Doğan Grubu'ndan öneri: En İyi Stalin Haberleri Ödülü

Doğan Grubu, ülkemiz medyasında yıllar içerisinde yapılan Stalin karşıtı uydurma haberlerin ödüllendirilmesini önerdi. AKP ile anti-komünizm kulvarında yarışmakta çekinmediğini gösteren Doğan Grubu yetkilileri yaptıkları açıklamada “hodri meydan, Stalin üzerine kimin nesi varsa ortaya koysun” diyerek adeta meydan okudu.

Bugün (1 Şubat Pazartesi) Milliyet gazetesinin internet sitesine asılan bir haber, Doğan Grubu'nun meydan okumasının “boş yere olmadığını” kanıtlar nitelikte. “80 yıl önce Photoshop yoktu ama...” başlığını taşıyan haber, anasayfada koskocaman bir Stalin fotoğrafı ile verilmiş. Linke tıklandığında ise izleyicilerin karşısına bir fotoğraf albümü çıkıyor ve albümün ilk sayfasında “Eski Sovyet lideri Josehp (hata gazeteye ait, bu flaş haberin hızlı girilmesinden kaynaklanıyor) Stalin, diktatörlüğü süresince uygun görmediği pek çok fotoğrafta değişiklik yaptırdı. Bazen gözden düşmüş bir kişi yanından silindi, bazen de yeterli görünmeyen kalabalıkların sayısı arttırıldı” deniyor.

Albümdeki fotoğraflara bakıldığında genellikle, Stalin'in de yer aldığı bir kare ve karede bulunanların birkaçının yer almadığı (Milliyet'e göre silindiği) bir başka kare ard arda verilmiş. Örneğin ilk fotoğrafın altında “Stalin’in yanında görülen genç, ikinci fotoğrafta yok edilmiş. Bilindiği kadarıyla sadece fotoğrafta değil, aynı zamanda idam edilerek gerçek anlamda ortadan kaldırıldı” denilmiş.

Bilindiği kadarıyla mı? Taraf gazetesinden ya da Vakit, Zaman gibi gazetelerden keşfedildiği belirli olan bu “bilindiği kadarıyla” muğlaklığı, Milliyet'e anti-komünizm haberciliği yarışında puan kazandıracağa benziyor. Zira AKP gazeteciliğin, ideolojik olmayanını, “köşesizini” ve mümkün olduğunca muğlak olanını sever. “Bilindiği kadarıyla” ifadesi, “Kim biliyor?”, “Nereden biliyor?”, “Nereden anlaşılıyor?” gibi soruları doğurması bakımından değil ama “Tabi ya, ilk başta fotoğraftan kaldırtmış, sonra da idam ettirmiş” gibi bir “ilk soru” doğurması bakımından önemli.

Milliyet bu bakımdan tarihsel önemde bir adım atarak, AKP yayın organlarını okuyanların “ağzına layık” bir dil kullanmayı tercih etmiş ve okuyucu kazanmayı hedeflemiş olabilir (Biz olsak, fotoğrafın altına, “Hacı, Stalin de amma adam kesmiş ha!” yazar, yorumu okuyucuya bırakırdık).

Milliyet gazetesi, fotoğraflara dikkatle bakıldığında ortaya çıkan ayrıntıları görmezden gelmesi ve bu konuda “risk almaktan çekinmemesi” ile de göz doldurdu. Cesur gazetecilik örneği olarak da görülebilecek bu yaklaşım, fotoğraflarda herkes tarafından görülebilecek bazı hataları görmezden gelmek pahasına komünizm karşıtlığında ısrar etmek ile sonuçlanmış. Örneğin haberin yapılabilmesi için, ilk fotoğrafta, Stalin'in yanında duran ve daha sonra asıldığı “öğrenilen” kişinin, sonradan eklenmiş olma olasılığının tamamen bir kenarda durması gerekiyor. Fotoğrafın orjinalinin hangisi olduğunun belli olmamasına rağmen, o albüme koyulması gerekirdi.

Milliyet'in çabaları ve haber kalitesi, “Ayyaşbaşı komünist çıktı” haberleri yapan Vakit'e göre gerçekten etkileyici. Sonraki fotoğraf ikilisinde de, fotoğrafların birbirinden farklı olma olasılığının (zira fotoğraf karesine giren kadınlardan bir tanesinin kafası, ikinci fotoğrafta farklı bir konumda) tamamen göz ardı edilmesi ve “bu haberi yapmalıyız” ısrarı gerçekten de büyük bir gazetecilik başarısının hikayesini anlatıyor.

Fotoğraf albümünün sonlarına doğru Stalin'in sıradan fotoğraflarına yer veren Milliyet, Stalin'in adeta “nanik yaparken” çekilen fotoğrafını da, psikolojik etkileme dahilinde düşünmüş olabilir. Ancak albümün Milliyet'e puan kaybettirecek belki de tek noktası bu fotoğraf olmuş. Fotoğrafta, “kitlelerin katili”, diktatör ve sapık Stalin aslında hepimizle dalga geçiyor. Yıllar sonra, kendisine ve Sovyetler Birliği ideallerine karşı yapılan uydurma haberlerin yarıştırılacağını bilerek bu fotoğrafı çektiren Stalin'in diğer elinde duran ve fotoğraf karesine girmeyen döner bıçağı ile fotoğrafı çeken kişiyi önce kestiği, sonra da muhafızlarına “kafasını tekmeleyerek öldürme” emri verdiği, belgelerle ispatlanmış durumda.

Bütün bunlara rağmen ülkemizde Stalin'e bir türlü küfretmeyen ideolojik grupların varolması şaşırtıcı. Anlaşılan gazetelerimizin, “20. yüzyılda Stalin dışı sebeplerden ölen az sayıda kişinin biyografileri” gibi çalışmalara da el atması, “Ölüm sayısına göre Stalin'den etkilenme haritası” gibi haritalar bastırmaları gerekiyor. Stalin insalığı tehdit etmeye devam ediyor!