Acil bir gece yarısı çağrısı (Melissa Sivri)

Acil bir gece yarısı çağrısıdır bu. Hep dilimizde, gönlümüzde olan ama böylesi bir olayla da yinelenmesi gereken bir çağrıdır.

Bu gece Yeniköy Parkı’ndaki forumda yaşananlar, birkaç gün önce Kurtuluş’ta polisin küfürle taçlandırdığı(!) “Ben sizin polisiniz değilim, siz Ermenisiniz!” cümlesi…

Sindirilmiş, fakat iğneyi biraz kendimize batırmak gerek, sinmeyi kabul de etmiş Ermeni ve Rum halkları…

Kimi yaşadıklarımız, bizim “çocuk” yaralarımızdır, aldırış etmez göründüğümüz, üstüne sorulan sorulara cevap vermediğimiz, kısık sesle konuştuğumuz yahut dişimizi sıkıp sustuğumuz.

Ermeni okulları kilise vakıflarına bağlıdır. Oynamaya gidilir kilisenin/okulun bahçesine ama oradan ayrılma saatine dikkat edilir: ailelerinden öğrendikleri nefretle bize “gavur” diyen komşu okul çocuklarının çıkış saatinden önce evde olunmalıdır çünkü. Çaresizlikten, bu kadarına şükrettiğimiz, “törpülenmiş” öfkenin bize yansıdığı kadarıdır bu: Şükürdür buna.

Bir gün Hrant vurulur, nereden geldiğini iyi bildiğimiz bir kurşunla.

Böylesini uzun zamandır görmemiştik! Sokakta birbirimize yüksek sesle seslenemezdik ama yine o sokakta ses verdik. Yetmedi bize. Yettiremezdik bir şeyler eksikti. Tamamlamaya cesaretimiz de yoktu. “Ne en önden gideceksin, ne en arkadan. Dedenin adı Krikor senin!” diyen babamız, kaygıyla beklerdi evde.

Yaşanan acılar, acılarımız büyüktür. Geçen zamanın aksine, dokunulduğunda kanamaya müsaittir hala “baba” yaralarımız . Göz yaşartan hikayelerimiz silinmez. Fakat sadece bunlarla yaşamak, acılarımıza sarılmak bize yetmez. Onlar yakıp, yıkıyor, böyle besleniyorken, bugün “yine olmuşken”, sadece bedeli ağır olmadı diye şükretmeye devam edilemez.

Gezi Parkı eylemleriyle başlayan, AKP faşizmine karşı bir halk hareketine dönüşen bu ses, belki de ilk kez senin de geleceğe umutla bakmanı sağladı. Sana çağrımdır!

“Yılan bize değmiyor, ortadan ortadan ertank*!” diyen, AKP hayranlığıyla televizyon programlarında boy gösteren (hayret ki bir de yüzsüzce gururlular), memnuniyet ve huşu içinde AKP faşizmini aklayıp bir de bu sahte demokratları parlatarak vitrinin baş köşesine koyanları, halkına yalan söyleyenleri ayrıştırın.

Ayrıştırın yalakaları, düzenbazlığa göz yumanları. Bugün Yeniköy’de inlerinden çıkartılanları, üç gün önce evinize biber gazı atanları, halkın çocuklarını öldürenleri görmezden gelecekler, parlatacak bir yanını bulacaklar. Bu faşizmin mimarı AKP’ye toz kondurmamak için takla atanların yalanlarını dinlemeyin.

***

En önden hep birlikte yürüyoruz bugün. Muhakkak hepimizde aynı umut ve heyecan ama kimimizde ne yapacağını bilememezlik…

Ben seni yanıma çağırıyorum kardeşim.

Seni Türkiye Komünist Partisi’nde örgütlenmeye çağırıyorum.

Ne yapacağımıza, nasıl yapacağımıza birlikte karar vermeye, aklımızı ortaklaştırmaya çağırıyorum.

Acılarımızın büyüklüğü, yarını kurma mücadelesine ve iradesine dönüşmelidir.

Haziran Direnişi hepimizindir! Buna, örgütlenerek güç vermek de yarını kurmak demektir.

*ertank: Ermenice gidelim.