20 Ocak 2011 günü Ankara Demetevler Parkı’nda 5 üniversite öğrencisi gözaltına alınmıştı. Öğrencilerin ifadesi, Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde alındı. Polisler, öğrenciler için ifade tutanakları hazırladılar.

Tutanakların "isnat edilen suçlar" bölümünde aynen şu ifadeler yer aldı: "Yasadışı Bölücü PKK/Kongra - Gel, Terör örgütü ve MKP (Maoist Komünist Partisi), DHKP/C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi), TKEP/L (Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist) isimli anayasal düzene yönelik yıkıcı faaliyetlerde bulunan terör örgütleri üyesi olmak, halkta devlete karşı kin, nefret ve isyan hissi uyandıracak şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde eylem ve faaliyetlerde bulunmak, terör örgütlerinin amaç/hedefleri doğrultusunda keşif/istihbarat çalışmaları yürütmek, terör örgütleri adına kitlesel şiddet eylemleri organize etmek ve bu eylemlere katılmak, yasak yayın bulundurmak."

Yani, bu 5 öğrenci, aynı anda 4 örgüte birden üyeydi. Yepyeni bir örgüt olmalı bu, dört örgütün birleşmesinden oluşan bir über terör örgütü!

Böyle işte. Emniyetin, özellikle de istihbarat şubelerini Fethullahçılar ele geçirdiğinde, devrimcilere karşı tarihi boyunca yaptığı saçmasapan suçlamalarda bir değişiklik yok, yola devam!

Hangi öğrencinin hangi örgüte üye olduğunu bile yazmak ihtiyacı duymamış polis. Ne gerek var?

Öğrencilerin avukatı Şanal Saruhan öğrencilerin o sırada tesadüfen bir arada bulunduğunu, örgüt üyeliğine dair ise delil olmadığını söylemiş. Ne önemi var?

Memlekette ileri demokrasi var. İleri demokrasinin, ileri terör örgütü olacak tabii. Voltran. Ne sandıydınız?

Neyse ki Fethullahçı polis çalışıyor.