“Yalnız” bilişimciler de örgütlenmeli

Bilişim Dergisi’nin yeni sayısında fiziksel yıpranma, yalnızlaşma, fazla mesai ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle bilişimcilerin örgütlenmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) elektronik ortamda yayınlanan aylık yayını Bilişim Dergisi’nin Haziran sayısında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Bilişim Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Profesör Dr. Gamze Yücesan Özdemir, Türkiye’deki sayıları 120 bini bulan bilişim sektörü çalışanlarının örgütlenip hak mücadelesi vermesi gerektiğini söyledi. Derginin “Bilişim ve Sendikalaşma” başlıklı “Dosya” sayfalarında, “Üçüncü dalga medeniyetlerin proleteryası” olarak tanımlanan “beyaz yakalılar” arasında yer alan bilişimcilerin, örgütlenme çalışmaları irdeleniyor.

“Sendikal hareketin tanıdığı yapı”lardan olmayan ve kendilerini “işçi” olarak görmeyen bilişim sektörü çalışanlarının kriz dönemlerinde en çok hak kaybına uğrayan kesim olduklarına dikkat çeken “Emek ve Teknoloji” kitabının yazarı Prof. Dr. Özdemir, fiziksel yıpranma, yalnızlaşma, fazla mesai ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle bilişimcilerin örgütlenmesi gerektiğine inanıyor.

Hak mücadelesinin “kazancı ve sosyal konumu her ne olursa olsun emeği ile geçinen herkesin mücadelesi” olduğunu vurgulayan Özdemir, bilişim sektöründe iyi kazanıp özel sigorta hizmetlerine ulaşanlarla yeterli ücret alamayanların birlikte örgütlenmesi ve birbirlerini kollamaları gerektiğine işaret ediyor. Sendikaların, yeni çalışma biçimlerinin gerektirdiği yeni işçilerin ihtiyaçlarını hesaba katmakta yetersiz kaldığının altını çizen Özdemir, “bir dönem vasıflı kabul edilip iyi ödeme yapılan işlerin bir diğer dönemde yaygınlaşıp daha düşük ücrete konu olduğunu” sürece “proleterleşme” denildiğini ve hiçbir sektörün bu süreçten muaf olmadığını belirtiyor.

Bilişim sektöründeki yeni işçinin çoğunlukla klasik mavi yakalı işçiden de bir önceki dönemin hizmet sektörünün işçisinden de farklı özellik, tavır, alışkanlık ve ihtiyaçlara sahip olduğunu, farklı bir üretim süreci içerisinde yer aldığını anlatan Özdemir, şunları söylüyor:

“Bilişim sektöründe çalışma, pek çok durumda karakter aşınmasına neden olabiliyor. Sendikalaşmayla, sürekli risk altında yaşayan, iç dünyasında sürüklenen ve ‘biz’ zamirinden çekinen bilişim çalışanları, bir amaç için birlikte olma ve ‘biz’ diyebilme imkânına sahip olabilir. Dolayısıyla, sendikalaşma, birbiri için kaygılanmayan ‘yalnız’ bilişim çalışanlarını paylaşmaya ve birbirleri için kaygılanmaya çağırır.”

Derginin “Bilişim ve Sendikalaşma” başlıklı “Dosya” sayfalarında Prof. Dr. Özdemir ile birlikte TEZ- KOOP İŞ, DİSK/ Sosyal-İş sendikaları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bilgi ve iletişim emekçilerinin derneği (BİTDER), EMO yetkilileri, akademisyen, medya ve şirket yöneticilerinin görüşleri de yer alıyor.

Haziran sayısı 180 sayfa olarak yayımlanan Bilişim Dergisi’ne www.bilisimdergisi.org veya www.tbd.org.tr bağlantılarından ulaşılabilir.