TKP'de büyük kentler kadınlara teslim: Başka bir dünya, başka bir ülke için...

Türkiye Komünist Partisi (TKP) hafta sonu Ankara’da yaptığı basın toplantısına adaylarını açıkladı. TKP’nin üç büyükşehir adayı; Ankara Büyükşehir Belediyesi Adayı Fatma Korur, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adayı Zehra Güner Karaoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Adayı Senem Doruk İnam, soL’a aday olma nedenlerini anlattı.

soL - Haber Merkezi

TKP, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçim için adaylarını ve seçim bildirgesini Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

"Aynı gemide değiliz" sloganıyla seçimlere girecek TKP’nin üç büyükşehir adayları da kadın: Ankara Büyükşehir Belediyesi Adayı Fatma Korur, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adayı Zehra Güner Karaoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Adayı Senem Doruk İnam.

'EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜKLERİN OLDUĞU ANKARA İÇİN…'

Tarihi boyunca 7 medeniyet barındırmış ve hep başkent olmuş bir kentin, daha fazla bellek yitimine uğratılmaması için aday olduğunu belirten Fatma Korur, Ankara’nın imkanlarından Ankaralıların eşit ve parasız faydalanabileceğinin altını çizdi. 

Rantın olmadığı bir yönetimle, hatta makam harcamalarının sıfıra indirilerek bile yapılacak çok şey olduğuna dikkat çeken Korur, ulaşım, su, sağlık, eğitim gibi temel haklardan insanların eşit bir şekilde yararlanabileceğini anlattı.

Sermayedar Ankaralı değil, emekçi Ankaralı için aday olduğunu ve mücadele edeceğini söyleyen Korur, “Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısı, genci, çocuğu ile tüm emekçilerin güvenle sokaklarda dolaşabilmesini istiyoruz. Ankara, coğrafyası itibariyle tarım ve hayvancılığı yaygın olan bir şehir iken, çiftçinin artık üretemediği bir konuma düşmüştür. Birlikte üretmek ve tüketmek, elde edilen geliri yine emekçi için kullanmak için, tüm emekçi Ankaralının, özellikle çocukların ve gençlerin spor, kültür ve sanat faaliyetlerinden maksimum ve eşit koşullarda, ücretsiz faydalanabileceği alanlar oluşturmak için, eşitliklerin, özgürlüklerin olduğu bir Ankara için adayım” ifadelerini kullandı. 

'KÖTÜNÜN İYİSİNE MAHKUM DEĞİLİZ'

Halkın bütünüyle sağa mahkum edildiği bir seçim sürecinde, insanların umutlarının dili olmak için, bu düzene mahkum olunmadığını daha güçlü anlatabilmek için aday olduğunu belirten Senem Doruk İnam, “Ülkesinden umudu kesmemiş genç bir kadınım, komünistim. Sürekli kötülük üreten, insanı yok sayan, parayı yücelten, gençlerin geleceğini kadınların yaşam hakkını elinden alan bir düzene mahkum olmadığımıza inanıyorum. Bununla birlikte hayalini kurduğumuz güzel bir ülke ve dünya için mücadele etmek gerektiğini de biliyorum. 31 Mart yerel seçimleri bu mücadelenin başlangıcı ya da sonu olmayacak ama önemli bir uğrağı olacak. Halkımızın çaresiz olduğu, kötünün iyisine mahkum olduğu yalanı bu düzenin ve bu düzeni sürdürmek isteyenlerin uydurmasıdır. Adlı adınca düzenbazlıktır” dedi.

'ÖRGÜTLÜ HALK GELECEĞİ BELİRLER'

İşçi sınıfının siyaset yapması gerektiğine dikkat çeken Zehra Güner Karaoğlu, “Seçimleri “demokrasi” diye pazarlıyorlar. Ama biliyoruz ki, bu düzende demokrasinin esamesi yok, zaten olamaz da. Patronlar siyaset yapabilsin diye seçim kuralları belirleniyor. İşçilerin değil seçilmesi, aday olması mümkün değil. Adaylık başvurusu için para, seçim çalışmaları için para. Siyaset yapmak, sadece parası olanların daha fazla para kazanmak için yaptığı bir etkinlik olmamalı. Çalışarak, emeğiyle geçinenlere henüz ilk basamakta siyaseti yasaklıyorlar. TKP, bu yasakları yıktığı, emekçilere siyaset yolunu açtığı için aday olabildim” dedi. 

