Basiretsizlik ve Umut (Ali Gezici)

CHP’nin 34. Olağan kongresi 17-18 Temmuz tarihlerinde toplandı. Kongrenin ana sloganlarını oluşturan söylemler gene sola meyil eden hatta ve hatta solun sahiplendiği sloganlar. CHP’de ki değişim rüzgarını bu sloganlar üzerinden değerlendirirsek gerçekten CHP’nin sola yaklaştığını söyleye bilir miyiz? Yoksa tabanı konsolide etmek, chp gençliğinin içinde bulunan devrimci damarı kongre günlerine hapsedip var olan direnci eritmek mi?
Yukarıdaki sorular CHP’nin 34. Kongresini anlamak ve genel hatlarını oturtmak için yeterli sorular.

Aslında yıllardır CHP ‘yi tartışırken onu değerli kılan noktanın tabanı olduğunu ve genelde sosyalist solun gözünü diktiği ve örgütlemek anlamında ilk tercihi olması CHP ‘yi tartışmanın genel hatlarını oluşturuyordu. Sanırım bu durum şuanda da devam etmekte. Bende yazıyı bu eksende sürdürmeye gayret göstereceğim.

Amerika’nın desteği ve AKP eliyle yürütülen operasyonla beraber, 1. Cumhuriyet’in yıkılması ve 2. Cumhuriyet’in kuruluşu anlamına gelen dönüşüm bir eşiğin aşıldığını ifade etmektedir. Bu anlamda AKP yoluna devam etmekte ve saldırganlığı her geçen gün artmaktadır. 2. Cumhuriyet’in ana karakterini oluşturan gericilik, piyasacılık ve Amerikancılık ülkeyi esir almış durumdadır. Bu dönüşümün yarattığı tahribat sadece kendisini devletin mekanizmaları ölçeğinde değil siyasetin ana gövdesinde de bir oynama ve tahribat yarattığı ortadadır. Tabi ki de bu değişim ve tahribattan CHP’nin kendiside etkilenmiştir.

Bu dönüşümün CHP üzerinde ki etkisi daha fazla sağa kayan, cumhuriyet’in aydınlamacı değerlerini, ilerici birikimlerini rafa kaldıran bir boyutta kendisini var etmiştir. Suriye meselesinde nerede durduğu belli olmayan, bir yandan emperyalist müdahaleye karşı görünüp diğer yandan söylemleriyle onu meşrulaştıran bir tutum takınan CHP bu konuda sınıfta kalmıştır.

Ülkeyi adeta satışa çıkaran AKP karşısında omurgalı bir tutum sergileyemeyen CHP, AKP’nin özelleştirme saldırılarını göğüsleyebilmenin en ileri adımı olarak, özelleştirmelerin kitabına göre yapılmasını isteyecek kadar basiretsiz bir muhalefet anlayışına bürünmüştür. Seçimlerden evvel ABD’ye gidip oradan icazet alma artık CHP’de bir geleneğe dönmüş durumdadır. AKP’nin gerici müdahalelerini daha fazla dinci söyleme yaslanarak püskürtebileceğini düşünmek en hafif deyimiyle bir akıl tutulmasıdır.

Hızla sağcılaşan bir ülkede bu siyaset tarzının ‘’sol adına’’ hiçbir getirisinin olmadığı aşikârdır. CHP bu gerici dalgayı göğüsleyebilecek ve bunu dirence dönüştürebilecek bir yapı da ve ideoloji de olmadığını her geçen gün yürüttüğü siyasetle kanıtlamaktadır. CHP, AKP’nin politikalarını meşrulaştıran ve gericilik zemininde muhalefet yapmayı kabul etmiş bir ‘’ ana muhalefet’’ partisidir.

Bu kadar boşlukta kalan CHP’nin muhalif tabanı sosyalist sol l için bir alan olduğu ve örgütlenmeyi beklediği gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. CHP‘nin muhalif tabanı bir aranış ve umut peşindedir. Bu aranışı, umudu göğüsleyebilecek ve bünyesine katabilecek sosyalist siyasete dünden daha fazla ihtiyaç vardır. Chp’nin 34. Kongresi bir kez daha göstermiştir ki CHP‘nin muhalif tabanı CHP‘nin basiretsiz ve akılsız siyasetine mahkum edilemeyecek kadar önemli bir toplumsal ağırlığa sahiptir. Bu alana müdahale edilecek araçların hızla geliştirilmesi gerekmektedir. soL gazetesi bu momentte boşluğu doldura bilecek önemli araçlardan bir tanesidir. Kollar sıvanmalı ve hızla yol alınmalıdır…

Ali Gezici