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin genel sekreterliğine gelmesinin miladı.

''Sözde sosyalizmi mükemmelleştirmek için 'Stalin'den arınmak' gerektiğini söyleyip kapitalizme yol veren perestroyka züppelerinden nefret ediyoruz.'' (Kemal Okuyan, "Stalin'i Anlamak")

Kemal Okuyan "Stalin'i Anlamak" adlı eserinin giriş kısmında bu şekilde sesleniyordu Perestroykacılara.

Daha iyi bir sosyalizm naralarıyla kapitalizme göz kırpan hain sürüsünün en tepesindeki isim olan Mihail Gorbaçov'un, Lenin'in ve Stalin'in en büyük eserinin temsiliyeti olan partinin en tepesine oturduğu günün 24. yıldönümü bugün.

Ekim devriminin koskocaman mirasını Stalin'in ölümünden sonra Destalinizasyon açılımıyla başlatan Hruşçov'u ve daha sonra Gorbaçov'a kadar uzanan bu basiretsizler güruhunu nefretle anıyoruz.

Hepimiz hatırlarız.

Mihail Gorbaçov'a 1990 yılında Nobel Barış Ödülü verildi.

Ülkemize yaptığı ziyarette ise kendisine barışa katkılarından dolayı teşekkürler edildi.

Emperyalist dünya bu haini baş tacı yaptı ve dünyanın gidişine yön veren adam olarak tanıştırılmaya çalışıldı.

Bir taraftan SSCB'yi emperyalizme pazarlerken diğer taraftan ''Yolumuz ekimlerin yoludur'' diye kitaplar yazan ''Daha fazla Sosyalizm'' diyerek kitlelere seslenen bu büyük tasfiyecinin iki yüzlülüğünü bugün bilmeyen yok.

Ve yine Türkiye'de sosyalizm mücadelesi veren biz gençler biliyoruz ki Glasnost ve Perestroyka adı verilen yani birisi açıklık diğeri yeniden yapılanma anlamına gelen bu açılımların amacı Sovyet insanının devrimciliğini köreltmek, Lenin'in mirasını içten fethetmek ve sosyalizmin tasfiyesini emperyalist dünyaya armağan etmekti.

Öyle de oldu.

Peki ülkemizin ve dünyanın aydınlık yüzlerine ne ifade ediyor bu hainler.

Cevabı basit.

1995 yılında ODTÜ'ye bir konferans için gelen Gorbaçov'u Lenin ve Stalin posterleri eşliğinde taş ve yumurta yağmuruna tutan 'go home' diyenler için ne ifade ettiyse bizler için de aynı şeyi ifade ediyor.

Rusya'da yapılan anketlerde en sevilen lider olarak nasıl Stalin ve Lenin en ön sırada yer alıyor,en nefret edilen liderler ise Nikita Kruşçev, Mihail Gorbaçov, Boris Yeltsin nasıl gösteriliyorsa Türkiye'nin Deniz'leri, Mahir'leri, ülkenin devrimci gençliği de aynı sonucu çıkarıyor SSCB deneyiminden.

''Ekimsiz Ne Yapardık'' diye kendimize sorarak, tarihsel köklerimizle bağlarımızı sağlamlaştırarak, Ekim devriminin mirasına sahip çıkarak bakıyoruz dünya siyasetine.

Gorbaçov ve Perestroyka sürüsünün icraatları ise tarihe İhanet olarak yazmaya devam edecek.

Emrah Öztürk- Celal Bayar Üniversitesi