Protest müziğin tescilli markası, Amerikan folkunun alameti farikası, yalnız şairin çatallı sesi, bohemin vazgeçilmez ikonu Bob Dylan. Kimilerine göre gerçek bir usta ve sağlam adam, kimileri için sahtekarın önde gideni ve alternatif rock medyasının en güvenilir maymunu.
Netice rock tarihinin Leonard Cohen, Patti Smith, Lou Reed, Tom Waits gibi, her niyete yene muz misali yenen ve en çok tartışılan figürleri listesinin üst sıralarında bir yer.
Dylan, bu aralar birkaç konu açısından biraz daha revaçta en az Rolling Stones kadar. Geçmişi en çok didiklenen, eldeki malzemenin sinemadan edebiyata paraya çevrilen aktüel figürlerinden biri o bu aralar.
Hal böyle olunca, yaşlı tilkinin postu da çok para ediyor birbirinin peşi sıra albümü çıkıyor. Rakı masasında küfürlü muhabbetlerinin kayıtları olmasa da, her türden demosundan, evdeki öksürük seslerine kadar basılıyor.
Geçenlerde şatafatlı kapak ve kalınca bir kitapçıkla birlikte çıkarılan iki CD&rsquolik &ldquoTell Tale Signs&rdquo, belki de Dylan&rsquoın ofişıl butlegleri arasında yer alan en mazbut parça.
Albümdeki nispeten sona yakın zamanlarından, 1989&rsquoun Oh Mercy&rsquosi ile 2006&rsquonın Modern Times arasındaki 17 yıl içinden derlenen 27 parça, gerçek bir muamma olarak tanınan Dylan&rsquoın, modern dünyayı nasıl tuhaf bir pencereden algıladığı konusunda iyi bir fotoğraf sunuyor.
Dylan, modern dünyayı algılamakla, algılamak istememek algılamış olmakla, algılamamış olmayı tercih etmek arasında kritik bir noktada duruyor.
Her iki CD&rsquonin de ilk kez Love and Theft albümünde karşımıza çıkan &ldquoMississippi&rdquo adlı parçanın yayınlanmamış sürümüyle açılması bir tavra işaret ediyor. Bu parçada tavrın sembolize olduğu alan, Daniel Lanois&rsquoin elektrik gitarı ve Dylan&rsquoın kendinden emin gevşek vokali. 
Bu albümde ilk kez 1965&rsquode Newport Folk Festivali&rsquonde elektrik gitarla çalınan &ldquoMaggie&rsquos Farm&rdquo yok tabii ki, ama sahneye elektrik gitarla çıkan Dylan&rsquoın yuhalanmasına, arkadan Pete Seeger&rsquoın gitarın fişini çekmeye yeltenmesine karşın, folk müziğe elektrikli gitarı soktuğu anın şarkısını savunan bir tavır var.
Albümün sürprizlerinde biri de, ikinci CD&rsquodeki Robert Johnson bestesi &ldquo32-20 Blues&rdquo yorumu. Orijinali tamamı yorumlardan oluşan World Gone Wrong albümünde yer alan şarkı, burada Dylan açısından oldukça şaşırtıcı bir singer-songwriter portresi çizmesine neden olan bir sürümle yer alıyor.
İçindeki yayınlanmamış parçalardan, ilk kez karşılaştığımız halleriyle eski parçalara kadar &ldquoTell Tale Signs&rdquo, folk şarkıcısı ve The Platters, Doc Pomus, Leiber & Stoller ve Cisco Houston&rsquoa kadar uzanan çeşitlilikte ilk dönem blues şarkıcılarının sevdalısı olarak rötuşsuz bir
Dylan portresi sunuyor. 
Ünlü Dylan uzmanı Larry Sloman&rsquoın albüm içindeki iddialı ve abartılı yazısına pek kulak asmamakla birlikte, rock tarihinin en meşhur ozanının hakkındaki yorumlar hakkında fikir yürütebilmek adına, karanlık yüzünün resmedildiği &ldquoTell Tale Signs&rdquo albümüne bir kerecik de olsa kulak vermekte fayda var.
Ben para vermem. İndirir dinlerim derseniz de olur.
Murat Beşer