Şu sıralar AKP şakşakçılarının derdi büyük. Boyunlarına asılmış olan "aydın", "sanatçı", "bilim insanı", "büyük entelektüel" yahut "akil adam" tabelalarının AKP ile birlikte titrediğini hissedince kalp çarpıntıları arttı.
Çığlık atan atana... İçinde demokrasi, vesayet, statüko, Ergenekon, asker, Kemalizm, darbe, taşeron geçen cümleleler boyunlarındaki "aydın" tabelasının garantisi olarak canhıraş biçimde kurulup duruyor.
Şimdi de AKP, bu atmosferde Anayasa Mahkemesi'nden çalım yemesin diye çırpınıp duruyorlar. Neymiş? Mevcut anayasal düzenleme önemliymiş 12 Eylül Anayasası'nı kaldırıp bir kenara atmasa bile. Tabii ki demokrasi adına...
Artık palavralarına sürecek başka renk bir boya gerekiyor.
Ancak başka bir şey daha gerekiyor. Zaman Gazetesi'nin haberine bir bakınca biz bunu görüyoruz. Fethullahçı bülten demiş ki: "Referandum için 'evet' cephesinde ise farklı kesimlerden birçok aydın yer alıyor." Ardından da pek uzun olmayan bir liste vermiş bülten.
Şimdi o listeye yakından bakalım:
Genç Siviller: Sorosizmin cemaatçilikle buluşmasının sarkastik yorumu olan bu güzide hareketin külliyen aydın statüsüne konması ve listenin başına yazılması herhalde cemaatin gençliğe biçtiği rolle ilgili olsa gerek. Cemaatin Soros gübresi ile yetişen körpe sera liboşları zekidir, çeviktir ve elbette çalışkandır.
Roni Margulies: Şöhretini geç bir yaşta yakalayan bu "celebrity" de Zamane aydın statüsünde. Margulies, daha erken yaşta "celebrity" olmak isteyen gençlere islamcılarla kol kola girmeyi, AKP'ye kenarı işlemeli lirik aşk mektupları yazmayı, fırsat buldukça yalan ve iftira da içerecek biçimde sola küfretmeyi öneriyor. Kendisi boş zamanlarında Taraf sayfalarını dolduruyor.
Baskın Oran: (65, Emekli)
Doğan Tarkan: Yahu Bu Parti Kendi Başına Ne Yapar Ben de Bilmem Partisi genel müdürü. Aydın sıfatını, öncü gücünü AKP'nin oluşturduğu dünya devriminden alıyor.
Cihat Gökdemir: Kısaltması nedense Mazlum-Der olan, üniversitelere silahlı elemanları ile afiş astıran Yobazları Koruma Derneği'nin İstanbul şubesinin mühim şahsiyetlerinden. Avukat Gökdemir'i aydın olarak saymamızı gerektiren şey herhalde kendisinin özgeçmişine yazmış olduğu "Ahde Vefa Derneği" üyeliği.
Leyla İpekçi: Emekli Zaman yazarı, Taraf yazarı, amcaya uzaktan atılan gol, eş durumundan gericiliğin sinematografik rafinerisi ortağı.
Çağatay Adadol: Çağatay Adadol'un kim olduğunu bilen yok. Böyle soyadı var mı o da bilinmez. Yoksa Zaman'ın kastettiği Çağatay Anadol mu? Yok canım bu kadar mühim aydınların ismi de yanlış yazılmaz değil mi?
Cengiz Aktar: Avrupa Birliği Türkiye Mümessili. Yok yok mümessil olamayacak kadar Batılıdır bu aydınımız. Olsa olsa reprezant olur.
Oral Çalışlar: Cumhuriyet Gazetesi'ndeki eski köşesinin adı kendisini anlatıyor. Sıfır Noktası. Kadrolu dönek.
Eren Keskin: İnsan Hakları Derneği Onur Kurulu Üyesi
Ferhat Kentel: Kendisi, Taraf varakparesinde yazar, cümle içinde "diyalektik" dersem sakalımla iyi giderci sosyolog ve Mümtazer Türköne'nin mesai arkadaşıdır. Aydındır yani... Cemaatin insan kaynakları departmanı tarafından yeni şehir medresesine ulema olarak tayini çıkmıştır.
Gülay Göktürk: Kadrolu dönek. "AKP statüko ile uzlaşmamalıdır, Tekel işçileri 'toplumsal çoğunluğun çıkarlarını temsil eden hükümet' ile hemen uzlaşmalıdır" felsefesinin mimarı. İlk güzellik kraliçelerinden...
Kerem Kabadayı: Aydın adayı. Özal dönemi başlayan davulcuların iç güveyi kariyerlerine ilişkin hikayelere bir yenisini ekleme yönünde planları olsa gerek.
Madem öyle şimdi soralım: Farklı kesimlerden gelen aydınlar hangi farklı kesimlerden geliyor? Ya da bir başka deyişle aradaki yedi farkı bulunuz.