Zaman-Taraf ikilisinden yeni senaryolar

Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı'nın Albay Dursun Çiçek'in kovuşturulmasına gerek olmadığına hükmetmesinin ardından, dinci basında ve Taraf'ta yeni bir hamle başlatıldı. Zaman eski defterleri açarken, Taraf manşetinden Genelkurmay'ın yanıtlaması için sorular sordu.

soL (HABER MERKEZİ) Genelkurmay Başkanlığı Askerî Savcılığı'nın Taraf gazetesinde yayımlanan "İrtica ile mücadele planı" adlı belgeye ilişkin yaptığı soruşturma sonucunda, olayın ve Albay Dursun Çiçek'in kovuşturulmasına gerek olmadığına hükmetmesi ve görevsizlik kararı vererek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermesinin ardından, dinci basında ve Taraf'ta yeni bir hamle başlatıldı. Zaman eski defterleri açarken, Taraf manşetinden Genelkurmay'ın yanıtlaması için sorular sordu. Askeri savcılığın soruşturma sürecine ve vereceği karara ilişkin şüphelerini haberlerinde sürekli vurgulayan söz konusu gazeteler, topun artık sivil yargı kurumlarına geçmesinde de memnun olmadılar.

Yargısız infaza en güzel örnekleri teşkil eden yığınla "haber"le "yargının bağımsızlığı" vurgusunu da beraber yapmayı becerdikleri "Ergenekon" sürecinde giderek benzeşen bu ve benzeri basın-yayın organlarının, son günlerde de "belge" üzerinden sergiledikleri ve sürekli olarak "kamuoyu"nu ortaya sürdükleri habercilik tarzlarından, kötü bir televizyon dizisinin senaryo ekibi uyumuyla "haber" üretmeye devam edecekleri anlaşıldı.

Zaman eski defterleri açtı
Zaman gazetesinin dünkü baskısında yer alan "Genelkurmay'ın yaptığı soruşturmalar sonuçsuz kalıyor" başlıklı haberinde, askerî savcılığın, "ordu içinde sivillere yönelik plan hazırlayanlar"a karşı bugüne kadar birçok soruşturma açmasına rağmen kamuoyunu tatmin edecek sonuçların bir türlü alınamadığına vurgu yapıldı.

Haberde, Şemdinli davası sanıklarının sivil mahkemede 39'ar yıl hapis cezasına çarptırılmasına karşın askerî mahkeme tarafından ilk duruşmada tahliye edildikleri, bilirkişilerin kişisel bilgisayarından çıktığı kararı vermeleri nedeniyle Özden Örnek'e ait olduğu öne sürülen ve "Ayışığı" ve "Sarıkız" adlı darbe girişimlerinin anlatıldığı "Darbe Günlükleri"nden ötürü soruşturma dahi açılmadığı, bu günlükleri yayınlayarak deyim yerindeyse "Pandora'nın kutusunu açan" Nokta dergisine, "Sivil eylemler ne kadar sivil" kapağıyla çıkan Nisan 2007 tarihli sayısında yer alan ve Genelkurmay'ın STK'larla işbirliği planları yaparak uygulamaya koyduğu yönündeki bir başka haberi nedeniyle askerî savcının baskınına uğradığından söz edildi.

Taraf ve Zaman'ın "kamuoyu" adına soruları

Zaman, dün gün içerisinde internet sitesinde yayımladığı bir başka haberde, yine kamuoyunu öne sürdü. Kamuoyunu rahatlatmayan başka yönleri, günün Taraf gazetesi manşetinden faydalanıp "geliştirdiği" sorularla zenginleştirdi. Taraf manşetinde Genelkurmay'a sekiz soru soruyordu, Zaman ise el artırarak haberine "Demokles'in kılıcı gibi 20 soru" başlığı attı.

