Liberal yazıcılar bir süredir ergenekoncularla uğraşmayı bıraktı. Veli Küçük'ler, Eruygur'lar neredeyse gündemden düşecek.
Liberal yazıcılar bir süredir "solcular"la uğraşıyor.
"Ulusalcı solcu"larla da değil.
Örneğin, Birgün gazetesiyle uğraşıyorlar.
"Yiyin birbirinizi" diye başlık atmıştı zamanında. Liberaller buna çok bozulmuşlar. Yaşananların "düzen içi bir hesaplaşma" olarak görülmesine şiddetle itiraz ediyorlar. Solda duranların "Ergenekon destanı" ile ilgili aldıkları pis kokuları, yaşananlara ilişkin köklü ve kapsamlı değerlendirmeleri (bu değerlendirmeler arasında Birgün'de yayınlanan kimi yazılar da yer alıyor) yok saymalarına mı yanalım, Birgün gazetesi ve ifade ettiği partinin içinde bile kısa dönemli bir uzlaşma olarak dile getirilen bu "birbirlerini yiyorlar" tezinin yarattığı zayıflığa oynamalarına mı?
Herşey bir yana, liberaller ne ile uğraşırlarsa uğraşsınlar, ne yazarlarsa yazsınlar, saçmalıyorlar.
Sığ, yüzeysel, analitik olmaktan çok uzak değerlendirmelerle boşa gaz veriyorlar.
"Birçoklarının şöyle akıl yürüttüğünü tahmin ediyorum: "Ergenekon tasfiye oldu! AKP 'raund' kazanmış gibi oldu! Ne çıkar? Bunlar Türkiye'yi sosyalizme yaklaştırır mı? Devrime yaklaştırır mı? Hayır. Hattâ uzaklaştırır. Öyleyse, bana ne!
Evet, açıkça söyleyelim: Ergenekon'un tasfiyesi, Türkiye'yi otomatikman sosyalizme yaklaştırmaz. Bununla varılacak yerin "reel" çerçevesi, olağan burjuva rejimidir. Bizden daha önce yola çıkmış Batı ülkelerinde olduğu gibi, normal kapitalizm. Normal, formel burjuva demokrasisi. Bunun sonucunda bu ülkede insanların İspanya'daki, Danimarka'daki, Hollanda'daki gibi yaşamaya başlamaları. Sabah kapı çalınınca orada sütçü olduğunu bilmekle kalmadığınız, sabah aldığınız gazetede filan yere bomba atıldığı, filancanın otomobilinin bombayla uçurulduğu, bir papazın, bir misyonerin veya Hrant Dink'in boğazlandığı haberini okumayacağınız güveniyle yaşadığınız bir yer olacak burası."
Normal kapitalizm!
Formel demokrasi!
Bizden daha önce yola çıkmış Batı ülkelerinde olduğu gibi!
Belge'nin kendi ağzından marksist olmadığını duymamış olsak, kaba marksizm diyeceğiz.
Irangate skandalları, silah tekellerine devlet içinde hakimiyet sağlayan lobiler, hortumlamanın kralı Exxon skandalı, Guantanamo sorgulamaları, Los Angeles sokaklarında siyah gençleri döverek öldüren polisler, kasırga sırasında kurtarma çalışmalarında yapılan adaletsizlikler, adam kayırmalar...
Normal kapitalizm!
Formel demokrasi!
Ama hayal pazarladığını sanmayın Murat Belge'nin. O size tozpembe bir dünya vaad etmiyor bilesiniz.
"Halen olan, ama "Ergenekon", "Kapatma" gibi arkaik bir zihniyetin tezahürleriyle uğraşmaktan, üzerine düşünmek bir yana, görmeye vakit bulamadığımız sorunlar: çevre kirlenmesi, eğitim düzeyinin düşüklüğü. Daha onlarca sorun.
Ve tabii belki daha hiç uç vermemiş, ama hayat ilerledikçe ortaya çıkacak olan, "yeni dünya"ya özgü bir yığın sorun."
Sorunlar bitmiyor yani. Çevre kirlenmesi, eğitimsizlik gibi sorunlarla uğraşacağız ve şu anda adını bile koyamadığımız bir yığın sorunla.
İş kazaları, sosyal güvenlik, sağlık sistemi... Ne alakası var? Biz yeni dünya diyoruz, siz böyle banal şeylerle kafa ütülüyorsunuz.
Çünkü devrimle bozmuşsunuz kafayı.
"Devrim" dediğiniz o şey, inanılmaz derecede olağandışı koşullar oluşmadıkça, Türkiye'de olmaz. Burada şu konjonktürde iki ihtimal, iki yön var: liberal demokrasiye açılmak ya da pleb/patrisyen bir faşizm koalisyonunun sultasına girmek."
Farkında mısınız? Aslında Belge "devrim olmaz arkadaş bu ülkede"nin ötesinde bir şey söylüyor.
Ey solcu milleti, bir kuyruğu yakalarsanız yakalarsınız, başka tür bir siyaset yolu size kapalıdır.
İşte önünüzde iki kuyruk var. Biri liberallerin kuyruğu, diğeri faşistlerin. Haydi siz de bizim gibi yapın, yapışın liberallerin kuyruğuna.
Türkiye'de solun, sosyalist hareketin ufku bununla sınırlanacak yani! Kapitalizm, önümüzde kuyruklarını sallayacak ve biz de birinden birine yapışıp sürükleneceğiz.
İyi de Eruygur ve tayfası da bunu söylüyor!
N.K.
Murat Belge, "Formel demokrasi", 20 Temmuz 2008 - Taraf
http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?mid=1273