Ali Ufuk Arıkan/soL
AKP’nin yandaş basından tatmin olmayıp bizzat vekillerini gazetelerin başına atadığı bir döneme geldiğimizin ilk işareti Mehmet Ocaktan’ın Akşam’ın başına getirilmesi oldu.

Ocaktan göreve gelir gelmez gazetedeki tüm muhalif isimleri işten çıkarırken, yeni yazar olarak işbaşı yaptırdığı Yasemin Nak bugün ilk köşesini yazdı.

Nak, ilk köşe yazısında büyükbabasının CHP’li olduğunu ve kendisini Kuran kursuna göndermediğini söylüyor. Dua etmeyi bilmemenin nasıl bir eksiklik olduğunu da doktorun “sabırla bekle ve dua et” tavsiyesiyle anladığını…

Sonra 14 yaşındaki oğlunun İngilizce konuşarak genetiği, NASA’yı, en gelişmiş bilgisayar programlarını konuşabildiğini, okuduğu kitapların kendi kütüphanesini geçtiğini, iyi satranç oyuncusu ve profesyonel bir dansçı olduğunu söylüyor. Ayrıca oğlunun Gezi eylemlerine katıldığını ancak Başbakan’a küfür edildiği için bir daha eyleme gitmediğini belirtiyor.

Bunları neden anlattığını sonrasında yazdığı şu ifadelerden anlayacağız. Şimdi yazıdan üzülerek uzun bir alıntı:

Benim oğlum, geçmişi dünyayı sadece tek gözlükten izleyen, bu yüzden dini ve kendi geleneksel değerlerini önemsemeyen Türkiye’sinden değil. Modern dünyanın bilimsel ve teknolojik gelişmelerini yakından izleyen, kültürel donanımlı ama aynı zamanda dini ve kültürel değerleriyle barışık bir Türkiye’de yaşayacak.

İşte AK Parti iktidarı son on yıldır bu Türkiye’yi inşa ediyor. Okullarda teknolojik eğitime geçildi. Fatih Projesi ile öğrenciler modern eğitim ve teknolojiyle dünyalarını geliştirecek. Dilerse, anne babasına yasaklanmış anadilini öğrenecek. Aynı zamanda Siyer dersi alacak, Kuran derslerini öğrenmek için seçme özgürlüğüne sahip olacak.

Şu an inşa edilen yeni Türkiye gençleri Mozart dinleyecek ama Dede Efendi’yi de bilecek.”

Şimdi Nak’a bazı sorular:

Oğlu, en ufak bir bilimsel karşılığı olmayan Fatih projesi ve 11 yaşındaki çocuklara Kuran eğitimi verilmesi sayesinde mi “İngilizce konuşarak genetiği, NASA’yı, en gelişmiş bilgisayar programları hakkında konuşabiliyor?”

İyi satranç oyuncusu olması ve profesyonel bir dansçı olması da Erdoğan’ın gerici 4+4+4 projesi sayesinde mi?

Bir soru daha. Oğlu AKP’nin artık mecsitten ve İmam Hatip çıkışlı müdürlerden geçilmeyen, bilimsel bilginin zerresinin dahi içeriye giremediği devlet okullarında mı okuyor?

Bu soruların cevapları sanırız oldukça açık.

Ancak Nak, durmak nedir bilmiyor. Yandaş basında hiç eksikliği çekilmeyen Başbakan övgülerini sıralıyıveriyor.

Hem de Yiğit Bulut’u dahi kıskandıracak cinsten:

“Bu ülke verdiği karalardan emin, dünya vizyonu olan bir lidere sahip, Recep Tayyip Erdoğan. Benim oğlum için kurduğum hayalleri paylaşan ve onlar için güçlü bir Türkiye kurmak için yılların kangren haline gelmiş sorunlarını yok eden bir lider!

Ben oğlumun geleceği adına rahatım. Bu ülkede güzel şeyler oluyor. Her ne kadar birileri sürekli gerilim sahneleri planlasa bile Türkiye’yi ekonomi, sağlık, yatırım, ulaşım, bilim, spor ve buna benzer birçok konuda dünyanın önemli ülkeleri arasına sokmaya, Türkiye’nin marka değerini yükseltmeye kararlı lider var: Recep Tayyip Erdoğan.

Ben bu Türkiye’yi istiyorum!”

Bu yazıdan sonra Yasemin Nak’ı kendi haline mi bırakalım?

Karar sizin.