Evrim Karşıtlığının Dayanılmaz Cahilliği

Stephen Hawking, "Zamanın Kısa Tarihi" kitabında Vatikan'da verdiği bir konferanstan sonra yanına yaklaşan bir kardinal ile arasında geçen sohbeti aktarır. Kardinal kendisine tanrının varlığını araştırdığı ve gösterdiği için teşekkür eder. Hawking, kitabına, kardinalin anlattıklarının tanrının varlığına gerek bırakmadığını söylemediğini, kardinalin bu bilseydi kendisini muhtemelen aforoz edeceğini not eder. Katolik Kilisesi'nin bilimi kapsama ve kendisi açısından zararsız hale getirme çabalarının herhalde başlangıcıydı.

2009 yılı Charles Darwin'in doğumunun 200. yılı olması nedeniyle UNESCO tarafından "Darwin Yılı" ilan edildi. İşin bu kısmı elbette çoğunlukla görmezden gelindi. Ancak TÜBİTAK'ta yaşanan sansür olayı ile bu yılı "Darwin Yılı" olarak kutlamaya başladık.

Olayın bilimin sansür edilmesi boyutunu, bir idari yetki ve ilke sorununa indirmeye çalışan gerici basın, bu fırsatla bir kez daha ABD'den ithal evrim karşıtlığını piyasaya sundu. Bu ithal evrim karşıtlığını, biz, her şeyi bilen "Alim" Harun Yahya'dan tanıyoruz. Başta ABD'deki Evangelistler olmak üzere, dinin sarsılan konumunu "bilim" ile toparlamak, pekiştirmek için sözde bilim oyunlarına başvuruluyor.

Bunların henüz bizimkilerin, Harun Yahya'nın çevirileri bir yana, tam olarak anlayamadıkları "Akıllı Tasarım" gibi oldukça ilimsel ama bilimsel olmayan bir modelleri daha var. Ama anlaşılan bizim alimler biyoloji, fosilbilim, zooloji, genetik ve bilumum bilim dalında doğuştan yetenekli olsalar da, henüz bu modelin "hikmetlerine" vakıf olamamışlar. Yazık. Ama eminiz "kalp gözleri" bir gün açılır. O olmazsa, üçüncü çakralarının açılması için Harun Kolçak'a başvursunlar.

Ahmet Taşgetiren'e* tavsiyemiz de budur. Bilim alanına girmek için yenilikleri de takip etmek şarttır. Aşağıdaki satırların üzerine onlarca dayanaksız söz konmuştur. Dayanaksız da olsalar, ilkokul düzeyinde dahi bir anlam ifade etmeyen bu sözlerle evrim karşıtlığı yapılamadığının herkes farkındadır.

"İnsanın bilinen tarihinde Darwin'in iddia ettiği gibi, tabii seleksiyon yoluyla bir "tür dönüşümü", sıçraması, ya da daha avami bir ifadeyle "Maymundan insana geçiş" söz konusu değildir, iki. Darwin, bu noktada sadece, kanıtlanmamış, tamamen faraziyeden ibaret bir teori ortaya koymaktadır."

Burada elbette evrimi anlatmak gibi bir yola girmeyeceğiz ancak şu kadar sözcüğün içinde bir tanesinin bile doğru yerde, anlamda kullanılamamış olması bizleri de üzmüştür. Ama "maymundan" gelmeyi zulüm sayan bir insanın, maymunu büyük harfle insanı küçük harfle başlayarak yazması sanırız bir Freudçu "parmak" sürçmesi olarak tanımlanabilir.

Başka alanlarda yazmadan önce en azından bilmek gerek. "Cahil cesareti" bir deyimdir. Pek anlamlıdır.

Gerçi bileni ne yazmış da diyebiliriz. Büyük yazılışlarıyla p, r, o, f, d ve r harflerinin ve iki de noktanın adının önünde harf kalabalığı yaratmak dışında bir anlamı olup olmadığını bilemediğimiz İrfan Yılmaz** ise meseleyi tek parti dönemine ve utangaç bir biçimde Sovyetler Birliği'ne de getirmiş. Ama en ilgi çeken kısmı aşağıdaki iddiası.

"...artık bunu da aklı başında ve dünyayı okumuş hiç kimse kabul etmemektedir. Başta ABD olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde evrime karşı itirazlar hızla yükselmekte, yüzlerce bilim adamı bu hususta yapılan forumlara katılmakta ve imza kampanyalarıyla evrimin bilimsel olmadığını ve hayatı tesadüfi mutasyonlarla izah edemeyeceklerini söylemektedir. Meraklı olanlar internette kısa bir tarama yaparlarsa evrim aleyhine binlerce sayfa doküman bulabilirler."

Biz de merak ettik ve internette kısa bir tarama ile "Steve" isimli bir projeye rastladık. Bu projenin amacı "Steve" ve ondan türetilmiş isimlere sahip olan evrim teorisi yanlısı bilimadamlarını belirlemek. Bu isim en çok kullanılan 74. isim olarak, ABD nüfusunun ancak %1'ini oluşturuyor. Bunları not ettikten sonra söyleyelim. Sitede 1071 Steve isimli bilimadamı evrim teorisinin biyoloji bilimlerinin temeli olduğunu söylemiş. Bu sayı bile yaratılışcı, akıllı tasarımcı "ilimadamları"nı geçmektedir herhalde. İnsan bunca kolay utandırılmamalı aslında.

Bu kişilere bir son söz.

"Okkam'ın bıçağı", iki önermeden daha basit açıklama getiren doğrudur der. Burada kastedilen mekanizmanın işleyişidir, yoksa "ali topu at" basitliğinde cümle kurmak değildir. (Okurdan böyle bir açıklama için özür dileriz. Sizlerin değil ama yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bazılarının bu açıklamaya gereksinimi var gözüküyor.) İşte bu bıçak, kafaları üzerinde "Demokles'in Kılıcı" olsun!

İyi haftalar...

H.Murat YURTTAŞ

* Ahmet TAŞGETİREN, Darwin Üzerinden Savaş, Bugün, 13 Mart 2009

** İrfan YILMAZ, Tübitak Yöneticileri İçiniz Rahat Olsun, Zaman, 13 Mart 2009