Türkiye’de basın 1 Eylül 1939’u nasıl karşıladı?

1 Eylül 1939’da başlayan İkinci Dünya Savaşı, o dönemde Türkiye’de çıkan büyük gazetelere nasıl yansıdı? 2 Eylül sabahı Cumhuriyet, Akşam, Vakit ve İkdam hangi manşetlerle çıktı?

İkinci Dünya Savaşı 1 Eylül 1939 günü Almanya’nın Polonya’ya saldırmasıyla başladı. Aslında savaş günlerdir, haftalardır hatta aylardır Avrupa’nın gündemindeydi. Türkiye’de yine günlerdir, haftalardır ve aylardır gazetelerin ana sayfa manşetlerini İngiltere, Fransa, Almanya ve Sovyetler Birliği’nin dahil olduğu olası bir savaşa ilişkin güncel gelişmeler kaplıyordu. İngiltere ve Fransa ile aynı safta yer aldığına dair bildirilere ve sonrasında anlaşmalara imza atan Türkiye önceki deneyimlerini gerekçe göstererek, “savaşın dışında kalma” politikasını sürdürüyordu. Ancak çok geçmeden bu politikanın “tarafsızlığı” da –özellikle Almanya ile sürdürülen ticari ilişkilerin yoğunluğu, içeride komünistlere uygulanan baskılar, Yahudilere dönük bazı uygulamalarda vs görüldüğü gibi- yerini soru işaretlerine bırakacaktı.

Ancak savaş başlarken Türkiye kendisini Almanya’dan çok İngiltere ve Fransa’nın yanında konumlandırıyor ve saldırgan tutumuyla tanımlanan Almanya’nın zaferinden pek emin görünmüyordu. Bu tutum Almanya, Avrupa içlerinde ve Balkanlarda ardı ardına zaferler kazandıkça ve özellikle Sovyetler Birliği’nin içlerine doğru ilerledikçe değişecek ve Almanya hayranlığına varan tutumlar medyada yer bulmaya hatta hakim olmaya başlayacaktı. Ancak savaşın ilk günü rüzgarın yönü henüz belli değildi ve Türkiye’deki belli başlı gazetelerde, söz yeni patlak veren savaşta Türkiye’nin durumunun ne olacağına gelince, tek bir ağızdan çıkmış gibi “Türkiye’nin savaş karşısında sükunet ve itidalini kaybetmediği” söylemi beliriyordu.

İşte 2 Eylül sabahı Türkiye’de çıkan 4 gazetenin manşetleri

Vakit
Asım Us ve Ahmet Emin Yalman’ın 1917’de çıkarmaya başladıkları Vakit gazetesi 2 Eylül günü “Almanya-Polonya Harbi Dün Başladı” ana manşetiyle ve altında “İngiltere, sefiri vasitasile Alman askerlerinin geri çekilmesini istedi. Verilecek cevap menfi olursa İngiltere ve Fransa da harbe girecekler” yazısıyla çıkıyor. Gazetenin 2 Eylül kapak sayfasında manidar olan bir diğer manşet haberi, savaşın başlangıç haberinin hemen altında büyük puntolarla ve geniş bir yer ayrılara verilmiş olan İngiltere Kralı’nın İnönü’ye gönderdiği dostluk mesajı ve İnönü’nün cevabı haberi. Gazete haberlerinde öne çıkan bir diğer vurgu, İtalya’nın tarafsızlığını koruyup korumayacağı endişesi. Yine ana sayfada büyük puntolarla “Demokrasiler için yapılacak ilk iş İtalyanın hakiki vaziyetini süratle tayin etmek olacak” alt başlığı okunuyor.

Gazetenin sahibi ve başyazarı belki de o dönem gazetecileri içinde en isabetli öngörüyü yapanlardan. Asım Us 2 Eylül tarihli başyazısında şunları söylüyor:

“[Almanya] Lehistanı ortadan kaldırdıktan sonra diğer cephelere dönecektir. Ve en kuvvetli bir ihtimal olarak Balkanlarda genişleme hareketlerine girişecektir. Şimdi bitaraflık ilan eden İtalya da o vakit Almanya ile birlikte harekete geçmekte ve bitaraflık maskesini atarak muharip kiyafetile meydana çıkmakta mahzur görmiyecektir […] Hülasa her hangi cepheden bakılırsa şu kanaate varılır: Almanya ile Lehistan arasında başlayan harp çok uzun sürecek bir dünya harbi olacaktır. Milyonlarca masum insan Hitlerin şahsi mesuliyeti altında ilan ettiği harbe kurban gidecektir. Harbin sonunda bizzat Alman milleti muzaffer olsa bile büyük zararlar görecektir.”

