Venezuela'nın Ankara Büyükelçisi'nden Deniz Gökçe'ye cevap

Venezuela'nın Ankara Büyükelçisi, Akşam gazetesi yazarı Deniz Gökçe'ye sert bir cevap verdi.

(soL - Haber Merkezi) Venezuela'nın Ankara Büyükelçisi Jose Gregorio Bracho Reyes, Akşam gazetesi yazarı Deniz Gökçe'nin 1 Temmuz 2014 tarihinde "Arjantin iflasın eşiğinde" başlığıyla yayımlanan yazısına sert tepki gösterdi.

Reyes'in cevabının ilgili bölümleri şöyle:

"(...)

Türkiye, Latin Amerika’mızın halklarıyla kardeş bir ülkedir. Bu coğrafyalarda içten gelen saygı ve sevginin göstergesi vardır. Siz ender rastlanan bir örneksiniz.

(...)

Venezuela Bolivar Cumhuriyeti, demokratik bir modele dayanan, büyük gelişme gösteren bir ülkedir ve temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçmiştir. Siyasi söylem artık sadece ‘’siyasi sınıf’’a ait değildir ve bu, Kumandanımız ve Başkanımız Hugo Rafael Chávez Frías’ın ilk demokratik seçimlerini kazandığı andan itibaren başlamıştır. Bununla birlikte halkın kendi anayasasını tayin edebilmesi için gereken Anayasal süreci başlatıldı. Venezuela Anayasası, Latin Amerika’da tarihinde imzayla onaylanan ilk anayasa oldu.

Size, Venezuela’da siyasi tartışmanın çok olağan bir şey olduğunu söylüyorum çünkü halkımızın bilinci ve kapasitesi on beş yıl içerisinde artmıştır eğitim, sağlık ve gıda alanındaki göz ardı edilemez başarılarımız UNESCO, BMKP ve Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü gibi uluslararası örgütler tarafından tasdik edilmiştir. Venezuela, okuma-yazma oranı %100 olan bir ülke olarak tanınmıştır (2004) ve aynı zamanda Latin Amerika bölgesinde en fazla okul kaydı yapılan ülke olan Venezuela dünya ortalamasında beşinci sıradadır. Venezuela, yeryüzünde açlıkla mücadelede en fazla başarı kaydeden ülke olması sebebiyle, BM Tarım ve Gıda Örgütü tarafından başlatılan dünya açlıkla mücadele özel programına ‘’Hugo Rafael Chávez Frías’’ adı verilmiştir.

Venezuela’da ifade özgürlüğü, büyük yayın organlarının sahiplerinin tekeli olmaktan çıkmıştır. Bugün tüm ülke çapında halkın kendi yayın organlarına sahip olması, teknik ve yapısal gerekli desteğin, devrimci hükümet tarafından sunulması sayesinde gerçekleşmiştir. Öte yandan, büyük medya kuruluşları (radyo ve televizyon) özel şahısların tekelindedir. Yeryüzünde, İfade Özgürlüğü’nün en net ve serbest olduğu ülke Venezuela’dır. Bunun nedeni, medya patronlarının, kişilerin kendilerini ifade etmelerini engellemek için tamamen oto sansür uygulayamadıklarından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde sıradan insanlar sosyal iletişimde söz sahibi olabilirler çünkü halk, örgütlü topluluklar dahilinde kendi yayın kuruluşlarına sahip olabilmektedir.

(...)

Şunu iyi anlayın Deniz Bey, biz ince bir ip üzerinde yürümekteyiz ve hiç kimse bizi bu yoldan çeviremeyecek.

Latin Amerika’da sol ve ilerici eğilime sahip ülkelerin hükümetlerine saldırdığınız aşikar. Bu sizin art niyetli ve kötü bir köşe yazarı olduğunuzun kanıtıdır. Latin Amerika entegrasyonuna erişmeye çalışan, egemenlik çerçevesi içinde toplumsal çıkarlar ve kolektif yaşam üzerine vurgu yapan bütün ülkelere saldırmaktasınız.

