‘Abdest Tazelemek’ (Dursun Doğan)

Türkiye sol hareketi kadrolarından abdesti bozukların çıkmasına ne yazık ki alışmıştır. Bunun son örneğini 12 Eylül davası ve 1 Mayıs’ı izleyen süreçte Taraf gazetesinde cisimleşen haliyle görmüş bulunuyoruz. AKP kendi Cumhuriyeti’nin tarihini yazmaya başlamışken devşirme kadrolar da solun tarihini yeniden yazmaya kalkışıyorlar.

Taraf gazetesi yazarlarından Halil Berktay’ın abdesti kaçalı uzun yıllar oldu ama Türkiye solunun abdesti ne kadar sağlam?

12 Eylül davasında iki tane darbeciyi “yargılayarak” kendini ve köklerini aklamaya çalışan AKP hükümeti karşısında sol, ne yazık ki, demokrasi tartışmaları içinde kendisini istemeden de olsa AKP tarafından istenilen kanatta bulmuştur. Davanın ertesi gününde ise Taraf’ın da içinde bulunduğu yandaş gazete ve köşe yazarları solu AKP’nin oyununa geldiği için “kutluyorlardı”. Belki de 1 Mayıs 1977 tartışmalarında Halil Berktay’ın bu kadar cesur olmasının sebebini oluşturuyorlardı.

Türkiye solunun konumlandığı siyasal gelişmelere doğru yolculuk yaparken biri yakın diğeri daha uzak iki örnekten devam etmek gerekecektir.

İlk örnek yakın gelecekte Arap ülkelerinde gerçekleşen ve daha sonrasında ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan halk hareketlenmeleridir. Türkiye solu doğal olarak bu hareketlenmelerden heyecanlanmıştır. Fakat iktidar perspektifi olmayan, sosyalist iktidar perspektifi ise hiç olmayan bu hareketlere kolayca ‘devrim’ diyerek bir yanılgı içine düşmüş ve bu yanılgısını ‘Arap Baharı’ savunuculuğu yaparak yinelemiştir. Olayın detayları ve sonuçları bizim için malumun ilamı olmuştur. Bu konu üzerine fazlasıyla yazıldığı için detaylar ve sonuç bu yazıda bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren kısmı ise solun Devrim kavramını bu kadar kolay kullanabiliyor olmasıdır.

İkinci örnek ise doksanların ikinci yarısına denk düşen türban tartışmalarıdır. Bu tartışmalarda Türkiye solunun bir kısmı özgürlük kavramını sosyalistlerin kavramı olmaktan uzaklaştırarak liberalizm eksenine çekmişler ve sonucunda ise solcular liberal bir özgürlük anlayışına kapılarak gericilikle mücadeleyi hanelerinden silmişlerdir. Bu tablo ise akılarda solun yumruğu ile gericiliğin işaret parmağının yan yana geldiği fotoğrafta cisimleşmiştir.

Tartışmaları daha önce yapılan olaylara değinmeme vesile olan Halil Berktay’ın tutumu olmuştur. Bu üç örnek ise solun sosyalist iktidar fikrinden uzaklaştığı ölçüde düştüğü ideolojik yanılgıları göstermek için özel olarak seçilmiştir. Türkiye solu bundan sonra ya sosyalizm suyuyla abdestini tazelemek zorundadır ya da kadrolarından devşirilen liberallerin saldırıları karşısında hayıflanmamalıdır.

Dursun Doğan