Akşam
1918 yılında Necmettin Sadak’ın kurduğu Akşam gazetesi, savaşın başlamasını “Hitler, Son İngiliz Ültimatomunu Reddetti” ana manşeti ile karşılıyor. Alt başlığında “İngiliz ve Fransız meclisleri bugün toplanıyor, bu akşama kadar harp kararını vermeleri muhtemeldir” ifadesine yer veren gazetede “Türkiye ile İngiltere birbirlerine kuvvetli dostlukla bağlıdır” başlığıyla yine İngiliz Kralı’nın mesajına ana sayfada genişçe yer verilmesi dikkat çekiyor.

Yine gazetenin ana sayfasında yer alan aşağıdaki yazı ise oldukça ilginç:

“Beyhude telaş edilmesin!

‘Umumi harp’ der demez, birçoklarımızın aklına hemen şunlar gelebilir:
-Aman eve bir torba un, bir sandık şeker, bir teneke petrol alayım.
Fakat bu, beyhude telaştır.
Bu sefer müttefikimiz –geçen seferki gibi- tekmil menabiden tecrid edilmiş mahsur ve aç bir Almanya değildir. Bütün müstahsil dünya ile irtibatımız olacaktır memleketimizin istihsal pınarlarına yapışıp onu sömürenler bulunmayacaktır.
Geçen seferki gibi kıtlık içinde kalacak değiliz. Nafile yere telaş edilmesin.”

Gazetenin başyazarı Necmettin Sadak ise “Nihayet Harp Başladı” başlıklı başyazısında şunları yazıyor: “Almanya lüzumsuz yere büyük bir felakete sürüklenmiştir. Akla sığmıyan şey, Almanyaya birkaç sene içinde tahayyül edemediği şerefleri ve zaferleri kazandıran bir devlet adamının, zaten bilfiil halledilmiş küçük bir dava uğruna dünyayı ateşe vermesidir.”

Necmettin Sadak savaşın hemen sonrasında 1947-1950 yılları arasında dışişleri bakanlığı yapmıştır.

Cumhuriyet
Yunus Nadi’nin Zekeriya Sertel ile birlikte kurduğu Cumhuriyet gazetesi 31 Ağustos günü İngiltere ve Almanya arasında başlayan görüşmelere gönderme yaparak, “Beynelmilel vaziyet salaha [iyiye] doğru gidiyor” manşetini atmış. Ancak gazetenin 2 Eylül manşeti “Nihayet Harb Başladı”. Hitler faşizmi tarafından yönetilen Almanya’yı savaş öncesinde ve sırasında açıkça destekleyen gazetenin başyazarı Yunus Nadi’ye göre savaşın başlaması şöyle olmuştur: “Polonya'ya neler söylendiği pek iyi bilinmese de bilhassa İngiltere ile Almanya arasında müphem ve umumi mahiyette bazı müzakereler cereyan etmiştir. Bu müzakerelerde şüphesiz Danzig ve Gydina limanlarından ve belki Koridorda yapılacak bir plebisitten bahsedilmiştir. Fakat ayni zamanda Almanya tarafından 1918’den sonraki şark hududlarının tahammül olunmaz vaziyetlerine de temas edilmiştir. Böylelikle Almanyanın Versay muahedesinde kendisine şark hududu olarak çizilen hatları 1914teki hallerine irca etmek istediği görülmemek kabil olmazdı.”

İkdam Sabah Postası
Bu gazeteler içerisinde İslamcı yanı en ağır basan, Ebuziyyade Velid’in çıkadığı İkdam Sabah Postası gazetesi de 2 Eylül’de “Avrupada Harp Başladı. Alman Orduları Harbi Bırakıp Polonya’yı terk etmezlerse İngiltere ve Fransa Orduları Derhal Harbe Girecekler” başlığıyla çıkar. Gazetenin başyazarı Ebuziyyade Velid’in “Harp Nihayet Başladı Mı?” başlıklı başyazısı savaşın başlamadığına tam olarak inanmamayı tercih etmektedir: “Diğer taraftan, ateşin Lehistanı böyle sarmış bulunmasına, Leh şehirlerinin Alman bombaları altında yanıp yıkılmasına rağmen ‘acaba harp hakikaten başladı mı?’ sualini de insan kendi kendine sormaktan hali kalmıyor”

Neslişah Başaran (soL)