Zaman'ın Anayasa uzmanlarına

"Atatürk Anayasa Mahkemesine niçin lüzum görmemişti?"

Hatta sabah keyfinize göre "niçün" ya d "niç-çün" diye de okuyabilirsiniz.

Ya... Böyle soruveriyorlar işte. Hem de biri susarken diğeri sormuyor. İki melek, aynı anda kalemleri ellerinde soruyorlar.

Sorunun cevabını vermiyorlar!

"Atatürk'ün Anayasası'nda Anayasa Mahkemesi yoktu niçin yoktu? Cevabını ben biliyorum ama bir kere de Atatürkçü zevattan duymak isterim acaba Atatürk, yaşadığı çağın icablarından haberdar mı değildi? Kezâ Atatürk'ün Anayasasını beğenmeyip yerine yenisini yaptıran Atatürkçülerin fikri istikamet itibariyle ne türlü bir yamukluk sergilediklerini de öğrenmek pek heyecanlı olabilir."

Zaman'dan Turan Alkan'ın bildiği cevabı merak ededuralım, Alkan ötesine de geçiyor.

Atatürk'ün Anayasası'nda olmayan bir şeyin yanında bir de olan şeyi hatırlatıyor:

"(...) 24 Anayasası'nın 103. maddesi aynen şöyle diyordu: "Teşkilât-ı Esasîye Kanunu'nun hiçbir maddesi, hiçbir sebep ve bahane ile ihmal ve tatil olunamaz."

Böylece "Atatürkçü zevat"a bir darbe daha indiriveriyor: "1924 Anayasası, 27 Mayıs 1960 tarihine kadar yürürlükte kaldı o gün, Milli Birlik Komitesi, ordunun bazı silahlı güçlerini kullanarak hükümet darbesi yaptığında bu anayasaya karşı işlenebilecek en büyük suçu işledi."

"Atatürkçü zevat"a yazınca işler kolaylaşıyor:

Atatürk (!) 24 Anayasası'nda bu anayasa tatil olunamaz diyordu. Siz darbe yapıp önce tatil ettiniz, sonra da tamamen kaldırdınız.

Atatürk 24 Anayasası'na Anayasa Mahkemesi falan koymamıştı. Siz darbe yapıp onu da koydunuz.

Alkan, Atatürk'ün ya da 24 Anayasası'nın davasını güdüyor da değil tabii. Yıllarca "göreli özgürlükler ortamı" hazırladığı söylenegelen 61 Anayasası'na sataşmak ve aslında nasıl da feci kanundışı bir darbenin ürünü olduğunu ortaya koymak ve buradan da Anayasa Mahkemesi'ne geçmek. Niyeti bu...

"Mahkemenin gerekçeli kararlarına gelince, nedense 'özrü kabahatinden büyük' meselini hatırladım, onun için ciddiyetle muhtevâ tenkidine lüzum görmüyorum. Esasen bu sütunda 2 Ağustos günü belirttiğim, 'Türkiye'nin yeni bir anayasaya ve yeniden düzenlenmiş yeni bir Anayasa Mahkemesi'ne duyduğu ihtiyaç, artık ertelenemez ve görmezden gelinemez' cümlesinin isâbeti, yine bizzat mahkeme heyeti tarafından teyid edilmiştir."

Bir dakika, bir dakika...

Biz Anayasa Mahkemesi'ne ihtiyaç duymuyoruz demedik ki! Atatürk ihtiyaç duymadı dedik. "Kaldıracağız" diyelim de iki lokma da halledin bizi. Yeniden düzenleyeceğiz!

Alkan bunu yapıyor.

Zaman gazetesi bir süredir "millet iradesi"nin üstüne çıkan Anayasa Mahkemesi'nin artık sokaktaki vatandaş nezdinde beş paralık saygınlığının kalmadığını yazıyor.

"Millet iradesi"nin aldığı kararları düzeltmeye, yok hatta iptal etmeye kalkan kerameti kendinden menkul "hukuk kurumları" karşısına tüm azametiyle dikiliyor. Başbakan söylüyor onlar "ünlüyorlar." Kimse kendini millet iradesinin yerine koymasın arkadaş!

İyi de bu kadar gürültüye gerek var mı?

Kimsenin kendini millet iradesinin (!) yerine koyması mümkün mü? Koyduruyorlar mı?

Anayasal yetkisini kullanıp bir özelleştirmeyi iptal ediyor Danıştay. Millet iradesi, hiç oralı değil.

Son olarak 8 Ekim 2008 tarihli gazeteler Türkşeker'deki kamu hisselerinin tamamının satışının Danıştay tarafından iptal edildiğini yazdı. "Mürekkebi kurumadan" denilir ya! İptal haberinin içinde Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun mahkeme kararı ile ilgili tavrı vardı: "Türk Şeker AŞ'ye ait şeker fabrikaları coğrafi bazlı portföy grupları halinde özelleştirilecek. Özelleştirme süreci iki yıl içinde tamamlanacak."

Danıştay, 2008 Ağustos'unda köprü ve otoyol özelleştirmelerini iptal ediyor. Özelleştirme idaresi Başkanı açıklama yapıyor: "Danıştay'ın kararı, köprü ve otoyolların özelleştirme sürecini etkilemez."

"Millet iradesi"nin bir süredir yaptığı bu. Mahkemeleri, yargı kurumlarını maskara etmek. O mahkemeler ki oturdukları yerden kararlar alıyorlar. Yetki ve görevlerinin çerçevesinde "iptal" kararları veriyorlar. Ne gam! Millet iradesi oralı olmayınca senin şansın var mı?

Acaba Atatürk Anayasası'nda Anayasa Mahkemesi'nin olmamasının nedeni bu olabilir mi?

Olur da bir "millet iradesi" çıkar, mahkemeyi t... oğlanına çevirir diye çekinmiş olabilir mi?

N.K.

"Atatürk Anayasa Mahkemesi'ne niçin lüzum görmemişti?", A. Turan Alkan, Zaman - 25 Ekim 2008