Erkekliğin haşin kılıcına...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın geçtiğimiz hafta yaptığı konuşması çok sağduyulu ve adil bulunup yere gore sığdırılamayadursun, konuşmanın yapıldığı yeni anayasa mahkemesi binasının önündeki Anadolu kadını heykeli gerçeği tüm çıplaklığıyla gözler önüne serivermez mi?

Hukuk binalarının önünde bilindiği üzere normalde yunan tanrıçası Themis heykeli bulunur. Themis'in bir elinde adaleti temsilen iki kefeli bir terazi, diğer elinde adaletin gücünü simgeleyen bir kılıç vardır. En önemlisi ise gözleri bağlıdır Themis'in: adaletin tarafsızlığını, kimseye imtiyaz sağlamadığını, kör olduğunu göstermek için.

Yeni Anayasa Mahkemesi binasının önüne Themis yerine konulan heykel ise biri hariç tüm bu özelliklere sahiptir: elinde terazi ve kılıç vardır, ancak gözleri bağlı değildir! İşte Kılıç'ın tüm bu süslü konuşmalarının ardındaki ufak bir sembolde saklanan herşey burada gün yüzüne çıkıverir.

Kılıç istediğini diyedursun, demek ki hukuğun elindeki kılıcın gözü açıktır artık, kimi keseceğini çırılçıplak gözleriyle arayıp seçtikten sonra elindeki teraziyi ona göre ayarlamakta, kılıfına uydurmaktadır. Üstelik Themis'inkine göre o kadar büyük yapılmıştır ki kızımızın kılıcı, vurgu açıkça adalet ve tarafsızlıktan ceza kesmeye, hüküm vermeye, acı çektirmeye kaydırılmıştır. Bazı yazarların belirttiği gibi, hukuk parmak değil ancak kafa, kol, bacak koparabilir zaten bu 'haşin kılıç'la.

Böyledir işte Haşim'in Ergenekon kestiği büyük Kılıç! AKP hukuğunun bu dev kılıcı taşıyacak kızının da bu kadar iri yarı yapılmasına şaşmamak gerekir: zira bu gürbüzlük olsa olsa polis, savcılık ve hukuğun tüm kademelerinde semirip palazlanan AKP'nin tarikatçı kadrolarıdır.

Demek ki Themis öldü, yaşasın Semiz!

***

Daha önce Türkan Saylan'la ilgili olarak, "hayatını örtü düşmanlığına adadı. Ömrünün son döneminde başörtü takmaya mecbur kaldı" diye yazan Vakit gazetesi, kendisine ait 'habervaktim' sitesinin bugünkü manşetinde kendi gerizekalılığının sınırlarını zorluyor: "İşte Saylan'ın marifetleri: kardelenler askeri öğrencilere meta yapılmış". Bu tam da AKP'nin yukarıda bahsedilen heykeli ile izlediği yöntem değil midir? Önce açık gözümüzle seçip kılıcımızla saldıralım, sonra teraziye üç beş birşey katarız nasıl olsa!

'Haber' devam ediyor, Saylan'ın Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin yazışmalarında şunların geçtiğini iddia ederek: "Faaliyetlerimizi engelleyebilecek dinsel-şoven kültürel dogmaların giderilmesine yönelik olarak eğitimlerde doğal cinsellik ön plana çıkarılacak. (...) Kızlar fedakarlık yapacak. Askeri okullara yakın çevrede oluşturulan kız evlerine en uygun kızlar seçilerek bu evlere aktarılacak. Çalışmanın hassasiyeti sıklıkla vurgulanacak. Kızlara her türlü fedakarlık yapmaları için yönlendirmede bulunulacak".

Daha önce dinsizliğinden dem vurulan Saylan'ın şimdi de hafif kadın ilan edilmesi şaşırtıcı mıdır, yoksa bu görüşün çerçevesinde bir mantık çizgisi mi izler? Vakit'e göre zaten dinsizse genç kızları pazarlamasından daha doğal ne olabilir ki Saylan'ın?

Vaktin erkeklerinin o sırtlarını güvenle dayadığı mutlak erkek figürü olan tanrıyı kabul etmemek, kendilerini çileden çıkarmaya yeterlidir zaten zira kendi meşruiyetimizin kaynağı olan kadir-i mutlak babamız tanrıyı inkar etmek, aslında yeryüzünde erkeğin hakimiyetini inkar etmektir: demek ki bu kadına ne yapılsa yeri değildir?

Bu kadın değil midir ki bizim cinsel güvensizliğimizi örtmek için her tarafını örttüğümüz, aslında iktidarsız ama şişirilmiş erkekliğimizi tatmin etmek için şiddet uyguladığımız 'baştacımız kadınlarımız'ın özgürlüğü için elindeki tüm olanaklarla mücadele etmeye çalışan?

Bu kadın değil midir ki zaten darbe sonrasında okulun yurdundan zorla alınıp bekaret testine götürülmeye çalışılan öğrenci kızların önünde tek başına duvar ören, onların çıkarılmasına, haysiyetleriyle oynanmasına izin vermeyen?

***

İşte böyledir vaktin erkekleri: hiçbir temeli olmayan küçük erkeklik otoriteleri sarsılacak diye ödleri koptukça daha sert saldırırlar o çok korktukları kadınlara...

Dolayısıyla yeni hukuk tanrıçamız Semiz hakkında olumsuz düşünenler, yazanlar, onunla alay edenler önemli bir noktayı kaçırıyorlar. Esas suçlu Semiz değil kendisini yapan, oraya koyan, ardına saklanıp kaçamak dövüşen, onu kendi çıkarları için hukuk adı altında dilediği gibi kullanan vaktin erkekleridir!

Themis aynı zamanda kadın-erkek arasındaki ilişkinin dengesini temsil eder Yunan mitolojisine göre Semiz ise erkeklerin kontrolünde bastırılmış Anadolu kadınını. Onun apaçık gözlerine doğrudan yokedilecek hedef gösteren, onu harekete geçiren, ve onun kılıçtan geçirme törenlerini destekleyip meşrulaştıran erkeklerin kontrolünde bir kadın...

Emre Zeybek