Ülkenin geleceğini seçim sonuçlarının belirlemeyeceğini, halk örgütsüz olduğunda geleceği belirleme yetkisinin patronların inisiyatifine bırakıldığını anlatan Karaoğlu, “Örgütlü bir halk geleceği belirler. Bugün iktidarı elinde tutan patron düzeninden rahatsızsak, maaşlarımızla ayın sonunu getiremiyorsak, her gün işçi kardeşlerimizi iş cinayetlerinde kaybediyorsak, işsizsek, kadınların özgürce yaşayacağı bir ülke ve dini kurallar tarafından hapsedilmeyen, insanca bir yaşam istiyorsak, kentlerimizin yağmalanmasını istemiyorsak örgütlenmeliyiz. TKP, bu iradeyi gösteren ve halkı örgütlü olmaya davet eden parti.  Projecilikten uzak, emekçi sınıfların insanca yaşayacakları bir ülke mücadelesinde işçilerin emekçilerin kadınların ezilen yoksul halkın sesini duyurmak, kentin sorunlarının örgütlenerek çözülebileceğini anlatmak ve TKP’sine güç verilmesini sağlamak için aday oldum” ifadelerini kullandı.

NEDEN TKP? 

TKP’nin ülke zenginliğini elinde tutan küçük azınlığa karşı her alanda mücadele ettiğini vurgulayan Zehra Güner Karaoğlu neden TKP sorusuna şu yanıtı verdi: “Öncelikle TKP üyesi olduğum için. TKP işçi sınıfının tarihsel ve güncel çıkarlarını savunan ve koruyan bir parti. Programı var. Üretenlerin yönetmesi için faaliyetlerini planlıyor, gerçekleştiriyor. Bugün ülkemizde partilerin arasındaki geçişkenlik bu anlamda da TKP’yi tekleştiriyor. TKP parti kimliğinin üzerini örtmeden, eğilip bükülmeden siyaset yapıyor, işçilerin yöneteceği bir ülkenin mücadelesini veriyor.”

“Neden TKP” sorusuna Fatma Korur’un yanıtı, “sosyalizm hedefiyle mücadele eden, ne olursa olsun, hele bir iktdar olalım da demeyip kirli hesaplara girmeyen, paranın değil, emeğin konuşulduğu bir siyasi parti olduğu için” oldu.

TKP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde insanı, iyiliği, eşitliği temsil eden tek parti olduğuna dikkat çeken Senem Doruk İnam, “Halkımızı kötünün iyisine mahkum edenlere karşı tek gerçek seçenektir. Bu nedenlerle TKP'den aday oldum. İnanıyorum ki; bu seçim süreci mücadelemize güç verecek. Ümitsizliğe düşen tüm dostlarımızı, arkadaşlarımızı kolundan tutup ayağa kaldıracağız. Gençlerin, kadınların, emekçilerin partisi burada diyeceğiz. Oy isteyeceğiz, mücadelemizi birlikte güçlendirmeye davet edeceğiz. TKP genç adayları ile, kadın adayları ile, emekçi adayları ile bu yağma düzeninin tepesine binmek, rantçıların, hırsızların ensesine yapışmak istiyor” dedi.

TKP'den aday olanların en büyük görevinin umut vermek, cesaretlendirmek, yalana, yağmaya karşı birlikte güçlü olabileceğimizi en iyi şekilde anlatmak olacağını söyleyen İnam, “Biz başka bir ülke ve dünya istiyoruz. Eşitliğin ve özgürlüğün hüküm sürdüğü sosyalist bir Türkiye istiyoruz. Saltanat kayıkları, gemileri, gemicikleri onların olsun, Emekten yana, eşit ve özgür yeni bir ülke, Sosyalist Türkiye ise bizim” dedi.