Tarihi belgelerde doğum yeri Arcidosso’da (Toscana) öncü-sosyalist bir topluluğun fikir babası diye anılıyor. Gizemli bir cinayetle noktalanan kısa yaşamının ardından izini sürenlerin gözünde “Aziz David”, yaşadığı yüzyılın gazete haberlerinde ise “Amiatalı İsa”.
Tarihçi Carlo Cipolla, “Tre storie extra vaganti” başlıklı kitabında üç sıra dışı öykü anlatıyor. XIV. yüzyıla odaklanan ilk öykü, iktidar sahibi Floransalı bankerler Bardilerin dünyasına ışık tutarken, Fransızların imzasını taşıyan iki ticari anlaşmanın yorumlandığı bir başka öykü, okuyucuyu XVII. ve XVIII. yüzyıllara doğru götürüyor. XVII.
İtalya’nın Che’si diye anılıyor Libero Giancarlo Castiglia. Siyasi mücadele verdiği çevrelerde ise “Kumandan Joca”. Güney İtalya doğumlu Giancarlo uzak bir kıtada 1970’li yıllarda Brezilya’da diktatörlüğe karşı savaştı. Binlerce genç direnişçi gibi onun da adı “desaparecido”lar arasındaydı. Aradan yıllar geçti.
İtalyanlar 4 aralıkta anayasa reformu yoklaması için sandık başına gidecek. Reform, çift parlamenter sistemin teke indirilmesini öngörüyor. 2014 şubatında kurulan koalisyon hükümetinin başbakanı Matteo Renzi, “Bu hükümet, anayasal reformları yapmak için doğdu. Biz bunları yaptık, şimdi vatandaşlar buna “Evet” ya da “Hayır” diye karar verecek diyor.
İtalya’da sonunda bu da oldu. Çocuklu 12 kadın sığınmacı Gorino’ya getirildi. Ferrara’ya bağlı bir belde Gorino. Kasaba halkı, 25 ekim gecesi barikatlar kurarak 12 genç kadını gece boyunca protesto etti. Devreye Ferrara valisi girdi ama sonunda vali de dozu giderek tırmanan bu utanç verici protestoya boyun bükerek kadınların başka bir beldeye götürülmesine karar kıldı.
“Gülmek kutsaldır. Babam Nazizm gelmeden önce her şeyi anlamıştı; ‘gülmek nedir bilmeyen bir toplum, tehlikeli olmaya başlar’ derdi.” Dario Fo’nun paylaştığı bir anıydı bu katıldığı bir toplantıda...
Migrantes Vakfı’nın raporuna göre, son on yılda 5 milyon İtalyan yurt dışına göç etti. Geçtiğimiz 2015 yılında Çizme’yi terk edenlerin sayısı ise, 100 bin. İtalyan göçerlerin 40 bini, ülkede gelecek görmeyen gençler.
Giordano Bruno, evren konusunda düşündüğü için engizisyon mahkemesinin kararıyla yakıldı. Nola’lı felsefecinin yaşamı, 1600’de Campo de Fiori’de noktalandı. Yaşamın gizini araştırdığı için gerici çevrelerin tepkisini bir tek Giordano Bruno’nun çektiğini düşünmeyin.
Devlet Tiyatroları’nın Anton Çehov, Bertolt Brecht, William Shakespeare ve Dario Fo’nun oyunlarının sahnelenmesine getirdiği yasak Fo’yu öylesine şaşirttı ki. “Türkiye’de yasaklanan dört yazardan hayatta olan tek kişi benim. Bu benim için ikinci bir Nobel ödülü kazanmak.” gibi diye yorumda bulundu.
Akdeniz üzerinden İtalya’ya ulaşabilen göçmenlerin sayısı katlanarak artıyor. Sicilya ve güneyin kıyı kasabaları bir yana, Milano ve Como’daki tren istasyonları ve parklarda biriken yüzlerce göçmen, soruna acil bir çözüm getiremeyen yerel yönetimlerin beceriksizliği nedeniyle güç günler geçiriyor.
Nijeryalı Emmanuel Chidi Nnamdi, Afrikalı olduğu için öldürüldü. ABD’de değil İtalya’da Fermo’da. Genç Nijeryalı’nın katili olduğu iddiasıyla tutuklanan Amedeo Mancini, aşırı sağcı gruplara takılan, İtalyan taşrasındaki ırkçı ultralardan biri.
Vatikan bir yandan kitapları yargılamaya devam ediyor öte yandan çatısı altında her 72 saatte bir Papa Francesco’nun imzasını taşıyan bir kitap yayımlıyor. Papa’nın görev başı yaptığı 2013 yılından bu yana Vatikan yayınevi, 1.023 günde 340 adet kitap yayımladı. Bütün bu kitapların yazarı, Papa Francesco.
İtalya’da gerçekleştirilen bir araştırma, 2015 yılında ölenlerin sayısının yüzde 11.3 oranında arttığını ortaya koydu. Geçtiğimiz yıl nedeni açıklanamayan ölümlerde, 2014’le karşılaştırıldığında 67 binle tanımlanan bir artış gözendi.
Katar emiri Thani, sinema dünyasının prodüksiyon devi Miramax’ı satın alma çabasında. Suudi Arabistan kralı Waaled bin Talal’ın batıdaki yatırımları biliniyor. Suudiler Disney, Time, Warner, NewsCorp, 21. CenturyFox gibi prodüksiyon şirketlerinde Kingdom Holding’le önemli paylara sahip.
Mussolini, İtalyan yayımcıların iştahını kabartıyor. Henüz Duce değildi, I. Dünya savaşında cephede savaşmaya giden askerlerden biriydi. Geleceğin faşist liderinin cephede tuttuğu günlükler, bugün İtalya’daki savaş edebiyatı açısından elmas gibi değerli. Tarihin derinliklerinde unutulan ya da terk edilen cephe günlüklerini yayımlamak için birçok yayınevi kolları sıvadı.
Dinler konusunda uzman Alex Aleksiev’in “Middle East Monitor” dergisinde yayımlanan akademik araştırmasına göre, Suudi Arabistan vehabiliği tüm dünyada yaymak amacıyla 87 milyon dolar harcamış.