Hollanda Uyum Bakanlığı'nın isteği üzerine Gülen cemaati hakkında yapılan bir araştırma Meclis İçişleri Komisyonu'na sunuldu. Sosyalist Parti milletvekili Karabulut “sunulan rapordan da Gülen cemaatinin bazı kişilerin düşündüğü gibi 'masum' bir örgüt olmadığı anlaşılmaktadır” dedi ve Entegrasyonun sadece sosyal-ekonomik sorunların çözülmesiyle olmayacağını belirterek “inanç özgürlüğü ve kadın erkek eşitsizliği gibi sosyal kültürel sorunların da ortadan kalkması gerektiğini” söyledi.

Utrecht Üniversitesi öğretim üyesi Türkolog Prof. Martin van Bruinessen, hazırladığı raporda Fetullah Gülen cemaati ile ilgili şu ifadelere yer veriliyordu: "Fetullah Gülen hareketi olarak adlandırılan grup Hollanda’da en iyi entegre olan gruplardan biridir.”

Bu sonuç Hollanda kamuoyunun içini şimdilik rahatlatmış olabilir ancak biz Türkiyeli fethullahzedeler olarak henüz başlarına ne geleceğini bilmeyen Hollanda halkını uyarmayı ve “Türkiye yandı, yol yakınken kurtarın kendinizi” demeyi bir borç biliriz.

Adı geçen cemaat için yapılan araştırmanın sonucu doğrudur ve Sayın Bruinessen “Türkoloji” dalında gerçekten yetkin bir isim olduğunu ispatlamıştır. Dileğimiz uyum sağlamak, daha sonrada uyum sağladığı topluluğu asimile edip “imana getirmek” konusunda yetkin olan bu topluluğun ürediği topraklar olan Türkiye’de yaşamasına rağmen olayın vahametini anlamayan binlerce çilekeş Anadolu insanının da bir gün aynı akıl açılmasını yaşamasıdır.

Eğer masum Hollanda halkı zararsızlar diyerek önlemini almadığı, “bişey yok bunlarda, evde toplanıp pilav yiyorlar sadece” diyerek gaflet ve dalalet içinde davrandığı takdirde başlarına gelebileceklere birkaç örnek ile değinmek istiyoruz

1) Eşcinsellerin evlilik dışı birlikte olması derhal yasaklanıp evlenmeleri için baskı yapılacak, her birisi en az 3 çocuk sahibi olmak zorunda bırakılacak ve huzurlu bir aile hayatı tesis edilecek,

2) En demokratik hak olan Türban konusu ülkenin birinci gündemine oturtulacak,

3) Gaza gelip fazla entegre olmuş cemaatin ülkeyi yönetmesinden rahatsız olup muhalefet edenler derhal Ergenekon davası ile tutuklanacak ve muhalefet sindirilecek,

4) Hocaefendi Türkiye’ye gelmeden Cuma namazı için Amsterdam’a uğrayacak,

5) Hollanda Hava Yolları’na ait bir uçağın kazadan kurtulması sonucu devlet erkanı eşliğinde kaza kurbanı kesilecek,

6) Rahatlığı ile bilinen Hollanda halkına çeki düzen verilmek sureti ile ahlaka mugayir hareketlerin önü kesilecek, bira yerine gül suyu içilip Ahmet Özhan konserine gidilecek,

7) Parkta oturan sevgililer polis tarafından pisale-i mur hediye edilmek sureti ile doğru yola çağırılacak, gelmezlerse orantılı şiddet uygulanacak,

8) İmam hatipliler devlet kadrosunda egemen olacak, eğer Hollanda da yeterli imam hatip yoksa derhal temini için ödenek çıkarılacak. Türkiye Başbakan’ı Erdoğan hepsi ile gurur duyacak, alınlarından öpecek.

9) İnce ve sarı bıyık her yerde karşınıza çıkacak. (Güneşi fazla olmayan Hollanda için “Kolormatik gözlük” tehlikesi şimdilik yok, rahat olabilirler.)

Nur yüzlü mazlum hocanın ağlayarak verdiği vaazlarda da uyardığı gibi kavga etmeden, kimliğini belli etmeden, sessiz ve derinden amacına ulaşmak için yürüyen bu insan türünü, entegre oldukları Hollanda’da nasıl tespit etmeleri gerektiği konusunda da necip Hollanda halkına birkaç tavsiyemiz olacak:

1) Eğer akşam ağabeylere çay içmeye çağırıyorlar, beraber Özbek pilavı eşliğinde domuz etsiz Hollanda jambonu yemeyi teklif ediyorlarsa,

2) Apartman kapınızda Zaman gazetesi varsa,

3) Yanlarında cumhuriyet deyince hafif sararıyor, sosyal devlet deyince morarıyor ve solcular deyince duman çıkarmaya başlıyorsa,

4) Ayaklanan Avrupalı öğrenciler için “Önce okullarını okusunlar, Hollanda’mıza faydalı olsunlar ayrıca kızlarda gece 9’dan sonra barlarda gezmesin, yurtlarına dönsünler” gibi veciz sözler söylüyorlarsa,

Fazla yaklaşmadan uzaklaşıp, en yakın polis karakoluna haber verin diyeceğim, ancak çok geç kalmış olabilirsiniz. Nitekim ilk entegre oldukları yer muhtemelen Hollanda polisi olmuştur…