Bizim halkımızı yakından tanımak lazımdır. Halkımız kötümser değildir kötümserlikten de hoşlanmaz. 
Hasan Celal Güzel yeni yılın ilk yazısını bu saptama çerçevesinde kurmuş. Devamında da şunu söylüyor:  
Merkez-sağ iktidarlar bu gerçeğin farkına varmış hem icraat yapmış hem de halkın ufkunu açık tutmuşlardır.  
Hasan Celal Güzel, ardından da Menderes&rsquoin &ldquomutlu ve müreffeh Türkiye&rdquo, Demirel&rsquoin &ldquogörülmemiş kalkınma&rdquo ve Özal&rsquoın &ldquoçağ atlayan Türkiye&rdquo sloganları ile Tayyip Erdoğan&rsquoın &ldquodurmak yok yola devam&rdquo sloganları arasında bir devamlılık kuruyor.  
Bu liderler ve sloganları/vizyonları Türkiye halkını hem müreffeh kılmış hem de halkın ufkunu açık tutmuş. Merkez-sağın 60 yıllık demagojisine bu şekilde bakabilmek için ancak Hasan Celal Güzel gibi iri kıyım ve küfürbaz bir camera obscura olmak gerekiyor.  
İri kıyım ve küfürbaz bir camera obscura olabilmek için ne mi yapmak lazım? Mesela iyimser bir yazı yazacağınızı söylerken şu cümleyi kurabilmelisiniz:  
&ldquoNe Ergenekon Çetesi (vurgu HCG&rsquonin), ne imza özürlüleri, ne yüksek yargının densizliği, ne de bölücülerin edepsizliği bu iyimserliği bozabilsin&hellip&rdquo  
Özürlüler, densizler, edepsizler geçmeli iyimserliğinizin içinden.  
Başka ne mi yapmanız lazım? Hasan Bey&rsquoin bir ders niteliğindeki yazısından satır satır ilerleyelim.  
Ekonomik durumun pek de iç açıcı olmadığı, AKP&rsquonin beceriksizliği konusunda genel bir kanı yayılmışken siz mesela hemen ekonominin durumuna ilişkin sağlam bir argüman üretebilmesiniz. Örneğin, 1923 yılında on yıldan uzun bir savaş döneminden çıkmış bir ekonomi ile bugünün ekonomik durumunu mukayese ederken şunu söyleyebilmelisiniz:  
&ldquo1923&rsquoteki harabeye dönmüş, insanları aç ve sefil Türkiye&rsquoden, bugünün mamur, fert başına düşen geliri 10 bin dolara ulaşmış Türkiyesi&rsquone gelebilmek elbette büyük bir başarıdır.&rdquo  
İşiniz alt üst etmek, bozmak olunca mesela bilimsel titizlik, temel bilgiler, genel kültür falan dinlemeyip şöyle bir cümle de kurmalısınız:  
&ldquo[&hellip]bazı önemli hatalar yüzünden, yarışa bizden sonra başlayanların birçoğu bizi gelip geçmiştir.&rdquo  
Mesele kapitalist üretim biçiminin üretmiş olduğu bağımlılık ilişkileri değilmiş iyimser, ufuk açan merkez-sağ hükümetlerin ekonomiyi emperyalist merkezlere bağlaması değilmiş gibi derin entelektüel birikiminizi tam gerektiği anda devreye sokup şunu diyebilmelisiniz:  
&ldquoYaptığım bir çalışmaya göre, eğer 1960&rsquodan başlayarak darbeler ve istikrarsızlıklar yaşanmamış olsaydı, Türkiye bugün fert başına 30 bin dolarlık geliri ve kapasitesiyle dünyanın en fazla gelişmiş ülkeleri arasına girebilirdi.&rdquo  
İnsanın &ldquo15 bin dolar da benden&rdquo diyesi geliyor. Oldu mu size 45 bin dolar!  
Durmak yok yola devam. Şimdi toparlayacak olursak ütün bu anlatılanlardan çıkan sonuç ise şudur:  
&ldquoAK Parti İktidarı&rsquonın (Bu neden özel isim diye okuyucu kendisine sormalı mı?) 6 yıllık muhasebesi yapıldığında, antidemokratik müdahalelere ve direnişe rağmen, bu dönemin her bakımdan verimli ve olumlu geçtiğini söylemek mümkündür.&rdquo  
Biraz kopuk mu göründü gözünüze? Olabilir ama her bakımdan bunları söylemek mümkündür!  
İri kıyım ve küfürbaz bir camera obscura iseniz yapmanız gereken esas noktayı söylemeden geçmeyelim:  
Esas yapmanız gereken havayı iyi koklarken size gelen emirleri harfiyen değil fazlasıyla yerine getirmeniz, kimi zaman da durumdan vazife çıkarmanız olmalıdır. Ekonomik kriz olmadığı konusunda telkin mi gerekiyor? O zaman yılbaşı gecesi yapacak daha iyi işiniz yoktur&hellip  
Başbakanın basın danışmanından aldığınız bültenin arasına küfürlerinizi ve entelektüel üretiminizi serpiştirirseniz yılbaşı yazınız hazır olur.