İdris Naim Şahin'in kuvvatlı tükürüğü...

İçişleri Bakanı'mız hikmetli ve irfanlı İdris Naim Şahin, hainlerin korkulu rüyası. Bu sefer de, esanslı tükürüğünü etrafa saçarak, 75 bin haini tükürüğümüzle boğacağımızı söylemiş. Bezleri zeval görmeye!

Malum, bir ilde Emniyet Müdürlüğü'ne araba filan alınırsa, orada İçişleri Bakanı konuşma yapar. O araçları yalnızca devlet almaz, ilin hayırseverleri vardır, onlar da yardım eder. Bakan, onlara da teşekkür eder.

Sonra Bakan, istatistik tutar. Cudi'de operasyon düzenlenir, polis gider, jandarma gider. Önce 3 der, sonra 4 der, derken 5 olur, bir bakmışsın 6... "Aslan gibi" der, "Orada hayatın ölümle buluştuğu soğuk yüzünü gördük" der. Kendisi görmüş mü hiç, bilinmez.

Ve sonra sıra "Nevruz"a gelir. "'Bayramımızı kutlatmıyorsunuz' diyen birilerinin" gürültülerini dinlemiş Başbuğ Şahin. Nevruz biksilerin, kalaşnikofların mı günüymüş? Kanasların polise, askere doğrultulduğu gün müymü Nevruz Günü "onların" kitabında? Sonra devam:

"Varsa kitabınız, varsa töreniz... Olamaz zaten böyle bir şey. Peki soruyoruz sizin kitabınızda Nevruz Günü İstanbul'da otobüs duraklarını yakmak mıdır Nevruz? Dükkanları talan etmek midir Nevruz? Bayram budur sizin kitabınızda? Önüne gelene, hedef gözetmeden ateş etmek midir Nevruz? Öldürmek midir Nevruz, yaşatmak mıdır bayram?"

Duyan da yaşatmak için göbeğini çatlatmış zanneder. Zaten bizim ülkemizde bayram dediğin gaz bombası, polis copu, tazyikli su ve plastik mermiyle kutlanır. Çok canınız sıkılırsa, birilerini de öldürüverirsiniz. Bayram dediğin, Tanrı'ya adanılan adaktır zaten. Kan çıksın, yeter.

Ama bitmedi:

"Ama birilerinin kitabı, birilerinin bayramı öldürmekten yanaysa da şu bilinsin ki 75 milyon vakur ve sessiz yığının silahına da gerek yok, yumruğuna da gerek yok, sadece birer tükürüğü o 75 bin haini yok etmeye yeter ve yetecektir."

Tükürüğüne kurban! Bol asitli ve balgamlı olursa tadından yenmez. Zaten o kadar yenmiyor ki tadından, Şahin etrafa saçmaktan bahsediyor. Bakanın sözleri salonda coşkulu alkışlarla karşılandığına göre, işin içinde salya da var demektir.

Ve son:

"Fakirin zenginden şikayetçi olmadığı, memurun halinden şikayetçi olmadığı, hastanın doktorundan şikayetçi olmadığı, herkesin birbirinden memnun olduğu, mutlu olduğu bir ülkeyi biz inadına daha çok yapmanın gayreti içinde olacağız, oluyoruz. Ve biz, sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz. Sizi, size rağmen bu ülkede hayatı, bu ülkede başarıyı her şekilde gerçekleştireceğiz. Daha fazlasını yapmaya var mıyız? Türkiye olarak varız. Ve iddia ediyoruz bu yüzyıl bu zaman da bizim."

Tükürerek birileri rahatsız edilebiliyorsa, elhamdülillah bizim de tükürük bezlerimiz var İdris Naim Şahin! Nasıl olsa mesele tükürmekte değil, tükürdüğünü yalamamakta...