Ergenekonculardan Anayasacılara

Altanların babasından kaldı "şalvarlı hizmetçi elinde telsiz İngilizce konuşuyor, kalkınıyoruz" bağırtıları. Devekuşu Kabare'nin "Deliler" oyunundan bu formülasyon. Oldukça güzel bir resmidir Çetin Altan'ın aklından geçenlerin.

"Efendim bin dokuz yüz bilmem kaçta onlarla bizler aynı gelire sahiptik, şimdi onlar bilmem kaç kat zenginleşti ve fakat biz hala nerelerdeyiz?" Sahi biz nerelerdeyiz kuzum?

Çetin Bey'e özenen Eser Karakaş da bu yolu takip etmiş 23 Nisan "kutlama mesajı"nda.* Ama bir fazlası var. Daha güncel bir neden bulmuş. Devletten beslenenlerin yerine "darbeciler" geçmiş.

Tutturmuş Yunanistan, cuntasını yargılamış, bir kalkınmış, bir çağdaşlaşmış sorma gitsin. Geçenlerde bir diğeri de 1990'a kadar iktidarda kalan Pinochet'nin "yargılanmış" olmasının Şili'de bir daha darbe olmamasının dayanağı sayıyordu. Hemen not edelim 1973'ten 1990'a kadar kanlı diktatörlüğünü sürdüren Pinochet son yıllarında zaman zaman gözaltına alınsa da 2006'da yargılanmadan ölmüştü.

Ergenekonla karışık darbeci paşanın hala devlet protokolünde yer almasına takmış. Hiç bilmesek, darbe yapanları yargılıyorlar da bir paşa eksik kalmış sanacağız. Buna rağmen operasyonun yürütücüsü AKP demokrasi havarisi, millet iradesinin şeysi.

Ancak Eser Karakaş'ın Mehmet Metiner ile görüşmesi lazım.** Zira, Yunanistan ve Şili cuntaları, 12 Eylül cuntası ile aynı yerden, ABD'den eğitim almıştı, emir alıyordu. Eser Bey, Mehmet Bey'e en azından açık vermemeyi öğretmeli. Mehmet Bey'e boşboğazlık etmemesini salık vermeli.

"Soğuk savaş sonrasında diğer NATO ülkelerinde gladiolar tasfiye edilirken Türkiye'dekine ne oldu?

Bizimkinin isim değiştirerek tamamen yasal zeminin içine çekildiği söyleniyor. Eğer öyleyse sorun yok."

Hocaefendileri'nin Komünizmle Mücadele Dernekleri ile başlayan kontrgerillacılık emekçilere karşı bir karşı devrim silahı ise ne kutludur. Kontrgerilla, bir de üstüne yasallaşmışsa, sorun olması için bir sebep olur mu elbette?

Eser Bey'e geri dönelim. Darbecilerden geçmiş çocukların haline. Evet, bu ülkede çocuk ölümleri hemen her yerden çok. Çocuklar beslenemiyor, tedavi olamıyor, okuyamıyor ama mesela tutuklanıyor, komaya sokuluyor. Sebep mi? Darbeciler elbette canım. Siz de hala öğrenemediniz mi?

Emperyalizm de ne ola ki? AKP pür-ü pak. Patronlar zaten ne yapsalar iyi yapar.

Hep bu ergenekoncular yüzünden.

Onlar olmasaydı ne güzel bir memleket olacaktı Türkiye. Çocuklar ölse de, en azından "sivil" anayasamız oluverirdi. Az şey midir şekerim?

Tayyip Bey de, bir yandan ergenekon üzerinden "millet iradesi" olduğunu sağlamlaştırıyor, bir yandan da Anayasa değişikliğini zorlamaya devam ediyor. Mustafa Ünal ise kapıkulu olarak Meclis'i anayasa sınavına sokmak gerektiğinden dem vuruyor.***

Efendim beriki şöyle kaçıyor, öteki ürkek. Bir yandan cumhuriyeti tasfiye gerek. Ürkeği cesaretlendirmek, kaçanı tutmak gerek. Rica minnet olur mu? Olmaz elbette. Ne yapmak lazım? Sopayı eksik etmemek.

Sen statükocusun, ergenekoncusun ey kaçak!

Ürkek! Sen de yaptıklarının ardında dur, bir öyle bir böyle olmaz.

Anayasayı kim değiştirir, nasıl değiştirir, neyi değiştirir? Mustafa Bey cevaplara pek yanaşmamış. İlla değişsin, mutlaka değişsin.

Nasıl mı? Onun cevabı Mehmet Metiner'den. Ergenekon operasyonu için söylüyor ama anayasa tartışmasına teşmil etmekte zarar yoktur. Hatta daha bir tam olur.

"Velev ki dış güçler bunu istiyor olsun, sahi, yanlışlık bunun neresinde?"

Yanlışlık, Mehmet Bey, sizde ve dahi hepinizde. Her yerinizde, her dediğinizde.

Doğrusu ise bize boyun borcu. Haftaya doğrusunu göstermek için buluşmak üzere.

İyi haftalar...

H.Murat YURTTAŞ

* Eser KARAKAŞ, 90 Sene Sonra Böyle Olmamalı İdi, Star, 24 Nisan 2009

** Mehmet Metiner, Gladio, Ergenekon ve Dış Güçler, Star, 24 Nisan 2009

*** Mustafa ÜNAL, 89. Yılında Meclis'in Anayasa Sınavı, Zaman, 24 Nisan 2009