Derleme haberde, "Albay Dursun Çiçek Askeri savcılığa verdiği imza örneklerinde farklı bir imza atmasının askeri savcılıkça yadırganmaması 'karartma' şüphesine neden olmaz mı", "Askeri savcılık, Jandarma, Emniyet ve Adli Tıp raporlarındaki 'imza benzer' saptamasını niçin delil kabul etmiyor", "Ofisinde söz konusu belgenin bulunduğu Ergenekon zanlısı emekli asker Serdar Öztürk'le Kurmay Albay Çiçek'in ilişkisi incelendi mi, telefon konuşmalarına bakıldı mı? Kurmay Albay Çiçek'le Ergenekon zanlısı Serdar Öztürk'ün irtibatı çıkarsa Askeri savcılık bunu nasıl yorumlayacak", "Açıklamada planın Genelkurmay Karargâh'ında hazırlanmadığı söyleniyor. Peki, bu plan Genelkurmay'ın bilgisi dışında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başka bir biriminde hazırlanmış olabilir mi? Bu araştırıldı mı", "Albay Çicek kamuoyunda yakından tanınan bir isim. Geçen yıl Koç grubu dâhil birçok ismi fişlemişti. Bu ve diğer "andıç" iddialarıyla ilgili işlem yapıldı mı" türünden sorular yer aldı.

Yandaş haber siteleri de boş durmuyor: Al birini vur öbürüne "ifritler"...
Yandaş basının önü çeken haber portallarından timeturk adlı site de dün yayımladığı ve "darbelerin, darbe planlarının, muhtıraların, fişlemelerin, andıçların ve benzerlerinin ülkesi Türkiye'de Ergenekon davası, AK Parti'nin kapatılamaması, hükümetin seleflerine nazaran statükoya karşı daha dik durması ve kamuoyunun darbe ihtimaline karşı alerjik reaksiyon göstermesinden hareketle tam bir normalleşme yaşanıyor derken, Taraf gazetesi huzurumuzu (!) bozan bir belge yayınladı ve o belge gündeme oturdu" girişiyle sunduğu haberde, "darbecilerin en çok ifrit olduğu iki görüşe ait insan, bir Müslüman ve bir sosyalist" iki ismin açıklamalarına yer verdi. Haksöz Dergisi yazarı ve Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi "İslamcı yazar ve aktivist" Rıdvan Kaya ve Taraf gazetesinde haftada bir yazan, timeturk öyle tanıtsa da sosyalistlikle ilgisi olmayan yazar Roni Marguiles...

Verdikleri demeçte, "halkın süreçle ilgili değerlendirmelerini ve tepkileri gözlemlerine dayanarak" okurla paylaşan Kaya ve Marguiles ekürisinden liberal Marguiles, halktan bihaber "derin" görüşlerini şöyle ifade ediyor: "Halk her fırsatta askerin siyasete müdahalesini onaylamadığını belirtiyor. Tüm seçim sonuçları, tüm kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyor. Toplumun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan CHP seçmeninin bile hepsi darbeden yana değil. Zaten durum böyle olmasaydı çoktan darbe olurdu. Darbe için toplumsal destek sağlayamadıkları içindir ki, şu ana kadar darbe yapamadılar."

Rıdvan Kaya ise, sosyalist olarak pazarlanan Roni Marguiles gibileri dışında Türkiye solunun geniş kitleler halinde "Ergenekon" destekçisi haline getirilemeyişine olan hıncını, "ne yazık ki, darbecilerin açık, sistemli saldırılarına hedef olanlar dahi hala hiç utanmadan orduya methiyeler düzebilmektedir" sözleriyle ortaya koyarken, dava arkadaşlarına şu uyarıyı yapmaktan geri durmuyor: "Devletçi bakışın körelttiği zihinleri hakla, hakikatle tanıştırmanın uzun soluklu bir mücadele gerektirdiğini bilenler, gelişmelerin ortaya çıkardığı avantajları görmekle birlikte, abartılı, mesnetsiz değerlendirmelerin peşine kapılıp, bilahare hayal kırıklıkları yaşamak ve yaşatmaktan kaçınmalıdırlar.