Arjantin, Bolivya, Küba, Ekvator, Nikaragua ve Venezuela sosyal adaletin güçlendirilmesi yolunda, özgür iradeleriyle değişimi görev edinmiş ülkelerdir. Kendi gerçekliklileriyle örtüşen yapılarını idame ettirirken ortak şanssız bir tarihle doğrudan özdeşleşmekte ve kültürel benzerlikler dışında kardeşlik bilincini savunmaktadırlar. Bugün halklarımız arasındaki birlik ve beraberliğin sadece bir seçenek değil gelecek için şart olduğu çok açıktır.

Bazı zorluklar yaşıyoruz fakat bunları özgürlüğümüzden ödün vermeden ve mütevazı hayat şartlarına sahip olanları kurban etmeden aşmaya hazırız.

Bazı mafya oyunları ile Arjantin aleyhinde yazılar yazmaya cüret ediyorsunuz. Kardeş Arjantin Cumhuriyeti, finans vurguncularının menfaatlerini karşılayan Akbaba fonları ile karşı karşıyadır. Ben bu fonlara “Leş Fonları” demeyi tercih ederim. “Akbaba fonları” yağmacılığın yüzsüzlük halidir. Öyle ki bu soygun şekli, mevcut devlet borcunu komik bir rakam olan %20 ila %30 arasında satın alıp sonra uluslararası kurumlar önünde mahkeme aracılığıyla tehdit ederek ödemenin %100 üzerinden yapılmasını istemektir. Bu mafya fonları, 1000 kazanmak için 10’a alım yaparlar. Halkların 30 senede kazandıklarını bir senede kazanırlar. Ülke borçlarını 30 sente alıp bundan 1,80 dolar kazanmaya çalışırlar. Bay demagog, asıl gerçek şu ki, Paul Singer adlı kişi, 48,7 milyon dolar yatırımla bugün 1,6 milyar dolar kazanmak istemektedir ve daha fazla beklemeden ödemenin yapılmasını talep etmektedir.

(...)

Arjantin alacakların % 92,4’ünü ödemekte. Bu sadece iktisadi değil aynı zamanda siyasi bir konu. Akbaba fonları, Arjantin’in ödeme yapmasını istemiyor, zira bu fonlar sadece finansal ve ekonomik kaynaklara sahip olmakla kalmayıp doğal kaynakları, bağımsızlığı ve Arjantin halkının kaderini elinde tutmak istiyor.
Siz, Deniz Bey, bir halkı açlıktan öldürmekle tehdit eden bir konuyu önemsiz kılmaya çalışıyorsunuz. Nestor Kirschner’in bir defasında dediği gibi: “Ölüler ödeme yapmaz”. Siz vurguncuları, sefaleti, ölümü destekliyorsunuz. Dikkat ediniz, tarihte ilk defa Sosyalist Enternasyonal ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Arjantin’in borçlarını yapılandırması hakkı olduğu konusunda hemfikirler.

Biliniz ki, Arjantin’de de Venezuela’da olduğu gibi, ilerici hükümetler bankaların ve finans vurguncularının menfaatlerinden çok, sağlık, eğitim, konut ve halkın refahına öncelik vermektedir. Açlıktan ölen veya hasta olan bir millet asla borçlarını ödeyemez. Ödeme yapmak için büyümemize, büyümek için ise eğitim ve sağlığa yatırım yapmaya ihtiyacımız var.

Dolayısıyla kartlar açıldı ve Latin Amerika, yek ve Büyük bir Vatan olarak, dimdik ayaktadır ve neoliberalizmin aşırılıklarıyla olan mücadelesine devam etmektedir. Büyük yazar Jose Saramago’nun dediği gibi, “Neoliberalizmin alternatifi vicdan ve sağduyudur”.

Artık siz ev işleriyle ve diğer meşgalelerinizle uğraşın, boş cümleleriniz ve saçmalıklarınızla okuyucuların kafalarını karıştırmayı bırakın. Zira Türk vatandaşların zekâsı ve hassasiyetini rencide ediyorsunuz."