'Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı'na idam' haberine takipsizlik kararı kesinleşti

Hürriyet’in internet sitesinde yer alan "Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı’na idam" başlığıyla yayınlanan haber nedeniyle başlatılan soruşturmada verilen takipsizlik kararı kesinleşti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yle ilgili açıklamaları üzerine 17 Mayıs’ta Hürriyet’in internet sitesinde "Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı’na idam" başlığıyla yayınlanan haber nedeniyle başlatılan soruşturmada verilen takipsizlik kararı kesinleşti.

Hürriyet'ten Burcu Purtul'un haberine göre, Bakırköy Sulh Ceza Hâkimliği, takipsizlik kararının hukuk ve yasaya uygun olduğunu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığını belirtti. İstanbul Barosu avukatlarından Rahmi Kurt ile İzmir’de yaşayan Engin Selvidal ve Yavuz Imırgı, haberde "Cumhurbaşkanı’na hakaret ve tehdit, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik, terör örgütü propagandası, halkı Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı silahlı eyleme teşvik, suçu ve suçluyu övme, anayasal düzeni yıkmaya çalışmak" gibi suçlar bulunduğu iddiasıyla  şikâyetçi olmuştu.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ise Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının haber yapıldığını, haberin güncel ve görünür gerçekliğe uygun olduğunu, basın ve haber verme hürriyeti kapsamında kaldığını vurgulayarak takipsizlik kararı vermişti.

Şikâyetçilerden avukat Rahmi Kurt, takipsizlik kararına da itiraz etti. Dosyayı inceleyen Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimi Cemal Kök, itirazı reddetti. Haberde Cumhurbaşkanı’na yönelik tehdit içerir söz ya da ibare bulunmadığının belirtildiği kararda, haberin Mısır’da gerçekleşen bir gelişme nedeniyle verildiği, kişilerin iç dünyasında olup eyleme geçmeyen amaçlarının yargısal olarak değerlendirilemeyeceği,  takipsizlik kararının yasaya uygun olduğu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığı vurgulandı. 

Kararda şu ifadeler yer aldı: “İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine göre gazetecinin, doğru ve güvenilir bilgi sunulması için iyi niyetle hareket etmesi şartıyla haber yapabileceği, nefret söylemi ve şiddet çağrısı yapan yayın yapılmaması gerektiği anlaşılmıştır.  Haber yapanın olaya dayalı olarak değer yargısında bulunabileceği, bunun ispatının kendisinden istenemeyeceği kabul edilmelidir.”