Zaman'ın yalan haberciliği şaşırtmadı: 'Hacca giden eski komünist'

Zaman gazetesinde bugün yayınlanan bir 'haber', yalan haber üretmek konusunda hayal gücünün ne kadar zorlanabileceğini bir kere daha göstermiş oldu. Gazetenin sayfalarına taşıdığı eski 'komünist'in üyesi olduğunu iddia ettiği örgüt ise, daha önce hiç duyulmamış bir isme sahip.

Dinci basının sola ve sosyalistlere yönelik yalanları hiç de yeni bir şey değil. Ancak bugün Zaman gazetesinde yayınlanan bir "haber", yalancılık konusunda hayalgücünün ne kadar zorlanabileceğini de göstermiş oldu.

Aslında söz konusu "haber" 10 gün önce Büyük Torbalı adıyla yayın yapan bir internet sitesinde çıkmıştı. Zaman ise, bugün Büyük Torbalı sitesinin "haber"ini alıp "Yılların komünisti, şimdi hac yolcusu" başlığıyla kendi sitesinde yayınladı.

Büyük Torbalı sitesinin "Yılların komünistiydi, Allah'a yöneldi" başlıklı "haber"ine göre, Torbalı'da yaşayan ve gençliğinde "uzun yıllarca komünist olarak sol devrimci ideoloji, sosyalizmi benimseyen" Ercan Çatakoğlu, "sosyalist sistemde de ezen ve ezilenin olduğunu görünce, büyük bir dönüş yaparak, Allah’a yöneldi". Ercan Çatakoğlu'nun "büyük dönüş"ünü de ifade eden bir fotoğrafla yayınlanan "haber"de sıralanan bilgiler ise, bir yalan haberin nasıl "imal edildiğini" göstermesi açısından önemli.

Buna göre, gençliğinde Türkiye Devrimci Halk Partisi üyesi olan ve üniversite yıllarında ufak çaplı kavgalara katılan Torbalılı 47 yaşındaki Ercan Çatakoğlu, Pazar günü Hacca gidiyor. Türkiye sosyalist hareketi tarihinde bu isimde bir örgüt bulunmamasını dert etmeyen Büyük Torbalı internet sitesi ve Zaman gazetesi, Çatakoğlu'nun "ufak çaplı" kavgalara katıldığını belirterek, herhalde "büyük çaplı" kavgalara katılanların dönüş şansı olmadığını vurgulamaya çalışıyor.

"Haber"in devamında ise, şu sözler okunuyor: "Kapitalist ve sosyalist sistemde de ezen ve ezilenlerin olduğunu gördüğünü söyleyen Çatakoğlu, sadece diktatörlerin isimlerinin değiştiğini belirterek, 'Bu acı gerçeği görmek beni etkiledi' dedi. Yıllarca ilgi alanı dışında tuttuğu din ve Allah konusunu düşünmeye başlayan, sonunda doğru yolu bulduğuna inanan Çatakoğlu: 'Hacca gidebilecek olmanın mutluluğunu yaşıyorum' dedi".

Lise yıllarında "aykırı bir kişiliğe sahip" olan Ercan Çatakoğlu, 12 Eylül 1980′de siyasete atılmış. Yani kimilerinin siyasetten kaçtığı, kimilerinin de siyaset yapmasına izin verilmediği bir günde, Çatakoğlu siyaset kariyerine başlamış. O günün koşullarında saf belirlemek zorunda olduğunu ifade eden Çatakoğlu, "insanlığın hizmetinde olduğunu düşündüğü sol devrimci ideoloji sosyalizm sistemi görüşünü" benimsemiş. Anlaşılan 12 Eylül günü siyasete atılan Çatakoğlu, inandığı görüşün hiçbir yerde "sol devrimci ideoloji sosyalizm sistemi" gibi bir isim tamlamasıyla anılmadığını öğrenmeye fırsat bulamamış.

Üniversite sonrasında, "devrim mücadelesi içinde" olan Ercan Çatakoğlu "geniş kapsamlı araştırmalar" yapmaya karar vermiş ve araştırmaları için yurt dışına gitmiş. 2 yıl boyunca Almanya, Fransa ve Lübnan’da yaptığı incelemelerde "ideolojilerin teori ile pratikte çeliştiğini" fark etmiş. Çatakoğlu'nun, hem de devrimci bir örgütün üyesi olduğu yıllarda ve 12 Eylül ertesinde yurtdışına nasıl çıktığı, neden Almanya, Fransa ve Lübnan'a gittiği, gittiği yerlerde hangi konularda araştırmalar yaptığı gibi soruların cevabını "haber"de aramak ise nafile.

"Haber"e göre, Kapitalist sistemde de, sosyalist sistemde de ezen ve ezilenlerin söz konusu olduğunu, sadece diktatörlerin isimlerinin değiştiği acı gerçeğini fark eden Çatakoğlu: “Hayal kırıklığı aşırı alkol almama neden oldu. Ancak alkolde sorularıma cevap vermedi. ‘Ben kimim, neyim, nereden geldim, nereye gidiyorum’ gibi sorular sürekli kafamı kurcalıyordu. Uzun yıllar düşünme sahamın dışında tuttuğum din ve Allah konusunu düşünmeye başladım” diyor.

Böylece solcu olmanın her türlü musibetle özdeş olduğu algısı da "haber"de verilmiş oluyor: aykırı kişiliğe sahip olmak, din ve Allah konularıyla ilgilenmemek, siyasete atılmak ve elbette alkol almak.

"Haber"in devamı elbette şaşırtıcı değil, okurda sonunu bildiğiniz bir filmi izlemek duygusu yaratıyor. Çünkü bu satırlardaki öykü de bir "haber" değil, fakat acemice yazılmış bir senaryo olabilir. "Haber"e göre, Çatakoğlu yaşadığı hayal kırıklığının ardından tasavvuf kitapları ve "sonsuzluğa göçmüş olan ve yaşayan mürşitlerin eserlerini" hidayete ermiş: “7 yıldan beri okumaya çalışıyorum. İdeolojik dönemimle ilgili geçmişte mücadelem söz konusuydu. O dönemdeki mücadelem faşistemperyalist olarak adlandırılan otoritelere karşıydı. Şu anda da kendimi bir mücadelenin içinde görüyorum. Başta ‘şeytan’ olarak adlandırdığımız kötülük temsilcisi olan varlık ve nefsimize karşı dünyada sembolizeleştirilen güçlere karşı mücadelem devam ediyor. Gerçek özgürlüğün Allah’a kul olabilmek ve nefsimizin zincirlerini kırmaktan, Allah’a ulaşmaktan geçtiğini gösteren Rabbi’mize şükürler olsun”.

Pazar günü Hacca gidecek olan Çatakoğlu, “Efendimizin ayak bastığı topraklara gidebilmenin heyecanı ve mutluluğu içindeyim” diyerek noktalıyor. Ancak Büyük Torbalı ve Zaman gazetesi, yaptıkları "haber"e gerçeklik katmak için çok uğraşmış olsalar da pek başarılı olamamış görünüyorlar. Bu durumda, başarılı oldukları tek konu, bir yalan haberin nasıl yazılacağını göstermek oluyor.

(soL - Haber Merkezi)